Kafkasya bölgesi halkları yaklaşık 3 asırdır Ruslarla mücadele hâlinde. 1783 yılında İmam Mansur cihad ilan ederek Ruslara savaş açtı. Böylece İmamlar dönemi kıyamı başlamış oldu. Daha sonra sırasıyla İmam Gazi Muhammed ve İmam Hamzat ile mücadele devam etti ve İmamlar döneminin son temsilcisi olan İmam Şamil 25 yıl boyunca Ruslara karşı direniş sürdü.
25 Ağustos 1759 tarihinde bölge Rusların hâkimiyetine geçti. 1877 yılında Osmanlı-Rus savaşı başladığında İmam Şamil’in nâiplerinden Abdurrahman Efendi bölge Müslümanlarını birleştirip Ruslara karşı yeni bir direniş başlattı ve onları püskürttü. Fakat Osmanlılarla Ruslar barış anlaşması yapınca, bölge tekrardan Rusların hâkimiyetine girdi.
1917 yılında ise Rusya’da baş gösteren Bolşevik ihtilâli başarılı oldu. Bu sırada Kafkasya’da Müslümanlar tekrar birleşerek ‘Kafkasya İslam Kurultayı’nı oluşturdular. 11 Mayıs 1918’de Osmanlı’nın desteklediği Abdülmecid Çermoy başkanlığında Dağıstan ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti kuruldu ve 6 Ekim 1918 tarihinde Derbent ele geçirildi.
1920 yılına kadar Kızılordu Birliklerine karşı koyan bölge halkı maalesef işgali engelleyemedi. İkinci dünya savaşında Almanlara karşı ülkelerini savunan bölge halkı, Rusların büyük zulmüne maruz kaldı. Dağıstan ve Çeçenistan’daki Müslümanlar, 1944 yılında Sibirya’ya sürgün edildi.
Şehid Cehar Dudayev
Ailesi 1944 yılında Sibirya’ya sürgüne gönderilirken daha 15 günlük bir bebekti. Orta öğrenimini Sibirya’da gördü. 1962 yılında Tamboy Askeri Yüksek Pilot Okulu’nu, 1966 yılında Uzak Mesafe Uçakları Pilot ve Mühendis Yetiştirme Okulu’nu, 1974 yılında da Gagarin Harp Akademisini bitirdi. Sovyet tarihinde Stratejik Hava Kuvvetlerinde tümen komutanı olmayı başaran ilk Müslüman olarak tarihe geçti. SSCB tarafından başarılarından dolayı 12 madalya ile ödüllendirildi. 1989 yılında Estonya’da Stratejik Hava Kuvvetleri Filosu Komutanlığı yaparken, Baltık ülkelerinde çıkan bağımsızlık hareketlerini bastırmakla görevlendirildi.
‘Yurdunun bağımsızlığı için mücadele eden bir halkın üstüne bomba atamam’ deyip verilen emirleri yerine getirmeyince Moskova tarafından birliğiyle beraber Grozni’ye sürgün edildi. 1990 yılı Mayıs ayında ise görevinden istifa etti. Kasım 1990’da toplanan Çeçen Halk kurultayında İcra Kurulu başkanlığına seçildi.
19-21 Ağustos 1991’de Gorbaçov’a karşı girişilen başarısız darbe teşebbüsü sırasında darbecilerin karşısında yer aldı. Akabinde darbecilerle işbirliği yapan Çeçen-İnguş Cumhuriyeti Hükümetini düşürmek için başlatılan halk hareketinin başına geçti. Aydınlar ve tüm Çeçen halkı kendisini destekledi.
27 Ekim 1991’de yapılan seçimlerde, yüzde 85 oy alarak Çeçenistan Cumhurbaşkanlığına seçilen Dudayev 1 Kasım’da yaptığı konuşmada, 6 Eylül 1991 tarihi itibariyle Çeçen İnguş Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan etti.
Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin bu kararı tanımadı. Çeçenistan’da olağanüstü hâl ilan ederek Cehar Dudayev ve hükümet üyelerini terörist olarak niteledi. 11 Kasım 1991’de Özel Spetsnaz Komandoları’ndan 622 kişilik bir birliği Grozni’ye sevketti. Dudayev kuvvetleri bunların hepsini esir alıp Kuzey Osetya’daki Rus birliklerine teslim etti. Bu arada İnguş Halk Cumhuriyeti toplandı ve Çeçen İnguş Cumhuriyeti’nden ayrılıp, Rusya Federasyonu’nda İnguş Özerk Cumhuriyeti olarak kalmayı kabul etti.12 Mart 1992 günü yapılan oylamada Çeçen Cumhuriyeti Parlamentosu Çeçen Cumhuriyeti Anayasasını kabul etti.
Bu arada Borist Yeltsin’e bağlı kuvvetler, Rusya Federasyonu Parlamentosunu kapattı ve Anayasanın feshedildiğini ilan ettiler. 31 Mart 1992 tarihinde kısaca Rusya Federasyonu Anlaşması olarak adlandırılan Rusya Federasyonu içerisindeki egemen Cumhuriyetlerin iktidar organlarıyla Rusya Federasyonu’nun iktidar organları arasındaki Yasama ve Yetkinin Dağıtımı üzerine düzenlenen anlaşma imzalandı. Bu anlaşmayı iki özerk cumhuriyet imzalamayı reddetti: Tataristan ve Çeçen Cumhuriyeti. 12 Aralık 1993 tarihinde Rusya Federasyonu yeni Anayasa oylamasını ve parlamento seçimlerini yaptı.
21 Mart 1994 günü Rusya Federasyonu temsilcisi Sergei Feilatov ile Çeçenistan devlet Bakanı Aslanbek Akbulatov arasında yapılan görüşmede, Rusya tarafı; Çeçenistan’a en fazla Tataristan’a tanınan özerklik statüsünü verebileceğini, bağımsızlığını asla kabul etmeyeceğini belirtince anlaşma sağlanamadı. 7 Aralık 1994 günü Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi toplandı ve Çeçenistan’da Anayasal Düzenin sağlanması kararını aldı.
Rusya’nın, 11 Aralık 1994 tarihinde, Çeçenistan’a karşı başlattığı işgal ve soykırım hareketine karşı Dudayev de “100 yıl köle olarak yaşamaktansa, bir gün şerefli ve başı dik durmayı tercih ederim. Son Çeçen canını vermeden, Ruslar ülkemize hâkim olamaz” diyerek halkına “Cihad” emri verdi. Dudayev’in önderliğindeki Çeçen halkı, iki yıla yakın bir süre şanlı bir mücadele yürüttü.
Ruslar, defalarca Dudayev’i füzeyle öldürmeye teşebbüs etmiş, her defasında yanlış yeri vurmuşlardı. Dudayev uydu telefonu kullanıyordu. NSA yerini belirleyip koordinatları Moskova ziyareti yapan Clinton’a bildirdi. Yeltsin’in yeniden başkan seçilmesini isteyen Clinton, Çeçen liderin yerini Yeltsin’e iletti. Ruslar, Dudayev’in bulunduğu konumu, 21 Nisan 1996 günü füzelerle bombardımana tabi tuttu ve büyük komutan şehid düştü.
Çeçenler Cehar Dudayev’in yerine Zelimhan Yandarbiyev’i Başkanlığa getirdiler. Genel Kurmay Başkanı Aslan Mashadov ve Şamil Basayev’in askeri başarıları sayesinde Ruslar, Ağustos 1996’da, barışa yanaşmak zorunda kaldılar. 31 Ağustos 1996 günü Dağıstan’ın Hasavyurt şehrinde; Rusya tarafından Aleksander Lebed ve Çeçenistan tarafından da Aslan Mashadov arasında anlaşma imzalandı ve iki ay içerisinde tüm Rus askerleri Çeçenistan’dan çekildi. Sonrasında Ruslar yine huzur vermedi. Ülke içinde yaşanan ihanetler yüzünden Ruslar Putin zamanında idareyi yeniden ele geçirdi.