Ammar Abdülhalık kimdir?
Aslen Lazkiyeli. Şam Hukuk Fakültesi mezunu. Evli, dört oğlu var. 15 yılını Körfez ülkelerinde geçirmiş. 20 yıldır yayıncılık işi yapıyor. Suriye’de rejim izin vermediği için kendi adına bir yayınevi kurması mümkün olmadı. Körfez ülkelerinde de böyle bir imkân bulamadı çünkü bir yabancıydı. Ancak yerli biriyle ortak olabilirdi. 2015 yılında Türkiye’ye geldi. Ancak diğer Suriyeliler gibi savaştan kaçarak değil Körfez ülkelerinden kendi adına iş yapmak amacıyla. Önceleri dil farkı ve Türk toplumunu pek tanımaması biraz zorluk çıkardı ama bunları çabuk aştı. Şu anda o bir yayıncı. Aynı zamanda eğitim araçları ve eğitici oyunlar da ilgi alanında.
Türkiye’de yayıncı olmak maddi ve manevi anlamda nasıl bir şey?
Türkiye’de Arapça kitap pazarı yeni sayılmaz. İlim talebesi, üniversite camiası ve dini okullar dikkate alındığında bunun bir pazarı var zaten. Pazarda yeni olan, artık Türkiye’de yaşamayı seçen Arap vatandaşları. Yeni olan bunların Arapça kitaba olan ihtiyaçları. Roman, hikâye, edebiyat, çocuk kitapları ya da siyasi kitaplar olsun, Arapça kitaba ihtiyaç büyüyor. Bugün 3-4 milyon civarı Suriyeli ve diğer Arap vatandaşları pazarı büyük bir fırsata çeviriyor.
Türkiye’de genel olarak kitaba, özelde Arapça yayınlara ilgi düzeyi sizce ne durumda? Bir yayıncı olarak beklediğiniz ilgiyi görebiliyor musunuz?
Kitap sayılarına, yayıncılıktaki çeşitlenmeye bakıldığında Arap ülkelerine kıyasla daha iyi olduğu açık. Türkiye’deki kitap okuru sayısı ileri ülkeler düzeyine yaklaşmış durumda. Arapça yayın konusunda Türkçe yayına göre mütevazı bir durum var. Ancak Türklerden ve elbette Araplardan belli bir kitle mevcut. Kitleyi büyütmek açısından coğrafi mesafelerin uzaklığı bir sorun. Türkiye’nin her tarafına kitap dağıtımı yapmak kolay değil. Okura ulaşma açısından İstanbul içerisindeki mesafeler bile problem teşkil edebiliyor. Bu zorlukları fuarlara katılarak, sosyal medya imkânlarını kullanarak, posta veya kargo şirketleriyle aşmaya çalışıyoruz.
Türkiye’de Arap yayıncı olmanın zorlukları ve bunu aşma yolları hakkında neler söylemek istersiniz?
Bazı yayıncı arkadaşlarımız bu iş dalında çalışmak için gerekli belgeleri temin noktasında zorlanıyorlar. Neticede savaşın hüküm sürdüğü bir coğrafyadan geliyorlar. Kolay değil elbette.
Türk ve Arap yayıncıların işbirliği noktasında neler söylenebilir? Hangi alanlarda işbirliği söz konusu olabilir?
Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği bu alanda kapısını Arap yayıncılara açmış durumda. Pek çok noktada yardımları var. Özellikle de Birlik başkanı Tayfur Bey. Uluslarası İlişkiler Komite başkanı Muhammed Ağırakça. Gereken izinleri alma noktasında tam destek sağlıyorlar. Pazarı tanıma noktasında keza. İşbirliği ve fikir alışverişi açısından büyük bir boşluğu dolduruyorlar. Türkiye’deki Arap yayıncılar birimi oluşturdular ve ben bunun üyelerinden birisiyim. Aramızda çıkan yayınların takası, iç ve fuarlar yoluyla dış dağıtım, tercüme kitaplar gibi birçok konudu işbirliğini sağlamış durumdayız.
Türkiye’deki kitap fuarlarında belli bir tecrübe edinmiş olmalısınız. Türk ve Arap yayıncılar arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiyorsunuz? Türk ve Arap müşterisini de sorayım yeri gelmişken.
İstanbul’da kitap fuarları konusu 20 yıllık bir geçmişe sahip. Arapça kitap fuarına 2016 yılında katıldım. Arap yayıncılara bedava katılım ve otelde konaklama imkânı sunulmuştu. Gerçekten az görülür bir incelikti. Türkiye’deki fuarlara katılım deneyimi yeni bir deneyim sayılabilir. Umarım daha da gelişir. Arap diline ilgi duyan Türkler için fuarlar iyi bir fırsat, aradıklarını bulma seçeneğini çoğaltıyor. Türk ve Arap yayıncılar açısından karşılıklı kitap alışverişini mümkün kılması açısından ayrıca önemli. Tercüme anlaşmaları açsından da.
Arapça yayını Türkiye’de teşvik eden nedir sizce?
Türkiye, Arap turistler ve burada ikamet etmeyi tercih edenler dikkate alındığında Arapça yayıncılık için pazar haline gelmiş bir ülke. İstanbul Arap kültürünün başkenti olmaya aday bir şehir. Arap sakini çok bu şehrin, Arapça yayına ihtiyaç duyanı da. Türkiye’de yayıncılık tercih edilebilir bir sektör. Baskı kalitesi örneğin Çin’e oranla çok daha iyi, ayrıca fiyatlar makul seviyede. Korsan yayıncılık Çin’de çok daha yaygın.
Türk ve Arap gençlere, genç yayıncılara bir mesajınız olacak mı?
İstanbul bir zamanlar bizim büyük devletimizin başkentiydi. Hepimiz bu büyük devletin vatandaşlarıydık. Dedelerimiz aynı sancağın altında can verdi. Benim dedem de bunlardan biriydi. Bizi birleştiren çok fazla değer var. Bazı hainler fitne ateşini yakmaya çalışabilir, bunlara ehemmiyet verilmesin. Bizler kardeşiz. Ortak bir tarihe sahibiz.