Küresel kapitalizm ve ‘öğrenci sınıfı’

Osmanlı toplumu yönetenler (beâyâ: vergi ödemeyenler) ve yönetilenler (reâyâ: vergiye tâbi halk) olmak üzere iki tabakaydı. Devlet, beâyânın reâyâ aleyhine büyümesi nedeniyle buhrana girmişti. 1574’te 13.600 olan Yeniçeri askeri sayısı 1826’da 100.000’e çıkmıştı. Osmanlı maaşları ödemekte zorlanmaktaydı.

Vezir Lütfî Paşa (1488-1563), “Âsâfnâme”de şöyle yazar:

“Sultan Süleyman Han’ın tahta çıkışında gelir gidere denk olmuştu. Gelir, giderden fazla olmalıdır. Kul takımını çoğaltmaktan sakınmak gerek. Ulufeli on beş bin asker çok askerdir. Her yıl on beş bin kişiye maaş yetiştirmek pehlivanlıktır (yiğitliktir).”

Kâtip Çelebi de “Düstûr”da devlet sistemini organizmacı nazarla ele alarak şöyle der: “Beden dört unsurdan (hılt / sıvı) müteşekkil olup her biri toplumda bir zümreye benzemektedir.

Dem: Ulemâ;
Balgam: Asker;
Safra: Tüccar;
Sevda: Reâya.

Bedenin sıhhati nasıl bu dört unsurun dengede olmasıyla sağlanabilirse, toplumun düzeni de bu sınıfların dengesine bağlıdır.”

Kâtip Çelebi, Kanuni’nin 1562-1563’de devletten maaş alanların sayısını 41.479 kişiye düşürdüğünü, bunların senelik maaşlarının 122 milyon 300 bin akçe olduğunu belirtir. Sultan 1. Ahmed’in (1609-1610) zamanında ise devletten maaş alan asker sayısı 91.202’ye ve senelik maaş 318 milyon altına çıkmıştır.

Beâyâ (maaşlı asker ve kâtip-ulemâ) sayısının artması görevlerin ehline verilmemesine, masrafların artmasına, vergilerin yükseltilmesine yol açar. Kazancının vergi ve masrafa gittiğini gören halk üretmeyi, zanaatı terk eder. Kazanç yoksa vergi de tahakkuk etmez, hazine boşalır.

Beâya tuzağına Türkiye’de düştü

Osmanlı’nın yakalandığı “beâya tuzağı” şimdiki Türkiye’nin de yakalandığı yapısal hastalık.

Türkiye’de halen toplamda 25 milyon talebe bulunmakta. 15-30 yaş aralığında lise-üniversite düzeyinde 10 milyon öğrenci, en dinamik emek gücünü oluşturmakta.

Devlet kendi eliyle onların tamamını okumaya sevk etmekte, her talebe için okul binası, yönetici kadro, eğitimciler, personel, bakım-onarım masrafları yapmakta, bunları halkın vergisiyle karşılamakta.

Resmî açıklamalara göre 2019 Ocak ayında işsizlik yüzde 14,7 ve genç işsizliği yüzde 26,7 düzeyinde. Öğrencinin aldığı diplomaya uygun istihdam edilmediğinde, “eğitim yatırımı”nın israf olduğu söylenebilecek.

Okul sistemi, tüketimi kolaylaştıran alışkanlıklar kazandıran, gelir gider dengesini bozan “kapan” hâline gelmiş durumda.

Bütün gençliğini uzman/akademik personel olmaya yönelten model, iş veremeyeceği “bilgili”ler yetiştirmekte. Bilginin fayda vermeyecek şekilde taşınması “kitap yüklü hamal” benzetmesini hatırlatmalıdır.

Öğrenci sınıfı sadece tüketir

“Öğrenci sınıfı”, küresel kapitalizm için kentleşmeyi zarurî kılan, konut fiyatlarını artıran, Batı mâmullerini tüketen bir müttefik hâline gelmiştir.

Küresel kapitalizm ülkedeki eğitim modeli nedeniyle sermaye birikim hızını katlamaktadır. Kentlerde malikler öğrenci yığılması nedeniyle kira toplamakta, ticaret genç tüketiciler üzerinden yapılmakta.

Sol aydın da “muhafazakâr-sağ” aydın da ülke nüfusunun 1/3’ünün okullaştırılması konusunda eleştirel bakış geliştirmemekte. Okul sistemi, bir aydın iktidarı hâline gelmiş. Aydın, kitap listeleri, film listeleri hazırlayarak iktidarını pekiştirmekte, kültür ithal etmekte.

Ülke “kültürlenme”ye ve eğitimle “sömürgeleştirilmeye” uğramıştır. “Kültürlenme”, egemen kültürün yerli kültürle ilişkiye girerek onu değiştirmesidir.

Yirmi yıla varan eğitim hayatı, “Batı kültürünün alıcısı” kitleyi imal etmekte, “öğrenme” süreci sonunda topyekûn istiklâlini elde edebileceğimiz ekonomik model de kurulamamakta.

Eğitim sistemi, gençliği Batı’nın “işgal edilmiş pazarı” haline getirmekte, maişet kazanmaktan kopartmakta, aile kurmasını engellemekte, yatırımların istihdam edilemeyecek mezunlara tahsisine sebep olmakta.

Ülkenin emek gücünü 30 yaşına kadar destekleyen “okutma fetişizmi”yle âtıl kılan model; ziraat, hayvancılık, sanayi, zanaat gibi sektörlerde işletmelerin eleman bulamamasına yol açmakta.

Bir ülkenin 1/3 nüfusunun öğrenci olması hatadır. Türkiye’nin bu sayıda öğrenciye ihtiyacı bulunmamaktadır!