Kaybolan çocuklar, Moon ve FETÖ tuzakları

Savaş alanları, fakir ülkeler ve kriz bölgelerinde sık sık çocukların kaybolduğu haberlerini okuruz. Kaybolan çocukların çok azının cesetleri bulunur. On binler hatta yüz binleri bulan bu çocukları kim, neden kaçırıyor ve başlarına neler geliyor?
Bu suâllerin çoğu kez cevabı bilindiği halde korkutucu olduğu için verilmez. Oysa herkesin bunu bilmesi ve tedbir alması gerekir.
Geçtiğimiz hafta Vatikan’ın Fransa Büyükelçisi kardinal hakkında, Paris savcılığına tecavüz suçlamasıyla dilekçe verildi. Bu ne ilkti, ne de son… Tecavüz ve çocuk kaçırma hadiselerinin merkezinde kiliselerin de olduğunu bilen bilir.
Büyük bir cesaret örneği sergileyen Avustralyalı kadın muhabir Fiona Barrett geçtiğimiz yıllarda, çocukların nasıl kaçırıldığı ve başlarına nelerin geldiğini ifşâ etmişti. Kendisinin de eski bir satanist ritüel kurbanı ve uluslararası VIP sübyancı halkasının mağduru olduğunu açıklayan gazeteci Fiona, çocuk tecavüzcüsü satanist şebekenin ve uluslararası çocuk ticaretinin varlığını ifşâ etmekle kalmamış, pek çok işadamı, siyasetçi ve bürokratın da ismini vererek rezaleti tüm dünyaya haykırmıştı.

‘DÜNYAYI SATANİSTLER YÖNETİYOR!’
Fiona Barrett özetle şunları söylemişti: “Kaçırılan çocuklara tecavüz ediyorlar. Avustralya bir ‘sübyancı cenneti’dir. Beni daha iki yaşımda istismar ettiler. Sapıklar arasında eski bir ABD başkanı, dünyanın en ünlü televizyonunun patronu, Avustralya eski Başbakanları, CIA Ajanları, Evangelist ve Katolik papazlar, çok bilinen Hollywood aktörleri, Yahudiliği ile gurur duyduğunu söyleyen bir aktör, ünlü sporcular, Avustralya işçi partisinin eski başkanı, çok zengin işadamları, çeşitli nüfuzlu kimseler…
Dünyayı sapkınların yurduna çevirmek için uğraşıyorlar. Sapık ve tecavüz ayinlerine Cizvit ve Katolik papazları da katılır. Hâmile bir kadın gözlerimizin önünde öldürüldü. Çocuklar hipnozla robotlaştırılıyor. Satanizm, sapkın piramidinin tepesinde yer alır. Dünya, sapkın bir satanist mezhep tarafından yönetiliyor!”
Bir başka örnek ise Moon’cuların çocuk kaçırma fiilleri.
Tam adı ‘Dünya Barışı İçin Aile Federasyonu ve Birlik (The Family Federation for World Peace and Unification) olan Mooncuların bu faaliyeti konusunda, 2002 yılında Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Ceviz Kabuğu adlı televizyon programına bir faks ulaşır. Faksta, Moon Tarikatı’nın hastanelere sızarak bebekleri değiştirdiği dile getirilir.
Mooncuların Mart 2002’de Ankara Sheraton’da düzenlediği toplantı sonrasında, Türkiye’de çeşitli doğumevi ve hastanelere sızarak, bebekleri değiştirdiği kaydedilir. Bunun asıl nedeninin ‘insan soyunu karıştırmak’ gibi şeytanî bir amaç olduğu dile getirilir.
Ceviz Kabuğu programına konuk olarak katılan 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (dönemin) Dekanı Prof. Dr. Osman Zümrüt, Moon Tarikatı’nın böyle eylemler düşünmüş olabileceğini, bugüne kadar bebek değiştiren bir tarikat mensubunun yakalandığının duyulmadığını, yakalanmamalarının yapmayacakları mânâsına gelmediğini belirtip, herkese dikkatli olmaları çağrısı yapar. (Hürriyet | 01.04.2002)

