Ramazan ayı ülkemizde coşkulu bir şekilde karşılanıp idrak edilmeye çalışıldığı gibi aynı durum belki daha bir yoğunu Filistin ve Kudüs’te gerçekleşir. İsra ve Mirac’ın noktası, sayısız peygamberin ayak bastığı bu mukaddes belde Ramazan ayının gelmesi ile haşmetini sonuna kadar hissettirir. İşgalin getirmiş olduğu sıkıntılar o kadar bunaltıcı bir hâl alır ki, 11 ay boyunca sabırla Ramazan’ın gelmesi beklenir. Ve ol mübarek ay yaklaşırken bütün Kudüs sokakları merasim hâlini alır. Her yer rengârenk lambalarla donatılır, 30 gün 30 gece sürecek olan düğünün başlaması için herkes elinden geleni yapar! Evlerin kapılarına veyahut pencerelerine asılan lambalar, bu mübarek şehrin gecelerine inen nura nazire yapar. Madem öyle sözü uzatmadan başta söyleyelim: Kudüs’te bayramın kendisi, Ramazandır.
RAMAZANDA BİR GÜN
Peki, Kudüslüler Ramazan’da bir gün boyunca ne yaparlar? Günlerini nasıl değerlendirirler? Bir günü iki iftar arasına sığdıracak olursak, günün en heyecanlı dakikalarının tam içerisindeyizdir şu anda. Mescid-i Aksâ’da bir sessizlik belirir, eller semaya kalkar. Yeryüzü ile gökyüzünün birbirine çok yakın olduğu Mescid-i Aksa’nın avlusunda bir yanda nevalelerini beraberinde getiren aileler ile öbür yanda imkânı olmayıp dünyanın dört bir yanından ikramda bulunan hayırseverlerin sevabına vesile olanların sessizliğidir bu… Sonra Memlükler’in başlattığı, Osmanlılar’ın devam ettirdiği ve bugün dahi bütün Kudüs-ü Şerif’i inleten top ile cümbüş başlar. Lakin beş dakikada çorbanızı içersiniz ki, hemen akabinde kameti duyarsınız. Akşam namazını geciktirmeye lüzum yoktur. Hemen saf düzeni alınır ve cemaatle akşam namazı eda edilir. Yemekler tamamen bittikten sonra yatsı namazı iyiden iyiceye yaklaşır.
Mescid-i Aksâ teravih namazına gelenlerle dolup taşar. Ramazan ayı boyunca altın kubbeli yapı Kubbet-üs Sahra kadınlara hasredilir. Erkekler ise geri kalan tüm avluda açık havanın altındadırlar. 20 rekâtlık teravih namazında sonu gören azınlıktadır, zira 8 rekât dahi Türkiye’deki 20 rekâtlık teravihten daha uzun sürmektedir. Genelde teravihten 8 rekât kılan Kudüslüler, tek rekât vitir namazını kılarak mescidden çıkarlar.
RAMAZAN’DA İŞGALİ ÇOK HİSSETMEZSİNİZ
Normal zamanlarda akşam 6-7 gibi tüm mekânları ve dükkânları kapanan Kudüs şehri, Ramazan’da çok hareketlidir.
Kültür ve sanat faaliyetleri genel olarak 8 rekât teravihten sonra başlar.
Gece yarısına kadar çoğu mekân açık kalır ve yılda bir ay işgali bir nebze de olsa çok hissetmezsiniz.
Ramazan boyunca çay-kahve limonata satan bazı yeni mekânlar açılır. Kudüslülerin ekseriyeti gece çöken serinlikten istifade ederler.
Teravih sonrası işgal kuvvetleri tarafından kapıları kapanan Mescid-i Aksa gece namazı için açılır. Sahuru yine Aksâ’da yapan Kudüslüler, sabah namazını beklemeye koyulurlar.
Genel olarak Arap dünyasında olduğu gibi Kudüs’te de Ramazan gelince iş güç büyük oranda bayram sonrasına ertelenir.
Ramazan’da çalışmak, açık söylemek gerekirse, psikolojik bir yük haline gelir.
Sabah sekizden üçe kadar çalışan memurlar Ramazan ayı boyunca ikide paydos ederler.
Sosyal hayatta da çoğu şey Ramazan sonrasına ertelenir.
Ramazan’ın kendi ritmi vardır ve Kudüslüler bunun dışına pek çıkmazlar.
MESCİD-İ AKSA ÇOĞU FİLİSTİNLİ İÇİN ULAŞILMAZ
Ve tekrar hayatın merkezinde olan Mescid-i Aksâ’ya gitmek üzere iftar vakti beklenir. Bol bol Kur’an-ı Kerim okunur.
Tabi son olarak sormak gerekirse Filistinlilerin yüzde kaçı bu nimete sahiptir?
Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilerin yüzde 95’i ömürlerinde hiç Kudüs’e gelememişlerdir.
Gazzeliler’in ise yüzde 100’ü ablukadan çıkamamaktadırlar.
Batı Şeria’da yaşayan 45 yaş üstü Filistinlilerin yıl boyu kurdukları hayaldir Mescid-i Aksâ’ya kavuşmak.
Sadece Ramazan ayında mevcut Cuma günleri izin verilir.
Lakin İsrail verdiği izin belgesini yine keyfi olarak her an iptal edebilir.
Bu yüzden Mescidi Aksa çoğu Filistinli için her daim ulaşılmazdır.