Reis’in Avrupalı askerleri

Hepimiz biliyoruz ki bu memleketin neredeyse yarısı Reisçi…

Bir de Avrupa’nın fanatik ‘Reisçi’leri var. Hikayeleri anlatmakla bitmez. Toplayacaksın bir muhabbet halkasında ve dinleyeceksin. Ya da aralarında birkaç gün geçireceksin.

15 Temmuz darbe girişimini duyar duymaz işini bırakıp devasa karavanı ile Ankara’da soluğu alan ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önünde 1 ay boyunca demokrasi nöbeti tutan o deli gurbetçiyi hatırlayın.

Almanya, Avusturya, İsviçre, Danimarka, İsveç, Fransa… Avrupa’nın her tarafı ‘Reis’in delileri’ ile dolu.

Hollanda polisinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın makam aracını durdurarak sınır dışı etmeye kalkıştığı o günün de aktörleriydi onlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her Avrupa seyahatinde onlar sahnede. WhattsApp gruplarında anında organize olup aksiyon alıyorlar. Çoğu 18-30 yaş aralığında gurbetçi gençler.

Erdoğan’ın talimatı ile kurulan UETD’nin gönüllüleri onlar. AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün örgütlediği deli fişekler.

Reis ve heyetini biz koruyacağız

Geçtiğimiz hafta G-20  Zirvesi’nin yapıldığı Hamburg’da bir kez daha çıktılar karşımıza. Reis’in Hamburg’a geldiğini ve Sofitel Oteli’nde karargah kurduğunu duydular ve Avrupa’nın dört bir yanından bir gece yarısı Hamburg’a akın ettiler. Ancak bu kez durum çok farklıydı. Küreselleşme karşıtları da yaklaşık 300 bin eylemci ile Hamburg’daydı. Hedeflerinde de 3 büyük dünya lideri vardı. ABD Başkanı Trump, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Recep Tayyip Erdoğan.

Reis’in delileri UETD güvenlik birimi adı altında sivil bir organizasyon yaparak bir gün önceden Hamburg’un yolunu tuttular.

Hepsinin de altında birer siyah Mercedes Vito…

Sofitel yakınlarında bir cafede kendi aralarında “Reis ve heyetini biz koruyacağız, her yere biz taşıyacağız. Bu kaosun içinde kimseye bırakmayacağız” diye konuşurken bulduk onları.

BND’yi atlatacak değiller

Hepsinin boynunda birer BND (Alman Gizli Servisi) güvenlik kartı. Hem de G-20 logolu. Ama nedense otelin bahçesine bile giremiyorlar. Anlıyoruz ki kartları kendileri hazırlamış. Koskoca Alman Gizli Servisi’ni atlatacaklarını düşünüyorlar. Onları gecenin ilerleyen saatlerinde kendi hallerine bırakıyoruz ama biliyoruz ki oradalar ve Erdoğan Hamburg’u terk edinceye kadar bir yere gitmeyecekler.

Danimarka’dan gelen Sivaslı Ahmet K. en cevval olanı. Briyantinli saçları ve sivri sakalı ile Diriliş Ertuğrul dizisinden fırlamış gibi sağa sola koşturan Ahmet’i sabah Erdoğan’ı otelden uğurlarken görüyoruz. Arkadaşları ile bir de selfi patlatıyor. Hepsinin de yüzleri gülüyor.

O üçlü güvenlik noktalarını nasıl geçtiklerini sorunca ağzımız bir karış açık kalıyor.

Sivaslı Ahmet, kendi elleri ile hazırladıkları o dandik kartları G-20 Organizasyon Komitesi’nin içine sızarak, o gece gerçeğe dönüştürmeyi başarıyor. Hem de BND ajanlarını ikna ederek ve onların yardımıyla.

Alman polisi itinayla ikna edilir

Ahmet heyecanla olan biteni anlatıyor:

“Bir gün önce geldik ve otelin etrafında konuşlandık.

PKK, DHKP-C ve diğer gruplar var etrafımızda. Hem de Reis’in kalacağı otelin hemen arka sokaklarında…

Hemen arkadaşları bir Türk lokantasında topladım. Bize bu kartları hazırlayan Nuri Bey adlı kişiyle telefonda bağıra çağıra tartıştım.

Alman polisinin izin vermediğini söyledi bize. Kabul edilebilecek bir durum değildi bu. Yarın ola hayrola dedik ve bir otelde yattık. Sabah Cumhurbaşkanımızı karşılamak için oluşturulan 6 araçlık konvoyun arasına daldık. Hepsi siyah VİP minibüslerdi. Bizimki ise beyaz ve bir inşaat yani firma arabası gibi sırıtıyordu. Reis’in 2 saate kadar alana ineceğini duyar duymaz ortada kalan arabayı Murat denen bir arkadaşla birlikte kaptık ve yola koyulduk.

Hamburg havalimanına geldiğimizde bize izin vermediler.

Önce bir polis ekibi ve havalimanı güvenlik gurubu ile karşılaştık.  Kiralanan diğer VİP siyah araçların plakaları onaylanmıştı. Onlara özel plaka, diplomatik kart çıkarmış ve camların önlerine koymuşlardı. Bizim kağıtlarımız diğer araçların içinde dedik ama inanmadılar. İçeriye bir adam gönderelim, kağıdı getirsin dedik ve o arkadaşın kimliğini almak şartı ile yolladılar. Murat orada kimseyi bulamadı. Ben polisleri lafa tuttum. Eğer o kağıdı alamazsak Erdoğan bizi mahvedecek diyerek ortalığı ayağa kaldırdım.

Gözlerim doldu. Yüzümdeki üzgün ifade genç Alman sarışın kadının hoşuna gitmiş olacak ki gözlerini benden ayıramadı. Derken birden bizimle ilgilenmeye başladılar.
Bir kapı atlattık ve yukarı doğru çıktık. Köprü üstünde 5 Alman Polis… Bu kez kadın olanı bize kafayı taktı.

Nöbet değiştirene kadar inatla bekledik ve sonunda kendimizi Reis’in uçağının yanaştığı apronda bulduk…”

Türk heyetini X-RAY’den geçirmediler

Reis’in delileri Ahmet, Murat ve ismini vermek istemeyen diğeri (Henüz oturum izni alamamış da) BND ajanlarını tek tek atlatıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı uçağın merdivenlerinde karşılamayı başardı. Tek üzüntüleri selfiyi Reis’siz yapmak oldu. Ama arka fonda Cumhurbaşkanının uçağı kabak gibi görünüyordu.

Sivaslı Ahmet ve Murat’ı ertesi günün sabahında yine otelin lobisinde bulduk. Reis’i çıkışta zirveye uğurlamış, kafede keyifle kahvelerini yudumluyorlardı. Arkadaşları da gölge gibi göstericilerin arasında ve otelin arka sokaklarındaydı.

Dönüş vakti bütün heyet Hamburg Havalimanı’nda. Liderlerin uçaklarının motorları çalışıyor, heyetler liderlerini bekliyor.

Türk heyeti apronun girişinde beklemeye alınınca Sivaslı Ahmet sinirli bir şekilde ortaya çıkıyor arkadaşlarıyla. Alman Polis şefinin karşısına dikiliyor. “Türk heyetini X-RAY’den nasıl geçirirsiniz. Olur mu öyle şey, bana protokol sorumlusunu çağırın!” diye bağırıyor.

Yaşlı Alman Polis şefi imza karşılığı heyeti uçağa gönderiyor ve Ahmet arkadan göz kırparak muzipçe hepimize el salıyor…

Reis’in askerleri ülkelerine dönmek üzere buluşmaya gidiyor.

Benzer konular