Facebook sayfamda “Hâlâ umudun var mı” şeklinde bir soru sormuştum. Takipçilerimin çoğunun pek yakın bir gelecekte olmasa bile bir zafer umuduna sahip olduklarını söylemelerine şaşırdım. Umutsuzluk pek az kimsede vardı. Doğrusu harika bir şeydi.
İklim zirvesinde Trump, Sisi ile yaptığı görüşmede onun büyük bir lider olduğunu, ülkesindeki gösterilerin onu korkutmadığını söylerken Sisi’ye hiç dikkat ettiniz mi? Oturduğu koltukta rahat gözükmeyen, yüzünden boncuk boncuk terler akan, bütün tavırlarına korkunun sindiği biri vardı orada.
‘Sisi favori diktatörüm’
Trump, Sisi’yi gerçekten çok iyi görebilir. Ne de olsa gerek ülkesine gerek halkına Trump’ın yapamadıklarını yapıyor. İşte bu yüzden Trump’ın “Favori diktatörüm” övgüsüne mazhar. Trump belki de Sisi ve diğer Arap yöneticilerine gerçekten imreniyordur. Öyle ya, kendisine muhalif olanları tıpkı Sisi ve benzerleri gibi soğukkanlı bir şekilde öldürmek istiyor olabilir. Kendisine rahatsızlık verenleri tıpkı onlar gibi tutuklayıp zindana tıkmayı pekâlâ dileyebilir. Hatta onlar gibi muhalifleri yakabilir, işkence edip parçalara ayırabilir, yolsuzluk, hırsızlık ve ülkesinin toprağını parayla satmak gibi türlü türlü arsızlık da yapabilir. Kendi halkına karşı her türlü suiistimali meşru gören Arap liderleri gibi üstüne bir de uluslararası toplum tarafından korunup destek görebilir.
Gerçekten umut var mı?
Bir süredir Mısırlı iş adamı Muhammed Ali tarafından videolar yayınlanıyor. Sisi ve ailesinin yolsuzluğunu ortaya çıkaran bu videolar Mısır halkının duygularını alevlendiriyor, yeni bir devrime doğru yelken açıyor. Ve aynı tarihlerde, 5 Eylül’de rahmetli Muhammed Mursi’nin oğlu Abdullah şehid ediliyor. Rejime kurban verilen insanlar için bir şeyler yapamamak halkı daha da umutsuzluğa sürüklemişken gerçekleşiyor her şey.
Mısır halkının yarısından çoğu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Sisi’nin de kabul etmek zorunda kaldığı gibi, kendisi ve rejimi için inşaat projeleri üreten iş adamı Muhammed Ali Mısır halkına gerçeği sundu. Sisi ve ailesi ülkeyi soyup soğana çeviriyordu. Mursi’nin oğlu Abdullah’ın maruz kaldığı cinayet insanları dinlemekten alıkoymadı, bilakis daha da cesaretlendirdi. Sisi ile eşinin milyarları büyük bir savurganlık içinde nasıl ezdiğini, nasıl lüks hayat yaşadıklarını ifşa eden videolar peş peşe devam etti.
Birçok analiste göre Muhammed Ali tek başına değil. Muhammed Ali’yi bu videoları yayınlamaya teşvik eden, seyahat etmesine ve saklanmasına yardımcı olan, ailesini koruyan ve ona Sisi aleyhinde kullanması için deliller gönderen birileri var. Bunlar anlaşıldığı kadarıyla ya bizzat istihbaratın içindeler ya da orduda önemli mevkileri işgal ediyorlar. Birilerinin Sisi’yi devirmek için düğmeye bastığı pekâlâ görülüyor.
Halkın öfkesi
Muhammed Ali’nin değişim mottosuyla cuma günü halkı sokağa çağırması, halkın öfkesi karşısında ordunun gerilemiş görüntüsü, vaziyeti doğrular nitelikte. Mısır halkının coşkusuna kapılan duygusal insanlar olarak mevcut görüntüden mutlu (ve de umutlu) olsak da aslında yeni bir hayal kırıklığına uğrama ihtimali hep mevcut. Sisi’yi devirmek için Mısır halkının devrim beklentisi bir manivela gibi kullanılacak ve sadece baştaki değişip yerine benzer nitelikte diğeri gelecekse ne anlamı var?
Olsun, yine de denemekten vazgeçmemek gerekiyor. Değişim rüzgârı bakarsın birilerinin umduğundan daha kuvvetli eser ve diktatör rejimin bütün tortularını temizlemek için koca bir umuda dönüşüverir. İnsanlar hukuk devletine hasret… Yıllardır fakirlik ve demir yumruk sarmalında öğütülen Mısır halkı denemek zorunda. Sisi’nin kalması veya benzer birinin gelmesi ihtimalleri çözüm olmaktan uzak.
Şartlar gerçekten uygun
Mısır halkı ve tüm Arap Baharı coğrafyası için yeni bir devrime gebe şu harika manzara üzerinde gelin, birlikte düşünelim:
Demokratlar, Trump’ı diğer ülkelerle olan temaslarından ve ülkesinde ulusal güvenlik tehdidine yol açmasından dolayı azletmek için süreci başlattı. Diktatör Sisi’yi ve diğer Arap yöneticilerini şu an zayıf bırakan bir gelişme bu. Çünkü Trump kendi derdiyle uğraşmak zorunda.
Boris Johnson tarafından yapılan parlamentoyu askıya alma talebi reddedildi ve Johnson istifaya davet edildi. İngiliz halkı Brexit’in yol açtığı ekonomik durumdan hoşnut değil.
Netanyahu seçimleri kaybetti ve yakında yolsuzluk davaları nedeniyle hapse atılmış olacak.
Arap Baharı’nı boğmaya öncülük eden Birleşik Arap Emirlikleri ekonomik sorunlarıyla meşgul. İran, Yemen, Arap halklarının nefreti ve hatta kendi vatandaşlarıyla yaşadığı sorunlar da cabası.
Bin Selman’ın önderlik ettiği Suudi Arabistan, İran tarafından bombalanan Aramco’nun derdine düşmüş durumda. Acziyet had safhada. Husiler hava alanlarını bombalayıp duruyor. Suudi toplumunu ahlaki ve ekonomik olarak yıkmaktan, vaizleri tutuklamaktan başka işe yaramayan Bin Selman’a karşı toplumsal öfke içten içe büyüyor.
Elbette müneccim değiliz. İlerde neler olacağını tam olarak bilemeyiz. Fakat Allah’tan ümidimizi kesmiyoruz. Mısır’ın yeni bir başlangıca vesile olmasını temenni ediyor; Arap ve İslam âleminin hala gidişatı değiştirecek güçte olmasını bütün kalbimizle umuyoruz.