Suriyelilere karşı kışkırtma senaryoları devam ediyor

Geçen yazımda seçimlerden sonra Türkiye’ye karşı planlanan oyunların sona ereceğini sananların yanlış düşündüklerini belirtmiştim.

Seçim sonrası zafer kutlamaları düşmanları sevindiren görüntüler değildi elbette. Arap coğrafyasında hatta bütün dünyada Arapların ve Suriyelilerin zafer kutlamaları da aynı şekilde.

Suriyeliler, ülkesinin kapılarını açan tek Adam olduğu için sonuçlara sevindiler. Onlara onurlarını zedelemeden, insanca davrandığı için sevindiler. Onları kendi milletiyle aynı kefeye koyduğu için sevindiler. Çünkü onun kazanması güven, adalet, onur, istikrar, özgürlük, eğitim, gelecek yılların başarısı demekti. Suriyelilerin Arap ülkelerinde hatta Avrupa ülkelerinde neler çektiğini gören ve bilenler de seçim sonuçlarına sevinmelerinin nedenini iyice anlayacaklardır.

Bombardımandan kaçarken kapalı Ürdün sınırının çöllerinde akreplere maruz kalan Suriye çocuklarını ve Lübnan’da yaşanan Suriyelilerin mücadelesini iyi bilenler, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin Türkiye hükümetini ve başkanını neden çok sevdiğini ve sadakat gösterdiğini göreceklerdir.

Türk muhalefetinin karalama kampanyalarında Suriyelileri hedef alması, hükümete karşı kullanması son derece doğal. Daha önceki seçimlerde de aynısını yaparak  oy sayısını arttırma uğruna Suriyelileri öne sürmüşlerdi. Onları sınır dışı ederek Türk halkını mükâfatlandıracaklarını açıkça söylemişlerdi. Bu propogandalara yakın tarihte son verileceğini zannetmiyorum.

Aynı şekilde Suriyelilerin 15 Temmuz Darbe Girişimini destekleyen Arap ülkeleri tarafından hedef alınmaları da doğal bir durum. Söz konusu ülkeler son dakikaya kadar Türkiye hükümetini devirebilme ve Amerika’ya yaranabilme adına gerekli maddi desteği sağlamakta. Türkiye’deki iktidar yüzünden egemenliğini kaybeden söz konusu ülkeler iktidarı devirerek ipleri tekrar eline geçirmeye çalışıyor.

Suriye hükümeti de aynı şekilde Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin sevinçlerini kursaklarında bırakmaktan geri durmuyor. Hatta onları kötülüyor, korkutuyor ve aynı zamanlamada işkence, öldürme, aşağılayıcı ve baskıcı tavırlarına devam edebilmek için onlara Suriye’ye dönme çağrılarında bulunuyor.

İsrail ise sınırındaki Suriyelilere destek vererek görüntüsünü parlatmaya çalışıyor. Ancak İsrail’in mutlu olmasına müsaade edilmeyecek çünkü Türkiye her zaman Arap ve Suriyeliler hatta dünyadaki bütün mazlumların gözlerinde insani tavırlarıyla parıldayacaktır. İsrail kendisiyle ittifak eden ülkelerle birlikte Arap milletlerinin kendisine olan kin ve nefret buzlarını eritmeye çalışıyor. Dünyaya karşı görüntüsünü iyileştirmeye çalışıyor.

Bir zamanlar Türkiye’yi kontrol edebilen Amerika da mutlu olmayacak. Çünkü önceden kendileri tarafından yönetilebilen Türkiye, artık bağımsız, özgür ve güçlü bir hükümetle yoluna devam ediyor.

Biz Suriyeliler olarak biliyoruz ki Türklerin bazıları bizlerden rahatsız. Bizim hakkımızda hatta bütün Araplar hakkında yanlış algılarının olduğunu biliyoruz. Bizler melek değil insanız. Savaştan kaçmak için değil, elimizdekileri kaybetmemek adına Türkiye’ye sığındık.

