ABD neyin peşinde?

Orta Doğu’da hiçbir diplomatik tecrübesi olmayan bir Beyaz Saray danışmanı, damat kontenjanından Bahreyn’in başkentindeki Four Seasons Oteli’nde sahneye çıktı. Tecrübesi yoktu, Filistinlilerin yüreğindeki bağımsızlık ateşini, özgürlük özlemini göremiyordu. İngiltere’de ‘işi tersinden yapmak’ diye bir tâbir var. Acemi diplomat dâmât Kushner tam da bunu yapıyor. Oysa önce özgürlük olmalıydı, sonra ekonomi…

 

ABD dış politikasını şekillendiren isimlerinden biri olan Henry Kissinger, 20. yüzyılın en öne çıkan diplomatlarından biriydi. Vietnam’da ateşkes anlaşmasını o yapmış, ABD’nin geri çekilmesini sağlamıştı. ABD ile SSCB arasındaki istikrarsız ilişkileri rahatlatmak için aktif müzakereler yürütmüştür. Bir yandan Sovyetler ile silah anlaşmaları imzalarken diğer yandan Sovyetlere diplomatik baskı uygulamak için ABD-Çin ilişkilerini geliştiren isim yine Kissinger olarak bilinir.

Soykırımlara göz yumması, cinayetlere karışması ve Güney Amerika diktatörlüklerine niçin pek karışmadığı konusuna ise isterseniz hiç girmeyelim.

96 yaşındaki Kissinger’in ABD diplomasisi üzerindeki etkileri bugün de sürüyor. Richard Nixon ve Gerald Ford dönemlerinde Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Kissinger bugünkü haleflerine bakıp burun kıvıyor olsa gerek.

ZEHİRLİ BOLTON CAHİL VE KABA

Ortadoğu’da yolunu şaşırmış bir füze gibi ustalıktan yoksun şu anki ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton elinde çekiç ile rastgele oyuncaklarını ezen küçük bir çocuğu hatırlatıyor. İran rejimi Bolton’un bu haftaki çıkışıyla şaşırmış olmalı. Tahran’ı Bahreyn konferansını tehlikeye düşürme konusunda uyarmak mevcut gerginlik düşünüldüğünde hiç de akılcı durmuyor.

Bolton, “İran son zamanlarda nedensiz ve de gereksiz saldırılar düzenledi. Böyle bir ortamda Bahreyn’deki konferansı tehdit etmesi her zaman bir ihtimaldir” diyor. Peşinden de ekliyor: “İran’ın bu tür davranışlara devam etmesi büyük bir hata olur.”

Biliyorsunuz, Bolton o sırada Kudüs’teydi. Bahreyn konferansına katılmıyor diye Filistin yönetimini eleştirirken İsrail’in de orada olmadığını herhalde unutmuş(!) olmalı. Gerçek şu ki, Bolton rezil Trump yönetiminin en zehirli unsuru durumunda. Sürekli bağıran, cahil ve kaba biri. Nezaket gerektiren diplomasi becerilerinden mahrum.

George W. Bush yönetiminde çalışıyorken yanlışta ısrarcı oldu, Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu tezini savundu. Yıllar boyunca Kuzey Kore ve İran dahil olmak üzere çeşitli ülkelere yönelik yaptırım hatta rejim değişikliği çağrısında bulundu.

Devlet adamlığı sorumluluk ister. Bolton patavatsız tavırlarıyla bu yılın ilk günlerinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öfkesini kazanmıştı. Bu yüzden görüşmesi iptal edildi. Trump yönetiminin Suriye’de yaşadığı sıkıntılarda da yine Bolton’un parmağı var.

İSRAİL’DEN TÜRKİYE’Yİ TEHDİT ETTİ

Hatırlanırsa Bolton İsrail’e gitmiş ve orada Suriye’den asker çekme kararının ancak Türkiye’nin teröristlere saldırmama taahhüdünü içeren şartı yerine getirmesiyle yerine geleceğini ileri sürmüştü. Diplomasi sanatının ustası olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Parlamentosu’na “Bolton’un İsrail’den verdiği mesajı yutmanın imkansız olduğunu” söyledi ve gerekeni yaptı.

Görüşmesi iptal edilen Bolton’a tam anlamıyla bir ders verildi. Dünya kamuoyu önünde küçük düşürüldü. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere Ankara’ya gelmişti. Birkaç dünya lideri daha Erdoğan’ın yaptığı hareketi örnek almalı. Bolton’un Ankara’da düştüğü durumun olabildiğince çok yaşanması benim hayalim.

Bolton belki farkında değil. Diplomasi savaşın çıkmaması için vardır. Ancak onun olaylara kontrolsüz yaklaşımı, ABD’yi 2019 yılında savaşa sokacak gibi görünüyor.

ÖZGÜRLÜK YERİNE PARAYI KONUŞMAK

Filistinlilerin Bahreyn’deki ‘refah için barış konferansı’nı protesto etmek için işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze’de protestolar düzenlediklerini görüyorum. Konferansın tanıtım ilanlarında Hollywood temalı bir park, tertemiz bir plaj, Akdeniz’in mavi suları, ideal turistik mekanlar herkesi selamlıyor. Oysa protesto eden Filistinlilerin akıllarında aynı plajda İsrail donanmasının kumlarda futbol oynayan çocuklara attığı füzeler var. Acı dolu hatıralar taptaze.

Trump’ın Gazze vizyonunu merak mı ediyorsun? Havadan kuşbakışı bir görüntü yeter. İsrail’in vurduğu yerleri rahatlıkla görebilirsin.

8 Temmuz 2014’te başlayan İsrail salvoları yedi haftalık süre zarfında binlerce masum sivilin canını aldı. Gazze katliam ve yıkım gördü.

Gazze’nin çocuklarına kıyanlar, onları sakat bırakanlar hâlâ savaş suçlusu sayılmadı… Biraz da bunları konuşmak lazım. Geçmişin acılarına sünger çekerek gelecek kurulamaz. Hele kâtiller cezasız kalıyorsa…

Ortadoğu’da hiçbir diplomatik tecrübesi olmayan bir Beyaz Saray danışmanı, dâmât kontenjanından Bahreyn’in başkentindeki Four Seasons Oteli’nde sahneye çıktı. Tecrübesi yoktu, Filistinlilerin yüreğindeki bağımsızlık ateşini, özgürlük özlemini göremiyordu.

Burada, İngiltere’de ‘işi tersinden yapmak’ diye bir tâbir var. Acemi diplomat Kushner tam da bunu yapıyor. Önce özgürlük olmalıydı, sonra ekonomi… 