31 Mart seçimlerine göre AK Parti’nin oylarını koruduğu açıkça görülmesine rağmen; özellikle AK Parti seçmenleri arasında bir moral bozukluğu var. AK Parti’ye oy vermiş bir kimse olarak aynı durum bende de mevcut.
Önceki yazımızda “AK Partiye bir ders verelim demek; ölümü tecrübe edelim demektir. Ölüm tecrübe edilmez! Son pişmanlık fayda vermez! “demiştik. Demek ki bir şey yapmadan önce iyi hesap yapmak gerekiyormuş. Bunu öğrenemedik gitti.
Tayyip Erdoğan düşmanlığında birleşmiş olan CHP-İyi Parti-HDP’nin birlikteliğine, iç ve dış unsurların bu ittifaka verdikleri desteğe rağmen Cumhur İttifakı’nın aldığı yüzde 52 oy Tayyip Erdoğan’a duyulan güvenin açık bir göstergesi.
Bu arada Erdoğan düşmanlığına Saadet Partisi’ni de eklemek şart.
Bakara Suresi 216’da “Hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin iyiliğinize olabilir. Hoşunuza giden bir şey de, sizin için kötü olabilir. Bunları bilen Allah’tır, siz bilmezsiniz” buyuruluyor. Nasıl bir netice doğarsa doğsun bu ayeti akıldan çıkarmamak gerek!
Şırnak’ta devlet memuru seçmenlerin kaydırıldığı ve bunların AK Parti’ye oy verdiği iddia edilmekte. Benzer bir iddia HDP’nin doğuda güçlü olduğu illerden, batıya ve özellikle İstanbul’a seçmen kayırdığı şeklinde.
Hukuka ve kanunlara uygun yapılan kaydırmalar mubahtır. Fakat seçmen kaydırdığınız adreste, rakip seçmenin oy kullanmasının önüne geçerseniz, (AK Partililer Büyükçekmece’de böyle yapıldığını iddia ediyor) bu bir seçim hilesi ve oy hırsızlığıdır.
AK Partili yetkililerin önemli iddialarından birisi Büyükçekmece’de usulsüz seçmen kaydı iddiaları. Şöyle ki, CHP’ye ait Büyükçekmece Belediyesinin çalışanlarından birisi (M.Ö.S), Büyükçekmece ilçe nüfus müdürlüğüne, geçici görevle 2 yıl önce atanmış.
Bu şahıs, ilçedeki boş dairelere 2018 Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında, usulsüz kayıt yapmaktan 2019 Ocak ayı içerisinde tutuklanmış. AK Partililer, Büyükçekmece’de 20 binin üzerinde seçmenin boş binalara, arsalara, konteynırlara, TIR garajlarına kayıt yaptırıldığını söylüyor.
AK Partililerin bir diğer iddiası, aynı nüfus memurunun eliyle, 3 binin üzerinde AK Partili seçmene ait kaydın düşürülüp, aynı yere CHP’li seçmenlerin kayıt edilmesi. 3 binin üzerinde AK Partili seçmen, Büyükçekmece’de oy kullanamamış.
HDP’nin 2017 yılından itibaren, doğu vilayetlerindeki seçmenlerini İstanbul’a kaydırdığı iddia ediliyor. İstanbul’daki oylarını örgütlü bir şekilde yönlendiren HDP İmamoğlu’nun oylarının bu miktarlara gelmesini sağlanmıştır.
Dış aklın sandık hileleri ve HDP desteği olmasa İmamoğlu’nun bu kadar yüksek bir oy alması mümkün olamazdı iddiaları var. Bütün bunların yanında ve belki daha önemli bir unsur, AK Parti seçmenleri arasında bulunan ‘hoşnutsuz’ seçmenin psikolojik etkisi.
Bütün bunlardan sonra şu acı hakikati söylemeliyim: CHP, İstanbul’daki bariz AK Parti üstünlüğünü boşa çıkarmayı başarmıştır. Netice itibariyle İstanbul’daki sandıklarda ve seçim tutanaklarında yapılan usulsüzlükleri 15 Temmuz darbe girişiminin artçıları olarak değerlendirmek mümkün.
Peki, ne yapılmalı?
Son balkon konuşmasındaki ‘Milletimizin, sandıkta partimize verdiği mesajı da aldık’ sözünün gereği yapılmalı.
Devlet dairelerinde, bakanlıklarda, belediyelerde, parti teşkilatlarında; lüks, israf ve nimet azgınlığının önüne acil olarak geçilmeli.
Zaaf içindeki teşkilatlar tepeden tırnağa ele alınmalı.
Sandıklarda görevlerini ihmal eden müşahitlere bunun hesabı sorulmalı.
Cumhurbaşkanına ulaşmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalı.