Bayram gelenekleri kurban gitmesin!

Hüznümü taptaze, mis kokan Bayram neşesiyle örtüyorum. Kapılar yeni kuşaklara, kurban getiren simalarından kime benzediklerini çıkarmaya çalıştığımız çocuklara açılıyor. Yarın kapımız kapandığında, gelen bayramlarda Amina teyzesinin, ablasının bir yemeğini, bir bayram harçlığını, bir fıkrasını hatırlayacak, tebbesümle bir dua, bir Fatiha okuyacak kimselere seviniyorum. Bayrama seviniyorum.

Şükür, Yaradan (c.c.) bize tekrar bir Bayram neşesinin kokusunu yaklaştırdı. Evlerimiz temizleniyor, börekler, pastalar, baklavalar hazırlanıyor. Şükür… Bu Kurban Bayramını da, nasipse, evimizde geçireceğiz. Yani, bizim ailede Kurban Bayramını evin dışında kutlamak için sadece bir sebep olabilir: Hac vazifesi. O da henüz nasip olmadı, inşallah diyelim.

Ramazan ve bayramları genellikle evde geçiriyoruz. Misafirler ağırlanır, yemekler yapılır, ziyaretlere gidilir. Bayram evlerde kutlanır. Yaşlıların elleri öpülür, küçüklere bayram harçlığı verilir, kurbanlar kesilir, etler süslenerek paketlenir, dağıtılır. Tatlı yorgunluğa da şükür! Düşünsenize Allah-ü Teâlâ ömür ve sağlık vermiş, hidayet etmiş, sığınacak bir ocak ihsan etmiş, üstüne de aile, akraba, dost, komşu, üstüne bir de kurban kesmek için imkan… İnsanlar arasında yaşamayı nasip etmiş.

Herhangi bir olumsuzluktan kaynaklı Kurban Bayamını kurbansız geçiren biri bu nimetlerin büyüklüğünü bilir. Savaş günlerinde Kurban Bayramlarını evimizde geçiriyorduk (buna da şükür, sürgünde değildik), ancak kurbansız olmasına üzülüyorduk. Hane ehli görmesin diye ağlardık. Sulh günlerinde bayramlarımızın neşeli olması için elimizden geleni yapmaya kendi kendimize vaad ettik.

Liste yapanlardan değilim. Genellikle ister yazı, ister kitap yazarken, ister tatile giderken, gezerken, alış veriş yaparken hiçbir şeyi hazırlıklı bir şekilde listeye göre yapmam. Fakireyi düzensiz, darmadağın biri olarak görebilirsiniz. Ramazan ve Bayram hazırlıkları hariç. Ramazanda, gün gün davet ettiğimiz yakınlarımızın, dostlarımızın isimleri, davetli olduğumuz yakınlarımızın isimleri.

İsim listelerini hazırlarken, büyüklerimizin isimleri bir bir siliniyor. Mezarlıklar listesine geçiyor. Birkaç yıl öncesine kadar bayram harçlığını verdiğimiz çocukların evlatlarına da bayram harçlığını vermeye başladık. Düne kadar ebeveynlerinin selamlarıyla kapımıza kurban getiren çocuklar artık olgunlaşmış, kendi kurbanlarını getiriyorlar.

Hajrija halamın kara buğday unundan maslanitsası, Sehija halamın kıymalı böreği, eşimin Hajrija halasının hurmaşitsa’nın tadını damağımda hissediyor gibiyim. Yengem Devla’nın unutulmaz yaş pastası, Safeta teyzemin tulumba tatlısı, eşimin anaannesinin yaptığı baklavanın kokusu burnumda tütüyor… O kapılar artık bu dünyada açılmaz oldu. Hüzne kapılıyorum, sonra bayramlarımın neşeli olacağına söz verdiğimi hatırlıyorum.

Bizim kuşaktan arkadaşlar ise bayram ziyaretlerinde kahvenin dokunduğunu, tansiyon veya şeker nedeniyle baklava yiyemediklerini, yağlı börekten vazgeçtiklerini dile getiriyorlar.

Kapımızın zili çaldığında kurban getiren çocukların hepsini tanımıyorum. Simalarından kimin olduklarını, kime benzediklerini çıkarmaya çalışıyorum. Yoksa, her şey eskisi gibi. Bayramlarımı koruyorum. Oğlumuz kendi evine geçince bu bayramları koruyabilecek mi endişesi yok değil. İş güç bahanesiyle, dersleri bahanesiyle kolaya mı kaçacak, vekaleten mi kurban kesecek? Bir ay önce aradığında: “Bu sene de aynı yerde mi kurbanları kesiyoruz, yoksa ben kendim gidip alayım mı?” dediğinde mutluluğumuzun haddi sınırı yoktu.

Bayram hediyesi adına, zarif bir şekilde muhtaçlara sahip çıkmak, incitmeden yardım etmek, bayramı bayram etmek, bayramı kutlamak demek oluyor. Dününü, yarınını görmek. Bu yüzden eski bayramlarımızın “kurban” gitmesini istemiyorum. İbrahim Peygamberi, İsmail Peygamberi hatırlatan bayramlar benim bayramlarım.

Hüznümü taptaze, mis kokan Bayram neşesiyle örtüyorum. Kapılar yeni kuşaklara, kurban getiren simalarından kime benzediklerini çıkarmaya çalıştığımız çocuklara açılıyor. Yarın kapımız kapandığında, gelen bayramlarda Amina teyzesinin, ablasının bir yemeğini, bir bayram harçlığını, bir fıkrasını hatırlayacak, tebbesümle bir dua, bir Fatiha okuyacak kimselere seviniyorum. Bayrama seviniyorum.

Bizi fabrika ayarlarına getiren Kurban Bayramınızı kutluyorum.