“Hiç korkma ve güçlü ol”
Bu sözleri Mescid-i Aksa’ya girebilmek için bir kontrol noktasından diğerine mekik dokuyan murabıtat Jihad Joulani söylüyor, elini sımsıkı tuttuğu küçük oğlu İbrahim’e, İsrail askerlerinin “Sana yasak” dediği anda yanından geçip giden Yahudi yerleşimcileri işaret ederek soruyor: “Mescid-i Aksa şimdi onların mı? Dünyanın her yerinden toplayıp getirdiler onları buraya.”
Yaraya Methiye adlı kısa filmden bir sahne anlattıklarım. Mescid-i Aksa’nın koruyucuları olan Murabıtat’ı konu alan bu kısa filme belgesel bile diyebiliriz, çünkü birebir yaşananları aktarıyor Yaraya Methiye. Geçen hafta Türkiye’de olan filmin yönetmeni ve senaristi Mohammad Alfateh Abedulkareem Abu Sneneh’le ödüllü kısa filmini ve çekim sürecini konuştuk.
Kudüs’ün hikayesinin peşine takıldı
24 yaşındaki Sneneh, son sınıf sinema televizyon öğrencisi. Üniversiteye önce makine mühendisliği bölümünde başlamış. Ancak İsrail’in Mescid-i Aksa etrafındaki Müslüman nüfusu uzaklaştırma projesi çok düşündürmüş, iç hesaplaşması “Ben var mıyım yok muyum”a kadar götürmüş onu. Sneneh, “Bu hikayeyi insanlar bilsin istedim. Kudüs’ün hikayesini anlatabilmek için basın yayın okudum. Bir süre sonra onu da beğenmedim. Bilgiden öte yaratıcılığın ve özgünlüğün ön planda olması gerektiğini düşündüm. Bu nedenle sinema televizyon okumaya karar verdim” diyor.
Annesi ve kardeşleri murabıtat
Murabıtat Sneneh’in bizzat görüp şahit olduğu bir konu çünkü annesi ve 3 kız kardeşi Murabıtat. Mescid-i Aksa’nın koruyuculuğunu yapıyorlar. Onların yaşadıklarına ayna tutmak isteyen Sneneh, başrol için gerçekten seçkin ve bu geleneği birebir yaşayan birini bulmak gerektiğini düşünmüş. Uzun bir süre bu kişiyi aramakla geçmiş. Sneneh, “Biz muhafazakar bir toplumuz. Benim başroldeki kadının her anına şahit olmam gerekir ki hikayeyi doğru bir şekilde aktarayım. Sabah nasıl kalkıyor, günlük hayatını nasıl yaşıyor. Fakat benim onunla yalnız kalmam doğru değil. Aynı evde yaşamadıkça hayatını nasıl idame ettirdiğini bilmem çok zor. O nedenle bu süreç çok zorlu geçti. En sonunda bu kişinin annem ve kız kardeşim olmasının en doğru şey olacağına karar verdik” diyor.
Baskınları çekme dediler
Senaryoyu yazmak için de derinlemesine bir araştırma yapan Sneneh, Murabıtatlarla konuşmuş, senaryoyu edindiği bilgilere göre şekillendirmiş. Mescid-i Aksa’nın yönetimi Ürdün’ün elinde olduğu için, Ürdün’e bağlı olan, diyanet işleri başkanlığı benzeri bir birime, çekim izni alabilmek amacıyla başvurmuş ve almış da ancak sadece Yahudilerin baskın yapmadığı zamanlarda. Baskınları çekmeyeceksin demişler. “Halbuki ben o zamanı göstermek istiyordum, aksi takdirde Mescid-i Aksa’nın güzelliklerini anlatan turistik bir film çekmiş olacaktım. İzni bu şekilde aldım ama tabi ki onları dinlemedim” diyor Sneneh.
6 kez tutuklamaya çalıştılar
Çekimler ise yaklaşık 9 ay sürmüş. Çünkü her ayın ancak 2-3 günü çekim yapabilmiş. Teknik ekiple alakalı sıkıntıların yanı sıra İsrail’in engellemeleri ve kısıtlamaları da zorlamış onu. Sneneh, “Çekim sürecinde beni tutuklamaya çalıştı. Bir kere de tutukladı. Her çekime gittiğimize bizi ekipmanla dışarı atmaya çalıştılar. Ama Allah’a şükür filmi tamamladım” diyor. Ekipmanın Aksa’ya sokulması ise ayrı bir hikaye: “Mescid-i Aksa’nın çok kapısı var. Malzemeni alıp geliyorsun. Asker ‘Ne yapacaksın’ diye soruyor. ‘Hiiiç, kendim için çekim yapacağım’ diyorsun. ‘Olmaz giremezsin’ diyor. Öbür kapıya gidiyorsun. Oradaki asker ‘İyi tamam gir’ diyor. Tamamen keyfi. Ya da ‘Bu malzemelerle giremezsin’ diyorlar. O zaman malzemeleri paylaştırıyoruz. Ayağı biri, slaydırı biri, kamerayı biri alıyor. İçeride birleştiriyoruz. Baskın olduğu zaman Mescid-i Aksa sanki askeri bir kampa dönüşüyor. Her kapıda ciddi kontrollerden geçiriyorlar. O dönemde yapılan çekimlerde bütün ekipmanı ayrı ayrı soktum. Hatta kamerayı içeri sokup çekim yaptım, sesi ayrıca çekip birleştirdim.” Genç yönetmen, çalışmalarını medeniyet ve kültürlerinin dirilişi ve Mescid-i Aksa’nın özgürleştirilmesi üzerine yaptığını ve yapacağını söylüyor. Onu sürekli destekleyen bir sponsoru yok. Her çekim için ayrı sponsor arıyor. Sosyal medya için ürettiği içerikler ve klipler üzerinden kazandığı parayı da bu işe yatırıyor.