Türkiye’nin 82’nci ili neresi

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ülkedeki il sayısı 71’di. Aradan geçen 92 yılda bu sayı 81’e çıktı. İl olarak ilan edilen son yer, 81 il plaka koduyla Düzce oldu. 12 Kasım 1999’da meydana gelen depremin merkez üssü olan Düzce, Bolu’nun uzak ilçesiydi. 7.2’lik bir deprem ile sarsılan ilçe, büyük bir yıkım yaşadı ve daha hızlı toparlanması için de il statüsüne kavuşturuldu. Tarihi, konumu, yüzölçümü, ekonomisi ve nüfus yoğunluğu itibariyle il olmayı bekleyen ilçeler ise bu sürecin üzerinden geçen 16 yıl boyunca kamuoyunu meşgul etmeye devam etti.

Rahşan Ecevit sözünü tutamadı

Muğla’nın Fethiye, Giresun’un Şebinkarahisar, Bursa’nın İnegöl, Kocaeli’nin Gebze, Antalya’nın Alanya, Tekirdağ’ın Çorlu, Balıkesir’in Bandırma, Van’ın Erciş ve Manisa’nın Akhisar ilçeleri sık sık il olma girişimlerinde bulundu. Ancak bu ilçeler, 1990’larda siyasi partilerin vaatleri arasında kendine yer bulan ‘il yapılma’ sözünü bir türlü alamadı. Oysa 1995 yılında Tansu Çiller’in Başbakanlığında Yalova, Karabük ve Kilis’i il yapılmış, 1996’da ise ANASOL-M Hükümeti’nin Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye “80” numaralı il plakasına sahip olmuştu. Bülent Ecevit’in Başbakanlığının son günlerinde eşi Rahşan Ecevit’in hemşehrisi olan Şebinkarahisarlılara verdiği il olma sözü ise yerine getirilemedi.

‘Yeni ilimiz’ gündeme göre değişiyor

82’nci ilin neresi olacağı sorusu her zaman gündemdeki sıcaklığını korurken Türk halkı “82” numaralı plakayı sınırları dışındaki başka ülkeler veya şehirler için de telaffuz etmeye başladı. Bu durumda kadim tarihimizden gelen yakınlığın yanı sıra son yıllarda özellikle Afrika ve Ortadoğu’daki doğal afetler, işgal ve iç savaşlarla sarsılan bölgelere yardıma koşarak insani pozisyonlar alan Türkiye’nin bu hamleleri sonuncunda Türk halkı ile bu bölgeler arasında oluşan duygusal bağlar da etkili oldu. 82 plaka numarasının nereye uygun görüleceği sık sık değişti. İsrail uçakları bomba yağdırırken Gazze’yi sınırları içine alan Türk halkı, çocukları açlıktan ve susuzluktan ölen 13 bin kilometre uzaklıktaki Somali’ye de aynı duyguları besledi. Kızılay, TİKA ve AFAD’ın başını çektiği devlet kurumları ile İHH, Deniz Feneri ve Sadakataşı gibi dernekleri eliyle her daim mazlum coğrafyaların yardımına koşan Türkiye ve Türk halkı, tarihi ve stratejik bağlarımızın olduğu Musul ve Halep gibi kentleri ise tekrar sınırlarına katmak için ‘yeni ilimiz’ vurgusunu severek kullandı.

82 MUSUL:  1 milyonu aşan nüfusu ile Irak’ın en büyük ve stratejik şehirlerinden biri olan Musul, karakter olarak tam bir Türk şehridir ve Türkiye halkının da 90 yıllık özlemidir. Uzun yıllar Osmanlı idaresinde kalan ve Mondros Mütarekesinden sonra İngilizler tarafından işgal edilen Musul, zengin petrol yataklarına yakınlığı nedeni ile ‘genç Cumhuriyet’e verilmemiştir. Lozan’dan sonra da Türkiye’ye verilmeyen Musul, Irak sınırları içinde kaldı ve bugün Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Irak Devleti arasında belirsiz bir statüye sahip. Şimdilerde IŞİD tehlikesine karşı Türk askerine ev sahipliği yapması ile gündeme gelen Musul, Irak ile Türkiye arasında büyük bir krize neden olan bu askeri konuşlanma ile birlikte “82 Musul” tartışmalarıyla da gündemde kendine yer buluyor. Irak’tan gelen “Türkiye askerini Musul’dan çeksin” açıklamalarına sosyal medyadan verilen yanıt ise uzun süre gündem oldu: “Bir gece ansızın 82 Musul, 83 Kerkük.”

