Muhalifler, Suriye’de ilk olarak 8 Ağustos günü İdlip’e bağlı Fua ve Keferya köylerine yönelik başlattıkları operasyonda yüzleştiler Rus hava unsurları gerçeği ile. Savaşa dahil olan uçaklar cephe hattında 5 yıldır alışılagelen Rejim saldırılarından farklı ve çok daha etkindi. Sıfıra yakın hatları vurma konusunda oldukça başarısız olan Rejim uçaklarının zıddına nokta atışları ile cephe hattını yıpratan pilotların Rus hava kuvvetlerine ait olduğu çok belliydi. Rusya 5 yıllık savaşta Şam rejimini destekleyen İran’dan sonraki en önemli aktördü.
İlk saldırılar 2 Ekim günü başladı
Rus hava unsurlarının Suriye’de bombardıman için start verdiği tarih 2 Ekim 2015 idi. Ruslar, büyük oranda Esed rejimi tarafından Lazkiye iline bağlı Ceble kasabasında 30 bin dönümlük alanda inşaa edilen Hımeymin Askeri Üssü’nde konuşlandı. Aynı amaçla Ruslar için tahsis edilen bir diğer ‘üs’ ise Basil oldu. De Mistura planı çerçevesinde diplomasi girişimlerinin arttığı bir dönemde ve rejimin gerilemesinin sürdüğü vasatta gelen Rus hamlesinin kısa sürede elde edilebilecek maksimum kazanımı, hedeflediği 2 Ekim günü başlayan bombardımanlarda kendisini çok net belli etmişti. Olabildiğince agresif ve adeta sahayı yakan bir hırçınlıkta süren hava bombardımanlarında tüm muhalif bölgeler vuruldu.
Rus hava destekli ilk kara operasyonu Hama kırsalında gerçekleştirildi
Hava saldırılarının 6. gününde Hama kırsalında (Sahlel Gap) ilk kara operasyonu başladı. Havadan dövülen muhalif mevzilere tank ve zırhlı araç desteği ile saldıran Şii milis destekli Esed Ordusu ile muhalif gruplar arasında 3 gün şiddetli çatışma yaşandı. Hama kırsalı, Kafr Nabude, Latamne ve Kafr Zeyta’da Suriye’nin en organize yapısı niteliği taşıyan Fetih Ordusu ile savaşan Rejim askerleri ve Şii milisler Morek bölgesinde verdikleri ciddi kayıpların ardından geri çekildiler. Muhalifler 3 günlük çatışmaların ardından 70’ten fazla tank ve çok sayıda zırhlı araç imha ettiklerini 5 tankı ganimet aldıklarını, çatışmalarda 120’den fazla Rejim askeri öldürdüklerini ilan ettiler.
Türkmen bölgeler vuruldu
Humus’a bağlı Türkmen-Telmise ilçesi ve Bayırbucak Türkmen bölgesi Rusya’nın 2 Ekim günü başlayan bombardımanlarında en yoğun vurulan hedefler arasında yer aldı. Şam rejimine yönelik uygulanan angajman kuralları gereği vurulamayan sınıra sıfır noktalar Rusya tarafından gece ve gündüz bombalandı. Türkiye’nin sınır ihlali uyarısı yaptığı Bayırbucak bombardımanları esnasında aralarında, Yamadi Sahra Hastanesi, Obin Köyü’nde fırın ve sınıra sıfır noktada yer alan mülteci çadırları hedef alındı. Bombardımanlarda 8 can kaybı ve 20’den fazla yaralı oldu. Aynı günlerde yine Lazkiye kırsalında yer alan Selme bölgesi ve Kürt Dağı da şiddetli şekilde vurulan hedefler arasında idi.
Hava bombardımanları Esed güçleri ve Şii milislere koridor açmayı hedefliyor
Baas Rejimi’nin hava zaafiyeti geride kalan 5 yılda muhalifler tarafından varil ve rastgele havadan atılan füzeler dışında ciddi bir tehdit unsuru olarak görülmüyordu. Ancak Keferya ve Fua’da sahne alan Rus uçakları nokta atışlar ve tahrip gücü yüksek bombalar ile muhalif cephenin daha fazla yıpratıldığı ve can kayıplarını artıran temel unsur oldu. Humus, Dera, Hama, İdlip, Şam-Doğu Guta, Halep ve Lazkiye kırsalında onlarca uçak tarafından düzenlenen bombardımanlar Rusların dahil olması ile başlayan yeni dönemin çok daha zorlu geçeceğini açıkça göstermekteydi.
