Ailesinin sözünden çıkmayan çocuktan kendi istikametini çizmeye çalışmaya geçmek, eğer söz konusu olan aile Koç ise biraz daha sancılı olabilir. Koç ailesinin sıkı hedeflerinden Fenerbahçe dünyasının kendine özgü denklemlerine geçiş yapmak Ali Koç’un en temel handikapları arasında bulunuyor. Taraftar sabırsız ve başarı beklendiği kadar yakında durmuyor.
Ali Koç, şu anda Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanı olarak görev yapıyor. Onun hakkında kalem oynatmadan önce iyice araştırma yapmak gerekiyor. Zira hakkında neredeyse yazılmayan hiçbir şey kalmamış durumda. Fenerbahçe başkanlığı, Koç ailesinin bir üyesi olması ve iyi eğitimli bir yönetici olmasının farklı boyutları ön plana çıkarıyor. Diğer taraftan eşi Nevbahar Demirağ Koç da aile ilişkileri nedeniyle diğer bir ilgi odağı. Bu yazının sınırları, Fenerbahçe başkanlığı yapan Koç ailesi mensubu bir yöneticinin çok katmanlı portresini ortaya koymak. Koç Holding’in merkezi olan Nakkaştepe’den Fenerbahçe Stadı’na olan mesafe arabayla 15 dakika kadar. Eğer yürüyerek kat etmeye karar verdiyseniz bir buçuk saatinizi alıyor. Ali Koç’un beş yaşından itibaren Fenerbahçeli olduğunu düşünecek olursak başkanlığa giden yolun 46 senesini aldığını söyleyebiliriz. Tabii Fenerbahçeli olduğu, abisi Mustafa Koç’un onu Fenerbahçeli yaptığı ilk andan itibaren başkan olmak istediyse.
Ali Koç hemen herkesin bildiği üzere Vehbi Koç’un torunu Rahmi Koç’un da oğlu olarak 1967 yılında dünyaya geliyor. Bu aynı zamanda soyadının adından önce gelme kaderinin de başlangıcı. Türkiye’de sanayici aile dendiğinde akla gelen Koç ve Sabancı vardır. Devletin kuruluş dönemlerinde verilen farklı imtiyazlarla büyütülen bu ailelerin kurucu kuşağı işleri düzene sokmayı, ikinci kuşağı dünyayla entegrasyonu ve üçüncü kuşağı ise kendi kanatlarıyla uçmayı tercih etti. Otomotivden turizme, ev eşyasından enerjiye kadar birçok alanda Pazar bu iki aile tarafından adeta parsellenmiş durumdaydı. İkinci kuşaklar yabancı ortaklarla sadece acente olmanın ötesinde gerçek anlamda sanayici olmayı denediler. Tofaş ve Toyota, Koç ve Sabancı’nın bu konudaki gayretlerinin iki sembol girişimi olarak kabul edilebilir. Sabancı ailesi bu girişimin bedelini aile üyelerinden önemli birini Özdemir Sabancı’yı kaybederek ödedi.
HOLDİNGİN DIŞA BAKAN YÜZÜ
Ali Koç, holdingin dışa bakan yüzü olarak kendisinin sorumluluk üstleneceği günü beklemeye başladı. Babasının emekliliğinden sonra abisi Mustafa Koç işlerin başına geçti. Abisi Mustafa Koç’tan sonra ise diğer abisi Ömer Koç işleri devraldı. Bu aynı zamanda yönetiminde bulunduğu Fenerbahçe’nin başkanlığına talip olmasıyla paralel bir süreçti. Ali Koç ne kadar halkın içinde olmak istiyorsa Ömer Koç da bir o kadar gizemli kalıyordu. Koç Holding gazetelerin ekonomi ve reklam sayfalarını işgal ederken, Ali Koç spor sayfalarının gündeminde kendine yer bulmayı tercih etti. Ömer Koç ise daha çok kültür sanat sayfalarında Koç Holding ve şirketlerinin sergilerine verdiği şahsi koleksiyonuna ait parçalarla gündemde yer buldu.
ÜÇÜNCÜ KUŞAK KENDİ YOLUNU ÇİZDİ
Üçüncü kuşakta imparatorluklar doğal sınırlarına erişmiş ve artık yeni dünyalar keşfedilmek isteniyordu. Koç ve Sabancı ailesinde bu kuşağın iki tipik temsilcisi olarak iki Ali’yi gösterebiliriz. Ali Koç ve Ali Sabancı. Sabancı ailesindeki kuşakdaşı Ali Sabancı farklı bir yol izleyip kendi istikametini çizmeye karar verdi. Türkiye’de THY’den sonraki en geniş ağa sahip olan Pegasus Havayolları’nı kurdu. Ali Sabancı, dönemin medya patronlarından Aydın Doğan’a damat olarak da başarısını daha geniş kitlelerin duyması için zemin hazırladı. Ali Koç’un eş seçimi ise başka türlüydü. Demirağ ailesinden Nevbahar Hanımla evlendi. Nevbahar Demirağ’ın babası, Türkiye’nin havacılık öncülerinden Nuri Demirağ’ın yeğeni oluyordu. Aile önemlidir, Türkiye’nin zenginleri arasındaysa daha da farklı anlamlar taşıyabilir.
