Deizm ve ateizm, gençlerimiz arasında hızla yaygınlaşmakta. Bu, vatanımız ve geleceğimiz açısından PKK ve FETÖ’den daha tehlikeli. Bundan dolayı aileler ve özellikle de devlet teyakkuza geçmelidir.
Devlet bilim adamlarını ve özellikle de sosyologları harekete geçirmeli. Gençlerimizi bu fikre sevk eden saikler detaylı olarak tespit edilip, ona göre çözümler üretmeliyiz.
Önce kendi birkaç tespitimi, sizlerle paylaşayım. Seksenli ve doksanlı yıllarda, gençlerde ve özellikle de orta yaşlılarda, dine yönelme eğilimi hızla artmaktaydı. Kendilerini ülkenin yegâne sahibi gören laik Kemalist ulusalcılar ve laik Kemalist Marksistler, bu dine yönelimin önünü kesmek için 28 Şubat Darbesini hayata geçirdiler. Kur’an Kursları ve İmam Hatiplerin önünü kesecek, kanun ve yönetmelikler çıkardılar. Dindarları askeriyeden, milli eğitimden, A-adliyelerden, velhasıl devletin hemen hemen her kademesinden uzaklaştırdılar.
Ne oldu? Gençleri veya toplumu dinden uzaklaştırabildiler mi? Hayır… Aksine din, bireylerin hayatında daha çok yer almaya başladı. Bu da AK Parti iktidarını doğurdu diye düşünüyorum.
AK Parti iktidarı toplumun beklentilerinin çoğunu yerine getirdi. Halk ve özellikle de dindar kimseler insan yerine konuldular. Anadolu insanının devlet hizmetlerinden yararlanmasının önü açıldı. Belediyelerde ve devlet birimlerinde hizmetin kalitesi arttı. Toplumum büyük bir kesiminin hayatındaki kuyruklar sona erdi. İnsan gibi karşılanma dönemi başladı.
Misal, önceki yıllarda, nüfus kâğıdını almak veya değiştirmek için haftalarca bekliyorken, şimdi en fazla 10-15 dakika içerisinde bu işi halledebiliyoruz. Belediyeye yatırılacak emlak vergisi için saatlerce, hatta günlerce kuyrukta beklerken, şimdi hemen hemen bütün belediyelerde çayınızı, kahvenizi içerken 10-15 dakika içerisinde işiniz görülüyor. Bütün bunlar toplumda AK Parti’ye olan güveni artırdı.
Fakaaat… AK Parti tarafından göreve getirilen belediye başkanları, belediye çalışanları ve devlet kadrolarında önleri açılanların büyük kısmı, Sayın Cumhurbaşkanımızın tabiriyle “metal yorgunluğu”na uğradı. Sayın Cumhurbaşkanımız konumunun gereği icabı bu tabiri kullandı. Bana göre “tefessüh”e uğradılar: Kibirlendiler, bozuldular, çürüdüler. Makam ve mevkiinin, paranın ve pulun esiri oldular. Güç zehirlenmesine uğradılar, burunları Kaf dağına erdi. Dostları ve yakınlarını unuttular, şakşakçıları ve dalkavukları dost edindiler. Önce arabalarını, sonra hanımlarını değiştirdiler. Daha sonra da evleri ve gidip geldikleri mekânlar değişti. Mescit ve STK’ların yerine lüks restoranlara, Nişantaşı muadili Cafelere gitmeye başladılar.
Sadece seçilmişler ve atanmışlar mı bozuldu? Din hadimleri ve din mübelliğleri de tefessühe uğradı. “Büyük günah işlese bile kabirde rahat ettirecek” kefenleri satmaya başladılar. “Deprem, Sibir Dağı üzerinden Manisa üzerine çöktü. Allah-u Teâla beni görevlendirdi. Ben istemedim, gelmesin dedim, çekildi.” diyen ve haşa Allah ile pazarlık yaparak depremi başka yerlere gönderen şarlatanlara dönüştüler.
Hayatın içerisinde böyle saçmalıklarla hemen her gün onlarca kere karşılaşan genç, bütün bu saçmalıkların dinden olduğunu sanmaya başlayarak (doğru din anlayışına da ulaşamayınca) dinden soğumaya başladı. Rol model olarak önünde duranların tefessühlerine ve saçmalıklarına bakarak bir açmaza girdi.
Sonuç: Gençler arasında Deizm ve Ateizm yayılmaya başladı.
