Dünyanın geri kalanı şaşkınlık ve keyif içinde bize bakarken, İngiliz seçmenlerin kontrolü ele geçirmeleri gerekiyor. Belki de büyük bir cesaretle 15 Temmuz 2016’da askeri darbe girişimine karşı kontrolü ele geçiren Türkiye’deki yoldaşlarımız bize bazı önerilerde bulunabilirler.
İngiliz demokrasisi hasta ve yoğun bakımda! Bugünlerde İngiltere Parlamentosunda neler olduğunu açıklamaya çalışmak, Mars’tan gelen birine kriket kurallarını açıklamaya çalışmak gibi! Göstericiler, Başbakan Boris Johnson’ın Kraliçe aracılığıyla Parlamento’yu askıya alma kararı konusundaki öfkelerini dile getirmek için ülke çapında çeşitli protestolar gerçekleştirdiler. Johnson’un hareketleri bir darbe gerçekleştiren beş para etmez bir diktatörünün eylemleri olarak tanımlandı.
Nereden başlayacağımdan bile emin değilim, size söyleyebileceğim tek şey İngiltere’de kısa sürede Başbakan olan Boris Johnson sonrası İngiltere’de genel seçimlere doğru gidiyoruz. Johnson, parlamentonun tatilden dönmesiyle birlikte kendi partisinden bir arkadaşının Liberal Partiye geçmesiyle parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti.
Bu arada siyasi ara sonrası parlamentoya gelen politikacılar, Brexit ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı konusunda kendi partilerini baltalıyor ve hatta sabote ediyorlardı.
Bazı milletvekilleri Brexit’i durdurmak istiyor, diğerleri ise İngiltere’nin AB’yi bir anlaşma yapmadan bırakmasını istiyor. Seçmenler politikacılarına partiyi ilk sıraya koymaları için baskı yapıyorlar. Bazı politikacılar ise ülkeyi partinin önüne koyacaklarını söylüyorlar ve bazı muhafazakârlar parti liderleri gibi düşünmeyi reddediyorlar.
Sonuç olarak, İngiltere’de yani demokrasinin anasında kaos var.
Adeta iç savaş çıktı
Bu bir iç savaş gibi ve Başbakan Muhafazakar Partideki eski savunma bakanı Sir Winston Churchill’in torunu Sir Nicholas Soames ve 50 yıllık Muhafazakar Parti üyesi eski bakan Ken Clarke’ın da aralarında bulunduğu 21 Muhafazakar Parti üyesini tehdit etti.
Adeta Avam Kamarasına dalıp bıçakla bir sağdan bir soldan bir ortadan politikacıları sırtından bıçakladı.
Ana muhalefet partisi haftalardır genel seçim çağrısında bulunuyor, fakat seçim ufukta görünmeye başladığı için korkmuş görünüyorlar.
Kurnaz bir başbakan tarafından hazırlanan bir tuzağa düştüğünden şüphelenen İşçi Partisi, Johnson’ın blöf yapıp yapmadığı konusunda endişeli.
Her iki durumda da sıradan bir vatandaşın kafası karışmalı. Kesin olarak bildikleri tek şey önlerindeki birkaç saat içinde ne olacağına dair bir ipucu olmadığı. Kararsız ve sahte görünen siyasetçilere güven kaybedildi. Her şeyden önce, eski Başbakan Tony Blair belli belirsiz hissediliyor. Sonsuza dek Arap dünyasına yalan söyleyip Britanya Parlamentosu’nu yasadışı bir savaş satan adam olarak hatırlanacak. Bu savaşta bir milyondan fazla Iraklı kadın eşini kaybetti ve milyonlarca çocuk yetim kaldı, ancak Tony Blair’ın politikaya geri dönmesini isteyenler var.
İngiliz siyaseti şu anda İskoçya ve Kuzey İrlanda’da kalıcı bir çatlağa neden olabilecek bir İngiliz Milliyetçiliği tutkunu aşırı sağcı üyeler tarafından yönetilen iktidar partisinin elinde.
Muhafazakâr Partinin “Tek Millet” markası buharlaştı ve artık görebildiğimiz tek şey ırkçı, İslamofobik, göçmen karşıtı, yabancı düşmanlığı ve kötümser olan bir parti.
Brexit aileleri bile parçaladı
Bu iç savaşın yalnızca Westminster’in sınırları içinde kaldığını ve insanlara yayılmayacağını umuyoruz. Brexit, İngiltere’deki toplulukları ve aileleri çoktan parçaladı. Bu kargaşanın sokaklara dökülmeyeceğini umalım. İktidardayken halkın eşit ölçüde sevdiği ve nefret ettiği bir Başbakan olan Demir Leydi Margaret Thatcher, şimdilerde Boris Johnson ile karşılaştırıldığında ılımlı görünmeye başlıyor.
İngiliz Parlamento Binası yenileme çalışmaları için yakında kapatılacak. Belki de kapalı kalırsa ve halkın amaca uygun bir şekilde parlamenter sistemi kontrol etmesini ve dizayn etmesini sağlayacak ‘Vatandaş Meclislerine’ yol açarsa İngiltere’de daha iyi durumda oluruz. Politikacılar bizleri uşakları değil efendileri olarak görmeliler – biz gücü oyladık ve daha iyisini hak ettik.
Dünyanın geri kalanı şaşkınlık ve keyif içinde bize bakarken, İngiliz seçmenlerin kontrolü ele geçirmeleri gerekiyor. Belki de büyük bir cesaretle 15 Temmuz 2016’da askeri darbe girişimine karşı kontrolü ele geçiren Türkiye’deki yoldaşlarımız bize bazı önerilerde bulunabilirler.
Bu arada…
Çarşamba öğleden sonraki parlamento oturumunda muhalefette olan İşçi Partisi’nin Sih milletvekili Tanmanjeet Singh Dhesi, Başbakan Boris Johnson’ın Müslüman kadınlardan daha önce sarf ettiği ifadeler için özür dilemesini istedi.
Avam Kamarası’nda görülmemiş bir şey oldu. Milletvekilleri bir geleneği bozarak Sih milletvekilini dinlemek zorunda kalan kızıl suratlı başbakanı alkışlayarak protesto etti.