SPOR VE SİYASET LÜZUMSUZ SAYILIRDI
Ali Koç, Koç ailesinin kurucu figürü Vehbi Koç’un gözlerden uzak durma düsturunu çiğneyen kişi oldu. Sanayici aile geleneğinde iş sadece işadamı derneklerine ve özel başvuru gerektiren kulüplere üyelikle sınırlıdır. İş dünyasının kaymak tabakasının siyaset ve sporun yönetim kademesinde yer alması, nasıl desek, lüzumsuz bir iş olarak addedilirdi. Sadece kazanma ihtimali olan alanlardan kaybetme ihtimalinin olduğu alanlara kaymanın mantığını ailelerin ortak aklı pek almışa benzemiyor. Ailenin Ali Koç’un Fenerbahçe başkanlığına adaylığına mesafeli durması da bunun tezahürü olarak görülebilir. Koç ailesi spora yabancı değildi. Spor üzerinden marka iletişiminin yapılmaya başladığı zamanlarda Beşiktaş’ın formalarının önünde BEKO’nun ismi görünürdü. Vehbi Koç’un kızı Suna Kıraç’la evli olan damat İnan Kıraç da Galatasaray camiasının önde gelen isimleri arasında kabul edilir. Ancak başkanlık, sempatinin veya yönetimin içinde yer almaktan farklılık arz ediyor.
TEK İDEALİ FENERBAHÇEYE BAŞKAN OLMAK
2006 yılında Sabah Gazetesi’nde Hıncal Uluç’un “emektar Koçlular”la yapıp aktardığı sohbeti alıntılamak istiyorum:
‘Ne oluyor’ demeye başlayınca, kendime, eski, emektar Koçlular arasında başladım sormaya.. İşte hepsinden aldığım, sanki aralarında sözleşmiş gibi aynı sözcüklerle ifade ettikleri yanıt.
“Vehbi Bey, ya da Suna Hanım olsaydı işin başında, Ali Koç’un orada olması mümkün değildi. İzin vermezlerdi…”
“Peki, bugünkü yönetimde, ayni düşüncede, prensipte olanlar yok mu?..” “Yok!.. Olsa da Ali’yi durdurmaya güçleri yetmez. Ali onları dinlemez.” Derinleştirdim.
“Ali, fanatikliğin son aşamasında bir Fenerbahçelidir. Hayatında tek ideali vardır, bir gün Fenerbahçe’ye başkan olmak.” dediler.”
NESNEDEN ÖZNEYE
Ali Koç bu hayaline kavuştu. Gölgedeki bir hayattan, nesnesi olduğu bir resimden, öznesi olduğu bir kompozisyona doğru geçiş yapmak için Fenerbahçe gibi tüm Türkiye nezdinde değerli bir markanın başına geçmeye talip oldu ve kazandı. Adaylık sürecinde karşılaştığı şüpheci yaklaşımlar Fenerbahçe’nin geleneğine getireceği yenilikler etrafında kümelendi. Ali Koç’un başkanlığının ardından gelen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP adayının da tıpkı onun gibi bir çıkış yapacağını iddia edenler bile olmuştu.
SANCILI DEĞİŞİM
Bazıları Koç ailesinin Fenerbahçe’yi şirketleri gibi idare edeceğini iddia ederken diğer bir kısım da kulübün şahsı manevisinin Koç ailesinin üzerine geçeceği endişesiyle doluydu. Aziz Yıldırım’ın 20 yılın üzerine çıkan başkanlık dönemine sahip olduğunu düşünecek olursak Ali Koç’un Koç ailesi içinde söyleyemediği her şeyi Fenerbahçe formasıyla yüksek sesle haykırmasını insani açıdan değerlendirmek farklı bir bakış sağlayabilir. Ailesinin sözünden çıkmayan çocuktan kendi istikametini çizmeye çalışmaya geçmek eğer söz konusu olan aile Koç ise biraz daha sancılı olabilir. Varlık büyüdükçe sorumluluklarda da artış oluyor zira.
TARAFTAR SABIRSIZ BAŞARI UZAK
Koç ailesi gibi Fenerbahçe de köklü geleneklere sahip. Büyük bir aile olarak Fenerbahçe eski başkanlarını ihtiyaç duyduğu anda hatırlaması ve her başarısızlığın faturasının bir kişiye kesilmesi gibi. Eski başkanlar bu beklentiyi, oyuncuları veya teknik kadroya hesap keserek çözmüş veya yüksek bedeller ödenerek yapılan flaş transferlerle örtmüştü. Koç ailesinin sıkı hedeflerinden Fenerbahçe dünyasının kendine özgü denklemlerine geçiş yapmak Ali Koç’un en temel handikapları arasında bulunuyor. Taraftar sabırsız ve başarı beklendiği kadar yakında durmuyor.
AZİZ YILDIRIM’IN HAYALETİ TRİBÜNLERDE DOLAŞIR MI?
Ali Koç, kendini Fenerbahçeli yapan aile çalışanları Kamer Kaya ile birlikte verdiği pozla geçmişine dönmeyi ve masum devirleri bir sempati vesilesi yapmayı murat etmiş olabilir. Ancak Fenerbahçe seyircisi şu anda geçmişle ilgilenmekten çok geleceğin hayallerini kurmakla meşgul. Kıyas makinesi hızla çalışmaya devam ediyor ve Aziz Yıldırım’ın “efsane başkan” olarak tribünlerde hayaletinin ne zaman dolaşacağını bilen yok.
Ali Koç’un başarısı kendi yolunu çizmek için gösterdiği kararlılık kadar kitleleri buna ikna etmesiyle de çizilecek. Adının soyadından daha büyük yazılmasını ise orta ve uzun vadeli başarısı sağlayacak. Tek amaç Fenerbahçe’ye başkan olmaksa onu şimdiden başardı bile. Makul bir süre daha vaziyeti idare etmesi yeterli olacak.
Koç ailesinin bundan sonraki kuşakları kendilerini gazetenin hangi sayfasında görmek isteyecek? Siyaset, dış politika? Ömrümüz varsa yaşayıp göreceğiz.