Türk Lirası’na açılan savaşın anlık bir şey olmadığı kesin. Hiçbir akıl, casusluk yaptığı ve terör örgütlerine destek verdiği iddia edilen Papaz “Andrew Brunson”u Türkiye’nin tutuklamasından dolayı bu savaşın açıldığını düşünmez. Nitekim papaz şu an kendi evinde tutuklu. ABD’nin cezaevlerinde yatan birçok masumun hayal ettiği bir tutuklanma konforunu sürüyor.
Biz Araplar biliyoruz ki bu yaptırımların ana nedeni Türk halkının bağımsızlık iradesidir. Söz konusu halkın iradesi Erdoğan’ı başkan yapmak, anayasayı değiştirmek ve ekonomik kalkınma sürecini sürdürme yönündeydi. Çünkü bu iradeyle ekonomik, sosyal, bilimsel ve hayatın farklı alanları geliştirilecek ve gerekli sıçrama gerçekleştirilecekti. Ancak ABD’nin işine gelen, bölge halkının geri kalmışlığıyla bölge liderlerini yönetebiliyor ve kaynaklarını rahatça sömürebiliyor olmasıdır. Türkiye’nin kalkınması bundan dolayı ABD’nin menfaatine olmayacaktı.
Örneğin, ABD hükümeti Suriye krizinde katil Esed rejimini desteklemede hiç tereddüt etmemişti. Çünkü biliyor ki halkın özgürlüğü ABD’nin egemenliğine ters düşecekti. Halkın kazanması demek ABD ve batının söz konusu ülkelerdeki menfaatlerinin bitişi demekti. Dolayısıyla Arap, Afrika ve Asya ülke ekonomilerinin ve ülkelerin kalkınması adına yaşanan bütün ayaklanmaların ardından, askeri darbeler düzenlenip halkın oyuyla iktidara geçen hükümetler devrilmiştir. Filistin seçimlerinde Hamas’ın kazanması, Mısır ve Suriye gibi ve daha öncesinde Afrika, Asya, Güney Amerika ve Balkanlar gibi Avrupa ülkelerindeki birçok örnekte, halkın ayaklanmasına karşın askeri yönetimin başa geçtiğine bizzat şahit olduk.
Arap ve Batı internet haber sitelerinin, Türk Lirası değerinin hızlı ve enteresan bir şekilde düşmesi konusundaki haberleri kesintisiz devam etti. Söz konusu siteler sayfalarının içeriğini zenginleştirme ve takipçi sayısını arttırma amacıyla gündemi kullandı, farklı analizler sundu. Bazı analizler bu savaşın nedenlerini hükümete dayandırırken, bazıları Türkiye’ye karşı kin ve nefret dolu içeriklerle doluydu. Analizlerin bir diğer kısmında ise ekonomik savaşı siyasi nedenlere bağlayarak, Türkiye’nin dik duruşu ve ekonomisinin “BRICS” ülkelerine kadar ulaştıran kalkınma gücü gibi nedenleri sıraladı. Türkiye’nin bu dereceye ulaşması elbette ABD’nin payının azalması demekti.
ABD, Türk milletine ve Türkiye’ye karşı hain tavırlardan geri durmadı. Tek amacı Türk milletini kalkınma sürecinden önceki döneme geri götürmekti. Ancak bu süreçte en önemli şey Türk halkının, ABD ve batı ülkelerinin tam olarak hangi şeyden endişelendiklerini iyi bilmeleriydi.
Dünyadaki bütün milletler bilmeli ki, Türkiye mazlumların tek ümidi. Çünkü onlara rehber olacak olan bu ülkenin zaferiyle, dünyanın yüzyıllık dengeleri değişecek.
