Dünyanın en büyük insani yardım bağışçısı ülkelerinden Türkiye, Filistin’de Ramazan ayının öncesinde yaşanan saldırının ardından yeni yardım kampanyalarının öncülüğünü yaptı. Son bir ayda 1 milyon 200 bin dolar tutarında ilaç ve tıbbi sarf malzemesi yardımı sağlayan Türkiye’nin bölgede etkin olmasında, dönemsel olaylara tepki vermesi değil, uzun erimli projelerle faaliyet yürütmesi yatıyor. Hastaneler açan, acil yardım ekipleri kuran, düzenli aş evlerinde hizmet veren Türkiyeli STK’ların bu faaliyetleri Filistinliler için de bir umut.
ABD Başkanı Donald Trump’ın “İsrail’in Kudüs’ten yönetildiğini söylediler, biz de büyükelçiliğimizi oraya taşıdık” sözleriyle ABD’nin elçiliğini Kudüs’e taşıması, Filistinliler için yeni bir saldırı döneminin başlangıcı oldu. Gazze’de bir araya gelen ve ABD’yi protesto eden sivil Filistinlilerin üzerine ateş açan İsrail askerleri yüzlerce insanı öldürdü, binlercesi yaralandı.
Olayın hemen ardından Türkiye’de yüzbinlerce insan sokağa çıktı, gıyabında cenaze namazları kılındı. Bu tepkinin dışında, Filistin’de yıllardır insani yardım faaliyetlerini sürdüren Türkiye, bu olayın ardından yine harekete geçti, sivil toplum kuruluşları hâlihazırda yürüttüğü kampanyalara yenilerini ekledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ve Başbakan Binali Yıldırım’ın yayımladığı genelgeyle başlayan kampanya 1 milyon 200 bin dolar tutarında ilaç ve tıbbi sarf malzemesi ya da diğer tıbbi ekipmanla ilgili desteği içeriyordu. “Filistin’e Umut Ol” sloganıyla çıkılan yolda Türkiye hükümeti yalnız değil.
Yalnız Filistin için kurulan sivil toplum kuruluşları kadar, bünyelerinde Filistin’e özel bir yer veren sivil toplum kuruluşları da var. Bunlar faaliyetlerini hem yaşanan felaketin ardından, hem Ramazan ayının gelişiyle birleştirip kampanyalara imza attılar.
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Türkiye’nin başlattığı kampanyaları rakamlarla açıkladı:
“Bugüne kadar yapılan yardımların çapı oldukça büyük. AFAD’ın 200 milyon liranın üzerinde, TİKA’nın 400 milyon dolar civarında, Türk Kızılayı’nın 500 milyon liraya yakın bir yardım yaptığını biliyoruz.”
Türk Kızılay’ı sahada
Türk Kızılayı, Gazze sınırında barışçıl gösteriler düzenleyen Filistinlilere yönelik İsrail’in saldırılarında yaralananlar için Türkiye’den temin edilen yardımları Filistin’e ilk ulaştıran kuruluşlar arasında yer aldı.
Kızılay’ın Gazze’de ve Kudüs’te bulunan daimi delegasyonları tarafından yerelden temin edilen ve toplam değeri 1 milyon liralık ilaç ve tıbbi malzemeleri, Gazze’deki hastanelere ulaştırıldı. 5 milyon liralık ilaç yardımının ulaştırılması için de gerekli izinlerin alınması bekleniyor. Kızılay’ın Filistinlilere yardım için ayırdığı 1 milyon liralık bütçesi var ve bu bütçe yapılan yardımlarla artıyor.
Ayrıca, Ramazan ayının başından itibaren Mescid-i Aksa’da iftar yemeği verilmeye başlandı. Filistinli ailelere de 30 bin paket gıda kolisinin dağıtımı sürüyor.
Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık Gazze’de yaşanan katliamın ardından Türkiye’nin ayağa kalktığını vurguluyor:
“Devletimiz, Türk Kızılayı ve sivil toplum kuruluşlarımız dahil olmak üzere dört bir koldan buradaki acıyı dindirmek için seferber olduk. İnsani yardım kuruluşları olarak Filistin ve benzeri bölgelerdeki insani ızdırabı dindirmenin yanı sıra haklarını ve onurlarını korumak için elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. Bir taraftan da özellikle yaralıların Gazze’den tahliye edilerek Türkiye’de tedavi edilmesi için gerekli görüşmelerimize devam ediyoruz.”
İHH’dan acil çağrı
Filistin’deki ablukanın kaldırılması için faaliyetlerini sürdüren kuruluşların başında gelen İHH da bu süreçte acil yardım çağrısı yapan STK’lardan oldu. İHH’nın çağrısı kapsamında Geri Dönüş Yürüyüşü esnasında İsrail askerlerince vurulan 200 yaralıya ve şehit ailelerine nakdi yardım, yaralıların hastanelere sevkinde yardım ve yaralı tedavilerinin gerçekleştirildiği hastanelere ve sağlık merkezlerine desteğe öncelik verildi.
İHH her gün 1500 kişiye iftar veriyor, 4 bin 375 aileye kumanya yardımında bulunuyor, 400 aileye fitre ve zekat dağıtımı gerçekleştiriyor.
Ambargo altında elektriksiz kalan ve günde sadece 4 saat elektrik verilen Gazze’deki yoğun bakım üniteleri için de harekete geçen İHH hastanelere mazot yardımının yanı sıra elektriğin sıklıkla kesildiği Gazze’deki Cenin Hastanesi’nde güneş enerji panellerini kurdu.