Halep ve Bayır Bucak kara operasyonu eş zamanlı başladı
Halep’in güneyinde Muhalifler tarafından kontrol edilen bölgeler ve Bayır-Bucak’ta Türkmen grupların hakim olduğu köylere yönelik 15 gün süren Rus bombardımanları sonrası ilk kara operasyonu ise 17 Ekim günü eşzamanlı olarak gerçekleştirildi. Bayır-Bucak’ta ilk hedef Gımam Köyü olurken Halep’in güneyinde saldırılar Sabikiyye, Abdin ve Udeyhiye köyünde yoğunlaştı. Cebel-i Azzen yönünde ilk gün 6 kilometre ilerleme kaydeden Rejim güçleri 2. gün 12 tank ve çok sayıda zırhlısının vurulduğu çatışmalardan sonra geri püskürtüldü. Bayırbucak bölgesinde ise deniz,kara ve hava destekli Rejim güçleri Gımam Köyü’ne girdiler. Türkmen Dağı bölgesinden Lazkiye’ye uzanan köylerin en sonuncusu olan Gımam Köyü, muhalifler tarafından Lazkiye’de bulunan askeri mevzilere grad füzeleri ile saldırılan stratejik noktalardan birisi olma özelliği taşıyor.
IŞID bölgesinde de strateji değişmedi
Koalisyon güçlerinin Kobani, Haseke ve Tel Abyat bölgesinde PYD-YPG milislerinin yürümesi adına gerçekleştirdiği etkin hava kalkanının bir benzerini Rusya Halep’in kuzeyinde IŞİD tarafından 2 yıldır kuşatma altında olan Kuveyris bölgesinde Şii milis destekli Esed güçleri için sağladı. Kuveyris bölgesinde 7 günlük bombardımandan sonra harekete geçen Rejim birlikleri IŞİD’ten 23 köyü geri aldı. Kuveyris’den sonra Rejim güçlerinin yürüyüşü IŞİD’in kontrolünde ve Türkiye sınırına 30 kilometre mesafedeki Al Bab yönünde sürdü. Kobani-Tel Abyat ve Haseke bölgelerinde 114 köyü PYD’ye terkeden IŞİD’in Al Bab kasabasından çekilmesi ve Al Bab’a rejimin girmesi Türkiye için hayati önem taşıyan ‘Güvenli Bölge’ projesinin de tamamen bitmesi anlamı taşıyor. Zira Al Bab, Cerablus, Azez, Mera güvenli bölge projesinin dört temel unsuru. 3 binden fazla Rus askeri Suriye’de
5 yıl Şam’da rejim saflarında savaşan ve geçtiğimiz günlerde ordudan firar eden, Muhammed Yüzbaşı isimli askerle Suriye içerisinde yaptığım söyleşide, Rus uçakları, tank ve zırhlı savaş araç gereçleri ile birlikte 3 binden fazla Rus askerinin de Suriye’ye giriş yaptığını söyledi. 30 Eylül öncesi bu rakamın 800 civarında olduğunu belirten Muhammed Yüzbaşı, önceleri sadece Tartus-Lazkiye hattında görev yapan Rus askerlerinin son dönemde kritik bölgelerde görevlendirildiğini ve aralarında üst düzey subaylar bulunduğu bilgisini verdi. Yüzbaşı, Hama ve İdlip kırsalında büyük bir saldırı hazırlığı içerisinde olan Şii milis destekli Baas Ordusu’nun bu amaçla 6. Tümen’i teşkil ettiğini bu tümenin başında da bir Rus general bulunduğunu iddia etti. 2 ayı aşan bombardıman döneminde Humus, Dera, Şam, Hama bölgesinden muhalif bölgeleri de vuran Rusya, sorti sıralamasında ağırlıklı olarak Türkiye sınırına yakın noktaları hedef alma ısrarını sürdürdü / sürdürüyor. Suriye genelinde halen % 32’lik bir alanı kontrol eden Rejime destek amacı ile savaşa dahil olan Rusya’nın müdahelesinden sonra cephe genelinde kaydedilen ilerleme yalnızca % 1,5 düzeyinde kaldı.