82 GAZZE: İsrail’in ablukaya alarak açık bir hapishaneye çevirdiği ve ağır bombardımanları ile işgal edip binlerce sivili katlettiği Filistin’in Gazze şehri, Türkiye’nin gündeminden hiç düşmüyor. İsrail’in Mavi Marmara saldırısından sonra Türkiye – İsrail ilişkilerinin normale dönmesi için ortaya koyduğu şartlardan üçüncüsü Gazze’deki ablukanın kaldırılmasıydı. Türkiye, devlet olarak bu şartından hiç geri adım atmadı. Türk halkı ise bombardımana karşı “Gazze bizim 82’miz” çıkışları yaparak İsrail’i hep ürkütüp, tedirgin etti. Bu baskıyı en çok da Türkiye’deki İsrail konsoloslukları üzerinden hissettirdi Türkiye halkı. 2012 yılında Dışişleri Bakanı iken bombardıman altındaki Gazze’ye giren Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, evladını kaybetmiş Filistinli bir babaya sarılıp ağlamasının görüntüleri, Türk halkının hafızasında asla silinmeyecek bir etki bıraktı.

82 HALEP: Irak topraklarındaki Musul Türkiye için ne anlam ifade ediyorsa Suriye sınırları içinde kalan Halep kenti de aynı anlamı ifade ediyor. Cihan Devleti Osmanlı’nın en önemli kentlerinden olan ve Türk edebiyatının da bir parçası olan Halep, Osmanlı’nın yıkılması ile Fransızların kontrolüne geçti ve ardından kurulan Suriye Devleti’nin bir parçası oldu. Suriye’nin sürekli ticaret ve üretim merkezlerinden biri olan Halep’in nüfusunun yüzde 40’ı Türkmen’dir. Her ne kadar sınırlarımız dışında kalsa da Halep, Türkiye’nin aldığı nefesi duyacak kadar yakındır. İzmit ile İstanbul arası 90 kilometre iken Kilis’ten sadece 66 kilometre uzaklıkta yer alan Halep, Türk halkının gönlündeki “82’nci il” hasretidir. Bu özlem 2011’de başlayan Suriye iç savaşı daha da artmıştır. Çünkü savaşın en fazla zarar verdiği şehirdir Halep. Beyaz taşlı binaları ve Osmanlı döneminden kalma yapıları ile Ortadoğu’nun ‘tarihi yaşayan’ kenti olan Halep, özelikle 2012’de çok ağır bir yıkım yaşadı. Özgür Suriye Ordusu ve Esed askerlerinin kentin kontrolü için girdikleri tanklı ve uçak bombardımanlı çatışma, Halep’i tamamen harap etti. Türkiye için sınırları dışındaki en stratejik yerleşim yerlerinden biri olan Halep’in değişmeye hazırlanan haritalar çerçevesinde “82. ilimiz” olması bir hayalden ötesi olarak anılmaktadır.

82 SOMALİ: Her ne kadar Türkiye’den 13 bin kilometre uzaklıkta olsa da özellikle yakın dönemde sanki sınırlarımızın hemen yakınındaki bir ülke haline geldi Somali. Uçak ile Türkiye’den 6 saatte gidilebilen ülke, Afrika’nın en doğu ucunda yer alıyor ve 10 milyonluk nüfusu ile açlıkla mücadele eden en fakir bölgeler arasında üst sıralarda. 2011’de yaşanan büyük kuraklık felaketine karşı düzenlenen seferberlikle Somali’nin değişen kaderi olan Türkiye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına Ajda Pekkan, Muazzez Ersoy ve Sertap Erener gibi sanatçıları da alarak yaptığı günübirlik ziyaretle de çığır açmıştı. Somalililer tarafından bir mucize olarak nitelendirilen bu ziyaretin ardından TİKA, Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarımızın da katkılarıyla ülkemizin en büyük yurt dışı operasyonu başlamış oldu. O tarihten bu yana insani yardım ve kalkınma alanında Somali’ye yaklaşık 400 milyon dolar yardım yapan Türkiye, hastane, okul, çadır kentler, ekmek fabrikası, cami ve yaşam alanları kurarak Somali’yi adeta “82’nci ili” saymışçasına ülkeyi yeniden inşa etme yükünü omuzladı.

Benzer konular