İHH’nın Gazze Ofisi bulunuyor. Ofiste acil yardım, psikolojik destek, meslek edindirme, eğitim ve yetim çalışmaları yürütülüyor. İHH, Gazze’deki sıcak aş dağıtımları da 2016 yılında açılışını yaptığı Mavi Marmara Şehitleri Aşevi aracılığıyla gerçekleştiriyor. Aşevi, haftanın 5 günü yemek çıkarmaya devam ediyor. Günlük olarak 300 kişinin sıcak yemeğe ulaştığı projeden yılda 72 bin Gazzeli istifade ediyor. İHH’nın Gazze’deki Osmanlı Kültür Merkezi’nden ise yılda 2 bin 500 kişi faydalanıyor. İHH’nın Gazze’de aylık olarak Yetim Sponsorluk Sistemi sayesinde desteklediği yetim sayısı ise 15 bin 161.
Mirasımız Kudüs yeni bağlar kuruyor
Mirasımız Kudüs Derneği, odağı sadece Kudüs olan bir kuruluş. Kültürel değerleri ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan eserlerin ihyasını gündeme getiren kuruluş, karikatür yarışmaları düzenliyor, Kudüs’teki hak ihlallerini de raporluyor.
Saldırının ardından ve Ramazan ayının başlamasıyla Dernek, “Kudüs’e Dokun” kampanyası başlattı. “Mescid-i Aksa İslam’ındır” sloganıyla yola çıkan derneğin amacını Genel Başkanı Muhammet Demirci “Dünya’nın gözlerinin içine baka baka, fütursuzca Müslümanların ilk kıblesi, Peygamberler diyarı, Efendimiz S.A.V’in imamet merkezi, Miraç ve İsra durağı Mescid-i Aksamıza saldıran işgal rejimi bilsin ki; Mescid-i Aksa İslamındır” sözleriyle anlatıyor.
Derneğin aynı zamanda “Kudüste Bir Ailem Var” ismiyle bir kampanyası bulunuyor. Kampanyanın amacı yüksek vergiler, haksız yere kesilen mahkeme cezaları, tutuklamalar, avukat masrafları, Müslüman ailelerin erkeklerine 1 yıldan 30 yıla kadar verilen hapis cezaları ve daha birçok alanda uyguladıkları ambargoyla Müslümanların Kudüs’ü terk etmesini sağlamaya çalışan İsrail’i engellemek.
Yetim hamiliği büyüyor
45 ülkede faaliyet yürüten Deniz Feneri’nin en önemli faaliyet alanlarından biri Filistin. 15 ülkede yetim hamiliği yapan derneğin “Benim Ailem Filistin” ismiyle bir kampanyası var. Kampanyayla 2 milyona yakın gıda, giyim, barınma, ilaç gibi hayati kaynaklara ulaşamayan Gazzeliye yardım götürmek hedefleniyor.
Kudüs Yunus Emre Türk Kültür Merkezi de Kudüs’teki yetimlere yardım eli uzatanlardan. Saldırıların ardından işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Beyt Hanina beldesinde bulunan Nuru’l Huda Toplum Merkezi’nde bir iftar düzenleyen kurum, 70’i yetim olmak üzere aileleriyle beraber 150 kişiyi ağırladı.
KUTU
Gazze’nin yaralarını Yeryüzü Doktorları sarıyor
Yeryüzü Doktorları Yönetim Kurulu Başkanı Yahyahan Güney, Filistin’in kendileri için ayrı bir önem taşıdığını anlatıyor:
“Biz YYD olarak normalde proje bazlı çalışıyoruz, dolayısıyla Sudan’da bir projeyi başlatıp bitiriyoruz. Bazen üç ay, bazen altı sürüyor. Filistin’deyse her zaman olacağız dedik. Filistin kanayan yara, orada proje bazlı değil, ülke bazlı bulunuyoruz. Devamlı orada bulunuyoruz.”
Sağlık ekipleriyle Filistinli ailelere acil durumlar dışında da düzenli kontroller sağlayan derneğin faaliyetlerini Güney şöyle aktarıyor:
“Gönüllü ekipler gönderdik, sağlık yardımları yaptık, son üç yıldır orada bir ofis açtık, ofisimiz üzerinden devamlı oradayız, 30 civarında personelimiz var. Acil afet durumlarında hizmetlerimiz devam ediyor. Fizik tedavi merkezimiz var, 5 adet mobil hizmet veren acil yardım ekibimiz var, yatalak insanların tedavilerini yapıyoruz.”
Yaşanan son olaylarda yaralananlara müdahale edenler arasında yine YYD var:
“Yaralananların arasındakileri hastaneye götürenler arasında bizim ekibimiz de vardı. Halen tedavilerini biz yapıyoruz. Acil, hızlı, bugün koşun diye değil, uzun erimli projelerimiz var. Hastanelere yönelik eğitim projeleri, Türkiye Filistin cerrahi kongresi düzenledik, 750 farklı bildiri yayınlandı, damar cerrahisi alanında hekimlere eğitimler verdik. Gönüllü ekipler gönderdik. Dünyanın her yerinden yardımlar geliyor. Müslüman olmayan coğrafyadan da Filistin’e yardımlar geliyor. Bizim ülkemizde çok uzun zamandır Filistin’le ilgili algılar yüksek. Özellikle son dönemde Türkiye’nin yurtdışındaki algısıyla artış orada son derece olumlu dönüyor. Hak savunuculuğu oraya yönelik biliniyor, sevgi seli var.”
Güney, Filistin’de sürekli bulunmanın büyük önem taşıdığını vurguluyor:
“Bir saldırı olunca değil, her zaman orada olmak gerek. Sloganlar değil, faaliyetler lazım. Bazen kızgınlıklarımızla orada bulunuyoruz, hâlbuki tarafgirliğimizle değil gücümüzle orada olmalıyız.”