Aramızda rejimin adamlarından bulunduğunun farkındayız. Onların görevi bizleri takip etmek, fitne ve kargaşa oluşturmaktır.

Kanun ve kurallara saygısı olmayan, Türk adetlerini hiçe sayan, kargaşa ve kaos üreten Suriyelilerin derhal sınır dışı edilmelerini sizlerden önce biz istiyoruz. Hatta Türk hükümetinden bunu derhal uygulamasını talep ediyoruz. Çünkü bu barış ve güven içinde yaşamak isteyen çoğunluğumuzun menfaati içindir.

Suriyeliler tek bir sosyal sınıftan oluşmamaktadırlar. Biz Suriyeliler arasında yaşam tarzı, kültür ve fikirler yönünden farklılık göstermekteyiz. Aynı şey Türk toplumunda da vardır.

Bizim içimizde çeşitli kültür ve sosyal sınıflar bulunmaktadır. Aynı zamanda muhafazakârlık, sosyal, siyasi, dini ve maddi bilinç seviyelerimiz de farklılık göstermekte.

Aslında bu hakikat her millet için geçerlidir. Genelleme yapmak ise hikmetli bir davranış değildir.  Dolayısıyla gözle görünür şekilde farklılıkları bulunan Türk halkının yarısının aynı olduğunu söyleyemeyiz.

Ancak biz ümmet olarak biliyoruz ki hiç yılmadık. Ta ki bizler ayrıldıktan sonra Türkiye, Endonezya, Pakistan yalnız kaldıktan sonra, Arap coğrafyası parçalanıp her bir parçanın başına ajan yerleştirildikten sonra onlar kendi ülkelerini imar etmek için ülkelerimizi ve kaynaklarımızı ele geçirdiler. Amerika ve müttefiki İsrail İngiltere’yi hezimete uğrattıktan sonra dünyayı ele geçirdi. Dolayısıyla bizler birleştiğimiz anda, birbirimizi sevdiğimiz anda, Türkiye gibi ülkelerimiz de güçlü bir şekilde kalkındığı anda onların uykuları kaçacaktır.

Türkiye’deki turizmin zayıflatılması için Suriyeliler kullanılmaya devam edilecektir. Dükkanlarının vurulduğunu, onlara darp edildiğini gösteren videolarla Türkiye’de istikrarsızlığın hakim olduğunu göstermeye devam edeceklerdir.

Medya araçlarıyla Türkleri Suriyelilere karşı kışkırtmaktan vazgeçmeyecekler, kendi ülkelerinin istikrarı pahasına olsa dahi sırf hükümeti devirmek için ellerinden geleni yapacaklardır.

Aynı şekilde Arap dünyasında Türkler hakkında çeşitli araçlarla karalama kampanyaları sürecektir. Örneğin; panoların üzerinde resmi dil Türkçenin en az %70 oranda kullanılmış olması gerekliliği kanununa istinaden Esenyurt Belediyesi’nin Arapça yazılı panoları kaldırması üzerine Arap ve batı medya araçları yoluyla Türkiye’nin Arapça dilini engellediği haberleri yayılarak konuyla ilgili ilginç analizler yapıldı.

Suriyelilerin güven ve istikrar içinde yaşamalarını engellemek uğruna Suriye rejimi, adamlarını Türkiye’ye yollamaya devam edecek ve böylece Türkiye’den intikam almaya çalışacaktır.

Fakat bizler Suriyeli olarak Türkiye ve Türk halkının bize sunduğu güveni, onuru ve insanlığı asla unutmayacağız.

Çok iyi biliyoruz ki bizleri tekrar ayırabilmeleri için her türlü maddi destekleri devreye sokacaklardır. Ancak başaramayacaklar. Çünkü biz Türk milletini artık çok iyi tanıyoruz. Bizler, Türk milletiyle tek ümmet, tek yürek, tek tarih ve tek geleceği taşımaktayız.

Sizleri çok seviyor ve sizinle beraber olmaktan gurur duyuyoruz.