Herkes aklını başına almalı. Gençlerimizin doğru yola girmesini istiyorsak, önce kendi hayatımıza çeki düzen vermeliyiz. Öğretmen olarak öğrencimize, millet ve memlekete hayırlı olması için gayret sarf etmeliyiz. Vatandaşa verdiğimiz devlet hizmeti için rüşvet almamalıyız. Rüşvet alarak yeşil alanlara gökdelenler diktirmemeliyiz. Süte su katmaktan vazgeçmeliyiz. Faize bulaşmadan ticaret yapmalıyız. Komşumuz zordayken ikinci defa hacca gitmemeliyiz. İşçilerimize asgari ücreti değil, geçinebileceği ücreti ödemeliyiz. Evladının yurt taksitini ödemekte zorlananlara yardım eli uzatmalıyız.
İş arkadaşlarımıza, komşularımıza güler yüzle selam verelim. Akraba, eş ve dostlarımıza zaman ayırıp, ziyaretleşelim. Hasta ziyaretlerinde bulunalım. Karşılık beklemeden iyiliklerde bulunalım. Hâsılı kelâm, önce insan olalım. Müslüman olmak istiyorsak, muttaki Müslüman olalım.
Belediye başkanı, vaiz, öğretmen, imam, sanat erbabı, tüccar, sanayici vb. birey olarak her birimiz Rabbimizin şu buyruğuyla amel eder hâle gelmeliyiz:
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur.” (Saff Suresi, 2-3)
***
Mart Ayı şehidlerimizden Osman Aytemur
1994 yerel seçimleri… Refah Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı: Recep Tayyip Erdoğan. Kartal Samandıra Belde Belediye Başkan Adayı: Abdullah Bayram.
Abdullah Bayram ve Refah Partililer, seçim çalışması için 24 Mart 1994 gecesi, Samandıra Karani Mahallesi Yukarı Erikli Pınar mevkiinde bulunan Dostlar Kıraathanesindeler. Kahvehane silahlı militanlar tarafından yaylım ateşine tutulur ve Refah Partili Osman Aytemur açılan ateş sonucu, şehid olur…
Ayrıntıları gazete haberinden okuyalım:
Kartal Samandıra’da Refah Partili belediye başkan adayı Abdullah Bayram’ın seçim toplantısı yaptığı kahveye, dün akşam 21.50 sıralarında silahlı dört kişi tarafından gerçekleştirilen saldırıda 3 kişi hayatını yitirdi. 4’ü ağır 9 kişi yaralandı.
Samandıra Karani Mahallesi Yukarı Erikli Pınar mevkiindeki Refah Partisi’nin seçim toplantısı yaptığı ve içinde 100 kişinin bulunduğu “Dostlar Kıraathanesi” dün gece saat 21.50 sıralarında, kimlikleri belirlenemeyen kişilerce, uzun namlulu silahlarla tarandı. Görgü tanıklarının ifadesine göre, 4 kişi olduğu sanılan saldırganlar, birkaç dakika süren silahlı taramadan sonra parça tesirli, tahrip gücü yüksek el bombası attılar. Turan Olur’a ait kahve, bir anda kan gölüne döndü. Olayda 3 kişi hayatını yitirirken 9 RP’li de yaralandı. Yaralılar, Kartal Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındılar. Ölenlerin ikisinin Osman Aytemur ve Durmuş Ekici olduğu belirlendi. Hayatını yitiren üçüncü kişinin kimliğine ilişkin bilgi edinilemedi. Kartal Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan yaralıların isimleri şöyle: Ceyat Kahya, Ali Tutak, Erdoğan Öztürk, Recep Aydın, Hayrettin Eroğlu, Turgut Yıldız, Hüseyin Çelik, Şaban Sarıoğlu. Durumları ağır olan 4 yaralının ameliyata alındığı ve durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
Saldırıyı gerçekleştirenlerin, olay yerinden 34 TKP 41 plakalı özel otomobille, kaçtığı bildirildi.
Bu arada olayı duyan RP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Recep Tayyip Erdoğan, yaralıların tedavi altına alındığı Kartal Devlet Hastanesi’ne bir grup partili eşliğinde gelerek, olay hakkında bilgi aldı. Daha sonra yaralıların kaldırıldığı acil servise gelerek, geçmiş olsun dileğinde bulunan Erdoğan “Bu saldırılar bizleri yıldıramaz.” dedi.
Şehid kardeşimiz Osman Aytemur’un ve tüm şehidlerimizin ruhu için El Fatiha…