3. Dünya Savaşı’nın ayak sesleri mi?

ABD Başkanı seçilmiş olması Donald Trump’ı aramızdaki en zeki insan yapmıyor. Nitekim Kasım Süleymani için ölüm emrini verdiğinde arı kovanına çomak soktuğunun muhtemelen farkında değildi. Kasım Süleymani’yi öldüren füze ateşlendiği vakit Florida’da golf oynamakla meşgul ABD Başkanı kimi ortadan kaldırdığını biliyor muydu? İşte bundan bile emin değilim.

Trump’ın cehaleti

Niçin derseniz, ben de size “Bir zamanlar Süleymani’nin bir Kürt lideri olduğunu sanıyordu” cevabını rahatlıkla veririm. 2015 yılında ünlü şovmen Hugh Hewitt’in programında dış politikayla ilgili konuşurken aynen öyle söylemişti çünkü. O zamanlar henüz ABD Başkanı değil, sadece bir adaydı. Hewitt, Trump’ın cehaletini düzeltirken Kudüs Gücü komutanıyla Kürt liderler arasındaki farkı tane tane anlatmak durumunda kalmıştı.

Trump o günkü cehaletini ve de can sıkıcı yayını belki çoktan unuttu. Ama bence yine de hatırlamalı. En azından şunun farkına varmalı: Kendini kaybedip verdiği karar İran rejiminin işine yaradı. Süleymani suikastı, protesto gösterileriyle sarsılan İran’da gündemi değiştirdi, safların yeniden sıklaşmasını sağladı.

En uygun isim Erdoğan

İki devlet geri adım da atabilir, iş daha da kızışabilir. Peki, araya kim girecek? Arabulucu vasıflarına sahip, hem son derece saygıdeğer hem de belli bir özgül ağırlığa sahip pek az lider var. Bana kalırsa, bunu başaracak yegâne isim Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Tahran ile Washington’un arasını ancak o bulabilir. Evet, farkındayım; hiç de öyle şıp diye hallolur cinsten bir mesele değil. Fakat bu mayınlı araziden ancak Erdoğan sağ salim çıkabilir.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson da diğer Avrupa liderleri gibi sükunet çağrısında bulundu fakat dediğim gibi bu iş, karizma işi. Sadece karizma da değil. Meseleye hâkim olmayı, tansiyonu düşürecek bir zekâ ve tavır kıvraklığını da gerektiriyor. Ve maalesef Avrupa’da bu çapta bir lider bulunmuyor. Eğer Erdoğan da bu işi üzerine almayı istemezse, işte o zaman Birleşmiş Milletler devreye girebilir.

Kasım Süleymani Ortadoğu’da daha ziyade nefretle anılan bir isimdi. Şüphesiz sevenleri de vardı ancak sevmeyeni çok daha fazla. İran’ın etki alanını büyüten isimlerin başında geliyordu ve doğrusunu söylemek gerekirse, onu hedef alma cesaretini bugüne dek pek kimse gösteremedi. İsrail bile bu konuda çekimser bir tavra sahipti.

İsrail suikastten vazgeçti

Hatırlıyorum da, Lübnan İslâmî Cihad Örgütü’nün kurucusu ve Hizbullah’ın ikinci adamı İmad Muğniye 2008 yılı Şubatında Suriye’nin başkenti Şam’da MOSSAD tarafından arabasına bomba konulmak suretiyle suikasta uğradığında önemli bir detay ortaya çıkmıştı. İsrail istihbaratı on yıla yakındır onu izliyor ve fırsat kolluyordu. Bir keresinde Kasım Süleymani ile buluştuğu tespit edildi. Ancak İsrailli yetkililer İmad Muğniye ile Kasım Süleymani’yi birlikte ortadan kaldırma fırsatını ölçüp tarttıktan sonra rafa kaldırmayı tercih ettiler. İmad Muğniye neyse de Kasım Süleymani İran rejiminin olmazsa olmazıydı. Böyle bir suikastın sonuçları öngörülemez gibi duruyordu.

İran, Süleymani suikastıne ani bir refleks ile cevap vermedi. Ancak ülkeyi yönetenler yine de fazlasıyla öngörülemez tavırlara sahipler. İşte bu nedenle bu suikastın neye mâl olacağına dair kesin bir şey söylemek çok kolay değil. Irak’taki ABD üssüne atılan on füze belki de sadece bir başlangıç. ABD’nin açılış hamlesine karşı İran cihetinden gelen ve daha kanlı düelloları haber veren bir eylem.

Suikastın arkasında hangi hesap var?

Biz insanlığın akıbeti adına endişe duyalım; Amerika’nın Neoconları, İsrail’in şahinleri ve Körfez hattının göbekli kodamanları savaş diyerek naralar atsın. İran’ın da onlardan bir farkı yok ya… İki karşı cephenin de “dünya savaşına yol açmayı” pek umursadığı görülmüyor.

Belki de Trump bu suikastı azil sürecini baltalamak ve kamuoyunu kendi tarafına çekerek ikinci kez başkan seçilmek için bilhassa organize etti. Olamaz mı yani? 2012 Ekim ayında Obama’yı ikinci kez seçilmek için İran’a karşı savaş açmayı planlamakla suçlayan da kendisi değil miydi? Sonuçta Obama bir İran savaşı çıkarmadı ama Trump’ın da çıkarmayacağını garanti etmiyor bu durum.

Süleymani suikastının arkasında belki de şahsi bir hesaplaşma yatıyor olabilir. İranlı generalin pek çok ortamda Trump’ı alaya alan sözler sarf ettiği biliniyor. Trump, hislerine yenik düşerek siyasi kumarı göze alabilecek tipte bir karakter. Akıllı uslu biri olduğunu, aslında hiç de sanıldığı gibi olmadığını aramızda söyleyecek kim var?

Sebep her ne olursa olsun, Amerika bugün İran ile savaş noktasına gelmiştir ve eğer böyle bir savaş çıkarsa önce bütün Ortadoğu, daha sonra da bütün dünya akla hayale gelmeyecek ölçekte büyük bir yıkıma doğru savrulabilir.

Süleymani suikastına Trump’ın tavrı bir ABD bayrağını tivitlemek oldu. İran ABD üssüne on füze fırlattıktan sonra da bir İranlı yetkili misilleme yaptı ve İran bayraklı bir tivit attı.

Trump Erdoğan’a kulak vermeli

Evet, öngörülemez zamanlardan geçiyoruz. Fakat şu durum gayet net: Ortadoğu yeni bir savaşı, yeni bir yıkımı kaldıracak durumda değil. 3. Dünya Savaşı’na yol açması kuvvetle muhtemel krize derhal son verecek sağlam bir karaktere, güvenilir bir liderliğe ihtiyaç var. Nitekim Kasım Süleymani suikastından sadece birkaç saat önce Trump’ı arayıp İran ile gerilimi azaltma yönünde tavsiyede bulunan bir Erdoğan figürü söz konusu. Trump’a düşen bu samimi tavsiyeye kulak vermesi, aklını başına devşirmesi…

İyi de…

ABD Başkanı’nda böyle bir akıl mevcut mu?

İşte bütün mesele bu…