24-27 Nisan İstanbul Hilton Oteli, GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) Kongresi… Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün ortaklaşa yaptığı organizasyonla düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan yapıyor.
“Geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanının, bilimsel bir zemine oturması, hepimize büyük memnuniyet veriyor. Geleneksel tıp uygulamalarının, hastaneler ve modern tesislerde, ehliyet sahibi kişiler tarafından gerçekleştirilmesi hayati önem taşımaktadır. Hem bilim dünyasında, hem de kamuoyunda, bu uygulamaların çağ dışı yöntemler olduğu konusunda yanlış bir algı var. İnanıyorum ki, bu bilimsel çabalar, bu tür uygulamaların ehil olmayan insanlar elinde bir sömürü aracı olmasının önüne geçecektir. Bildiğiniz gibi, geçen sene geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın ana akım tıp yaklaşımlarına bir alternatif olmadığının altını çizmiştik. Çünkü tıp alternatifsiz olarak bir bütündür. İnsanın ruh ve beden sağlığını bütüncül olarak ele almalıdır…”
Emine Hanım’ın dile getirdiği bu gerçekler çok çarpıcı. Bilim dünyasının bir kısmını faşist olmakla, bağnazlıkla itham ediyor, nalına mıhına bir yaklaşım sergiliyor…
Sağlık Bakanlığı da kongrenin paydaşı sıfatıyla doğal olarak resmi twitter hesabından “geleneksel tıp yöntemlerini öven” bir açıklama yapıyor…
Sonra bir şey oluyor… Bir manipülasyon, çarpıtma, düşmanca bir yaklaşım…
Türk Tabipler Birliği adında, kıymeti kendinden menkul, bilimsel olduğunu iddia eden ama bilgiye ve yeni yaklaşımlara kafasını, gözünü, gönlünü ve aklını kapayan bir kurum devreye giriyor.
Doğrudan Sağlık Bakanlığını hedefe koyamıyorlar çünkü GETAT’ın içinde Dünya Sağlık Örgütü de var.
DSÖ’yü hedef alsalar kendilerini inkar etmiş olacaklar. Onlar nasılsa hedeflerine ulaşacaklarından eminler.
Ve şöyle bir tivit atıyorlar; “Tıbbın altenatifi olmaz, Bilim dışı ‘Alternatif tıp’ uygulamaları halk sağlığını olumsuz etkilemektedir”… (https://www.ensonhaber.com/saglik-bakanliginin-onerdigi-hacamat-tedavisine-tepki.html)
Mesajdan daha sert olanı ise kullanılan görsel. Sırtı su bardağı çapında birkaç noktada delik deşik olmuş bir erkek fotoğrafı… Gerçekten bakılacak gibi değil… Bu görseli gören herkes Türk Tabipler Birliği’ni haklı bulur doğal olarak… Elbette burada kastedilen alternatif tıp yöntemi, hacamat…
Yüz yıldır görmezden gelinen; her fırsatta modern tıp tarafından dışlanan, horlanan, yok sayılan; son on yıl içinde gönüllü uygulayıcılarının aldığı olumlu sonuçlarla toplumda gittikçe yayılan; sağlık bakanlığının bu büyük talebe bigane kalamayarak “Tamamlayıcı Tıp” adı altında daire başkanlığı olarak örgütlediği, kanunun çıkarıp alt hukukunu oluşturmaya başladığı; Emine Erdoğan hanımefendinin özel ilgisi ve gayreti ile devlet nezdinde kabul gören binlerce yılın mirası geleneksel bir tedavi yöntemi olan hacamat…
İşte manipülasyon da tam burada devreye giriyor… İlk bakışta zannediyorsunuz ki, Türkiye’de birisi hacamat yaptırmış ve sırtı delik deşik olmuş… Sonra devreye Google fotoğraf bulma servisi giriyor.
(https://images.google.com.tr)
Sayfaya gidiyorsunuz, fotoğraf makinesi ikonuna basarak görsel arama bölümüne ulaşıyorsunuz, Türk Tabipler Birliği’nin twit atarken kullandığı görseli kaydettiğiniz yerden buraya yüklüyorsunuz ve size bu fotoğrafın orjinalinin nerede kullanıldığını gösteriveriyor.
Tüh, teknoloji işte, yatsıya kadar bile beklemiyor, birkaç dakika yetiyor…
(https://t24.com.tr/haber/sirtina-kupa-cektirdi-delik-desik-oldu,346976)
T24 gibi aynı kafaya sahip bir sitedeki haberi koydum ki, inkar edemesinler…
Aaaaa, o da ne?
Meğerse fotoğraftaki bir Türk değil, Çinli. Yapılan işlem hacamat değil, ne olduğu belirsiz bir uygulama…
Kendi ülkesine ve değerlerine bu kadar yabancılaşınca insan, kendisi bile söylerken inanmadığı tezi desteklemek için arama motorundan rastgele en korkunç resmi seçersen böyle açıkta kalırsın işte…
Bu örneği niye verdim?
Diyebilirsiniz ki bu basit bir konu, bir tivit ve mesaj, niye bu kadar önemsiyorsun?..
Türk Tabipler Birliği’ni ve mesajını zerre önemsemiyorum. Onlar ne derse desin Türkiye kendi köklerine yavaş yavaş dönüyor. Hacamat başta olmak üzere alternatif tıp her gün hayatımıza daha çok dahil oluyor.
Önemli olan şey şu, cep telefonumuz ile hayatımızın her anına giren sosyal medya mecralarının nasıl kirli kullanıldığını müşahhas bir örnek üzerinden anlatmak, dikkat çekmek…
Önümüze gelen her bilgiyi, her fotoğrafı, her mesajı doğru kabul etmeyelim, araştıralım ve doğrusunu öğrenelim demek. Üstelik bunu biz demiyoruz, biz kimiz ki, bir aciz kul!
Bunu Rabbimiz Kur’an’ı Kerim de bize emrediyor; “Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.” Hucurat/6
Milyonlarca fasığın sosyal medyada cirit attığı düşünülürse, konu bence basit değil…