GERÇEKLER GEÇEN YIL ORTAYA DÖKÜLDÜ
Geçtiğimiz yıl Esra Erol tarafından ATV’de yayınlanan ve aylarca devam eden yayında, özellikle Adana Meydan Doğumevi başta olmak üzere pek çok doğum evinden çocukların çalındığını, bizatihi çocukları çalınan aileler ile şahitler bir bir anlatmıştı.
Programa telefonla bağlanan bir kadın, Ankara’daki okulda bir erkekle tanıştığını ve evlilik kararı aldıklarını anlattı. İsteme merasiminin ardından damadın halası ölünce nikâhın düğünden sonraya ertelendiğini belirten kadın, düğün günü iki aile bir araya geldiğinde, çocukların evlatlık verilmelerine aracı olan kadının her iki aileyi de tanıyıp, bütün gerçeği kendilerine anlattığını, bunun üzerine düğünün iptal edildiğini söyledi. Yapılan testler, evlenmek üzere olan iki gencin ikiz kardeş olduğunu ortaya çıkarır.
Hikâye sadece bundan ibaret değildir. Prof. Cevat Akşit Hoca ise geçtiğimiz yıllarda bir ekranda şunları anlatıyor: “Müftülük yapıyordum. Bir adam çıkageldi. Evli ve üç çocuğu olduğunu, ancak o gün karısının aslında kardeşi olduğunu öğrendiğini söyledi. Derhal ayrılması gerektiğini, nikâhın geçersiz olduğunu söyledim…”

HASTANEDE ÇOCUKLAR KARIŞTIRILIYOR
Şimdi burada durup, Bayram Keten’in ‘Ay Çarpması Ayinleri’ isimli kitabındaki iddiaları doğrulayan iğrençliklere göz atalım:
“Tarikatımızın belki de başka inançları en kızdıran yanımız; dünyaya sonsuz kardeşliğin getireceği sonsuz barışı ancak sevişmeyle sağlayacağımıza inanmamızdı. Sınırsız sevişmede herkes bir gecede üç kişiyle sevişebiliyordu. Böylece çocuğun babası bilinmediğinden, insanlar arasındaki ırk takibi kalkıyordu. Şu soru sorulabilirdi: ‘Irk, anne bilindiğinden anneden devam edebilir mi?’
Bu tehlikeyi de ortadan kaldırmak için çocukların doğdukları hastanede hemen anne-babaları karıştırılıyordu. Böylece annenin de kendi çocuğunun gelişimini takip etmesi engelleniyordu. Çocuklar da anne ve babalarının onlara bencilce sahip çıkışından kurtuluyordu. Anne-babalar başkasının çocuğunu kendi çocuğuymuş gibi yetiştirerek dünya barışına büyük bir katkıda bulunuyor ve bu görüşlerle yetişen çocuklar başka çocukların kendi kardeşleri olabileceğini bildiklerinden daha temkinli oluyor ve öldüresiye kavga etmiyorlardı.
Sonsuz dünya barışı için çok hayalci bir çözüm bulduğumuzu söylüyorlar. Ama biz bu inancımıza hep sahip çıkacağız. Sınırsız sevişme sayesinde, birisini gördüğümüzde, onun kendi çocuğumuz olabileceği olasılığı olduğundan, herkese karşı sevgiyle davranmaya zorlayacaktı bu bizi. Bir insanın eğer bin insandan birinin kendi çocuklarından biri olacağını bilse insanlara nasıl davranacağını bir düşünün lütfen…”
Görüleceği üzere, Ceviz Kabuğu’na gelen ihbar doğruydu. Muhtemelen FETÖ’cüler de neseplerin karıştırılması alçaklığında kardeşleri Mooncular’a yardım ediyordu. Bitmiş midir? İnşallah bitmiştir ama bitmemiş olma ihtimali çok ama çok yüksek gözüküyor…

DEVLET NE YAPMALI?
Devlet, doğumhanelerde gizli tedbirler almak zorunda! Bununla da yetinmeyip, ebelerin evde normal doğum yaptırmasının önü açılmalı! Bu yapılırsa hem şeytanî bir tuzak olan sezaryen doğum azalır, hem nüfus artışı sağlanır, hem de nesebi bozan bebek karıştırma hadiseleri ortadan kalkar.
Aileler de tedbirli olmalı ve bebeklerini hastane personeline teslim etmemelidir. Özel kamera ve benzeri tedbirleri almalı ya da tecrübeli ebelerin himayesinde evde doğuma yönelmelidir.
FETÖ’nün de bu tür pis işlerin içinde olduğu ve /veya kardeşi Moon’a yardım ettiği ihtimali asla göz ardı edilmemelidir.

Benzer konular