Aynı zamanda Türkiye’ye düşmanlık eden ülkelerin vatandaşları arasında, Türkiye’yi destekleyenler olduğunu bilmelidirler. Hükümetlerin yönetemediği sosyal medya sayfalarında buna şahit olunmuştur. Örneğin sosyal medya sitesi olan Twitter, Türk hükümetini destekleyen aşağıdaki Arapça hashtaglerle doldu:
#hepimiz_Türkiyeyiz
#Ben_Arapım_Türkiyeyi_Destekliyorum
#Türk_Mallarına_Destek
#Hepimiz_Erdoğanız
#Türkiyeye_Destek_Ver_Ümmetin_Kazansın
#Türk_Lirasına_Destek_Ver
#Türk_Lirası
#Türkiye_Katar_Güçlü_İlişkiler
#Türkiye_Kazanacak
#Türkiye_Bizleri_Birleştiriyor
Aynı zamanda Arap ülkelerinde Türk mallarını destekleme amaçlı kampanyalar yürütüldü. Bununla birlikte ABD ürünleri boykot edildi. Vatandaşların Türk mallarını ayırt edebilmeleri adına Türk mallarını içeren listeler paylaşıldı.
Hatta Sosyal medya sitelerinde Türkiye’de yaşamayanlar için Türk lirasını nasıl destekleyebilecekleri hakkında çeşitli bilgiler yayınlandı. Örneğin;
Türk Hava Yollarıyla seyahat edelim.
Tatilimizi Türkiye’de yapalım.
Türkiye’den gayrimenkul almak. Türkiye’de yatırım yapmak.
Türk ürünlerini satın almak.
Amerikan ürünlerine boykot.
Türkiye’ye düşman ülkelerin ürünlerine boykot.
Dolar’ı TL’ye çevirmek.
Birçok zengin körfez işadamı Türkiye hükümeti ve halkına destek ve ahde vefa olarak Türk Lirası satın aldı. Fransız Basın Ajansı, Kuveyt döviz bürolarında dolar satıp TL alan vatandaşların fotoğraflarını yayınladı.
Birçok Arap gurbetçi, yüklü miktarda paralarını TL’ye çevirdi.
Hatta ellerinde az para bulunan orta gelirli insanlar dahi bu duruşta yer alıp cüz’i birikimlerini veya aylık maaşlarını TL’ye çevirdiler.
Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacı genç kızlar “Dolarını lirayla bozdur” kampanyasını başlattılar.
El Cezire Net sitesinde yayınlanan raporda bu hafta içinde Türkiye’ye yönelen Suudlu turist sayısının arttığı görüldü.
Türkiye’ye destek amaçlı daha birçok kampanya başlatıldı. Sosyal medyadan duyurulan bu kampanyalardan bazıları;
“Türkiye Düşerse İslam Alemi Düşer”
“Amerika’nın Emrinden Çıkan Türkiye’ye Savaş Açıldı”
“TL’ye Destek Verin ki Biz de Böyle Yaptırımlara Uğramayalım”
Bütün bu yaşananlar ümitli olmamız için yeter;
Birincisi; atalarımızın dediği gibi “Her sınavda fırsat vardır”. Kim bilir belki bu olaydan sonra doların ekonomiyle ilişkisi hakkında bilinç oluşur. Bu tür savaşların bir daha açılmaması adına yöntemler keşfedilerek kumpası kuranlara karşı en büyük karşılık verilir.
İkincisi; milliyetçilik anlayışıyla Arap toplumlarını geçtiğimiz yüzyıl boyunca Türkiye’den uzaklaştırmaya çalışsalar da hiç başaramadılar. Araplar hala Türkleri seviyor ve onları kardeşleri olarak sayıyorlar. Çünkü her iki milleti birbirine bağlayan kan bağından daha önemli ortak bir din var.
Sonuncusu ise; bu tür savaşlarda sebat etmek zaferin en önemli etkenidir. Taviz vermek ise, şantaj ve tehditlere boyun eğmek demektir. En önemlisi de hepimiz dünyada emsali nadir görülen, hepimize örnek olacak Türk milletinin birliğine, beraberliğine şahit olduk.