100 binden fazla sivil göç etmek zorunda kaldı
Suriye sahasına dönük Rus hamlesi ve bombardıman süreci Hama, Humus, Lazkiye kırsalı, Halep ve İdlip’te merkezle birlikte kırsalda yaşayan 100 binden fazla Suriyeliyi mülteci durumuna düşürdü. Hatay Güvecci, Arfalı hudut karakollarına yakın bölgeler ve Reyhanlı-Atme Kampı’na son 2 ayda gelen mülteci sayısı 110 bin civarında. Sınırın kapalı olması sebebiyle Suriye tarafında kurulan çadırlarda yaşamak zorunda kalan Suriyeliler, düşen hava sıcaklığı ve salgın hastalıklarla mücadele ediyor.
Ruslar PYD cephesini de hareketlendirdi
YPG milisleri tarafından kontrol edilen alanda son 1,5 – 2 aylık zaman diliminde gözle görülür hareketlilik yaşanmakta. PYD tarafından Kanton ilan edilen Afrin’den doğu ve batı yönünde muhalif mevzilere saldıran YPG milisleri ilk olarak Dar et Izze cephesini vurdu. Atme yönünde bulunan ve Afrin’den batı yönüne yönelik hücumlardan sonuç alamayan YPG milislerinin ikinci saldırısı Azez kasabasına yönelikti. Bir sonraki hareketlilik ise Halep’in kenar semtlerinden Şeyh Maksut’ta yaşandı. Ani bir saldırı ile Halep’in dış dünya ile tek bağlantı koridoru olan Kastillo geçidini vuran PYD-YPG milislerinin saldırılarında 3 sivil ölürken 7 kişi de yaralandı. Muhalifler Halep merkez ve çevresinde 30’dan fazla sıcak noktada çarpışırken Rusların kışkırtması ile YPG’nin de kendilerine yeni bir cephe açmasını PKK-YPG ile Rejim arasında açıklanmayan işbirliğinin göstergesi olarak yorumluyor. Afrin ve Şeyh Maksut’ta PYD-YPG milislerine yönelik Ruslar tarafından yapılan silah sevkiyatı ise sürüyor. Önümüzdeki günlerde YPG ve muhalif gruplar arasında daha büyük çatışmaların yaşanması kaçınılmaz.
Amaç 1 Ocak’ta masaya avantajlı oturmak
Kasım ayı ortasında Viyana’da yapılan toplantılarda hâlihazırda ülkenin üçte birinden daha az kısmını kontrol eden Esed Rejimi ile muhalif kanat arasında görüşme trafiğinin başlaması konusunda mutabık kalındı. Taraflar arasında 1 Ocak itibarı ile barış görüşmeleri başlıyor. Üzerinde uzlaşılan takvime göre 6 ay içerisinde geçici hükümet kurulacak ve 18 aylık periyodda da Suriye Halkı sandığa gidecek. Rusya öncülüğünde girişilen Moskova, Astana ve Kahire görüşmelerinin başarısız olması ve BM Suriye Özel Temsilcisi De Mistura planı çerçevesinde Viyana’da alınan kararların uygulama safhasına geçiş döneminin yaklaşması, Rus hamlesinin arka planında yatan temel etken olarak görülüyor. Şam yönetiminin Tartus ve Lazkiye dışında kalan hiçbir bölgede kayda değer bir hakimiyetinin olmaması, Rusya’yı 1 Ocak’ta başlayacak görüşmeler öncesi harekete geçiren bir diğer unsur olarak değerlendirilmeli. Salt hava desteğinin bu süreçte istenilen sonucu vermemesi durumunda Şii militan ve Rus kara gücü desteğinin artması bekleniyor.
Rusya tarafından geliştirilen tüm argümanlara rağmen, İdlip’in Eriha kasabasında katledilen 47 sivil, Şam Doğu Guta bölgesinde vurulan hastanede hayatını kaybeden ve aralarında kadın ve çocuklarında olduğu 100’den fazla Suriyeli suçsuz insan, Azez’de öldürülen tır şoförleri, Halep Kellase’de ekmek kuyruğunda katledilen onlarca masum, Rusya’nın Suriye’de ki varlığından anlamlı izler taşıyan hatıralar olarak hafızlardaki yerini alacaktır.