Afrin’den bütün hikâyeyi anlatan 12 sahne

  1. Afrin zeytini

Afrin, zeytinliklerin bol olduğu bir yerdir. Savaştan önce de orayı böyle bilirdik. Suriye’de en iyi zeytinin ve zeytinyağının çıktığı bölge olarak bilinirdi. Güzel bir yer olmasına rağmen Suriye rejimi tarafından fazlasıyla ihmal edilmişti. Turistik açıdan çok gelişmiş bir yer olabilirdi ancak rejim oranın yoksulluk ve cehalet içerisinde kalmasını tercih etmişti. Gerçi Suriye’de rejime yakın durmayan bütün şehirlerin ve kasabaların kaderiydi bu. Sadece Afrin’in değil.

  1. Gerçek Kürtlerin protestosu

Suriye devriminin başladığı 2011 yılında her Cuma günü ülkenin dört bir yanında rejim karşıtı gösteriler yapılıyordu. Afrin de bu gösterilerin yapıldığı yerlerden birisiydi. O vakitler dilimizdeki söz şuydu “Suriye halkı boyun eğmeyecek”. Afrin de böyle diyordu. Çünkü biz aynı halktık, Suriye halkı. Suriye’nin kuzeyinden yükselen “azadi” çığlıkları bizi de aynı sevince, özgürlük sevincine ortak ediyordu. Biz de Araplar olarak “özgürlük” diyorduk.

  1. PYD-Esed ortaklığı

PYD ne zamanki tek başına oralarda idareyi eline aldı, işte o zaman “özgürlük” diye haykıranlara karşı tutuklamalar ve suikastlar baş gösterdi. Rejim sanki PYD eliyle yeniden burayı ele geçirmiş gibiydi. Esed ne istiyorsa artık o oluyordu. Fazladan bir de Araplara karşı bir Kürtçülük rüzgârı esmeye başlamıştı. Afrin hem Özgür Suriye Ordusu mensupları, hem de Esed rejimine karşı çıkan Kürt aktivistler için yaşanmaz bir bölge haline gelmişti.

  1. PYD-Özgür Suriye Ordusu düşmanlığı

Afrin’deki o manzarayı unutmak mümkün mü? PYD’li militanların Özgür Suriye Ordusu’nun genç savaşçılarını öldürüp cesetlerini bir kamyonetin arkasına istifleyerek caddelerde attıkları zafer turunu unutabilir miyiz? Kendisine “halkı koruma birliği” adını veren hainlerin kendi ülkesinin insanına yaptığı bu alçaklık unutulur mu? PYD tarafından katledilen o gençlerin bir kısmı benim şehrim Humus’tan gelmişlerdi. Esed’in kuşatmasını yarıp İdlib tarafına canlarını zorlukla atabilen bu yiğit gençlere yapılan muamele, hatırlandığı her an insanın kanını yeniden donduruyor.

  1. PYD’nin cami düşmanlığı

PYD militanları Suriye dâhilinde ele geçirdikleri köy ve kasabalarda camilere karşı sergiledikleri saygısızlıkla Suriye halkının nefretini kazanmıştır. Camilere pis ayakkabılarıyla girmişler, camilerde sigara tüttürmüşler, türlü şaklabanlıklar yaparak gülüp eğlenmişler hatta minbere çıkıp İslam dinini alaya alan konuşmalar yapmışlardır.

  1. PYD ABD’nin hizmetinde

Binlerce aracın konvoy halinde ABD bayrağıyla yollarda caka satışını, ABD silahlarıyla gövde gösterisi yapışını Suriye halkı asla unutmayacak. Halkımızın nezdinde o bayraklar ve o silahlar binlerce masumun ölümünü simgeliyor.

  1. Özgür Kürtler, Özgür Suriye Ordusu saflarında

Anadolu Ajansı’nda çalışan bir arkadaşımızın sosyal medya hesabında paylaştığı bir resmi asla unutmuyorum. Resimde Özgür Suriye Ordusu saflarındaki Afrinli bir Kürt, güya Kürtlerin haklarını savunduklarını iddia eden ABD’nin uşağı teröristlere karşı savaşıyordu. Özgür Kürt’ün yeri orasıydı çünkü. PYD safları değil.

  1. Suriye halkı Türklerin yaptığı operasyondan memnun

Türk tankları Afrin’e doğru ilerlerken Suriyeli halkın ve küçücük çocukların ellerinde ayyıldızlı bayraklarla onları karşılamaya çıkması her şeyi anlatmaya yetecek bir manzaradır. Suriye halkı biliyor ki Türk askerinin girdiği her yer, onlar için zulümden kurtuluş demektir. Yaşanacak, nefes alınacak toprak parçası anlamına gelmektedir.

  1. Türklerin sınırdaki varlığı Suriyeliler için rahmettir

Sabahın erken saatlerinde Türk tırları gelir, aylarca kuşatma altında ağır ağır ölüme doğru yol almış bir halka yeniden yaşama umudu aşılar. Zalim uçaklar halen bomba yağdırmaktadır ama onlar asla pes etmez. Çünkü gözleri yollarda onları bekleyen bir halk vardır. Türklerin varlığı Suriyeliler için kocaman bir rahmettir.

  1. Gençlerimiz şehit olmak için can atıyor

Sosyal medya mecrasında dolaşan bir video var. Muhabir, tankına binmek üzere olan bir Türk askerine soruyor: “Savaş bölgesine gitmeden ailene iletecek bir mesajın var mı?”

Asker gülerek diyor ki: “Onlara beni beklemeyin demek isterim.”

Bu manzara beni yedi sene öncesine götürdü. O vakitler gençlerin yüzeysel görüşlerine, ciddiyetsiz hallerine, inanç noktasındaki zayıflıklarına fena içerlerdik. Derken Suriye devrimi başladı ve eleştirdiğimiz o gençler bizleri yiğitlikleriyle öyle utandırdılar ki, anlatamam.

  1. Cennette mekân sahibi olmak

Ertuğrul dizisinde bir sahne var. Orada birisi diğerine soruyor: Bir Müslüman niçin kardeşini öldürür ki?” Bunu ben de çok kereler kendime sormuşumdur. Dizideki oyuncunun bu soruya vermiş olduğu cevap oldukça yerindeydi. İlk insandan bu yana, Habil-Kabil kavgasından bu yana maalesef bu iş böyle. Arada haset var, kin var, nefret var. Habil’in güzel eşine göz diken bir Kabil gerçeği var. Biz Kabil değil Habil olmayı tercih ediyoruz. Bu dünyada hak edilmemiş bir kazanca zorbalıkla sahip olmaktansa, cennette mekân sahibi olmayı tercih ediyoruz.

  1. Hainler ve düşmanların hizmetçileri her zaman, her yerde yıkıntı demektir

Yine Ertuğrul dizisinde Kilise’de birileri Müslümanlar hakkında konuşuyor. Birisi gerçekten dinlerine bağlı olduklarında Müslümanların ne kadar güçlü olduklarından bahsediyor. Diğeriyse Müslümanların arasında kendi menfaatine odaklı çok fazla insanın varlığından dem vuruyor. Bunların ihanete yatkınlığını, bu durumdan kendileri adına faydalanmanın gerekliliğini dile getiriyor. Bugünkü manzaraya bir bakalım. Gerçekten öyle değil mi?