2019’a bir asırlık yük – Medya

Sosyal medya bizi trollüyor

Sosyal medya günümüzde hayatı etkileyen önemli mecralardan biri. Doğru kullanıldığında müspet, yanlış kullanıldığında menfi neticeler doğuran sosyal medya, kullanıcıların kolaylıkla manipüle edilmesine de imkân veriyor. Buradaki dijital kimlikler utanma duygusunu yok ettiği için, ‘trol’ denilen ‘sahte’ kimlikli hesaplar, pervasızca yalan haber yayabiliyor, hadiseleri ve kişileri çarpıtabiliyor.

Birçok insan sosyal medyayı haber almak amaçlı, kimileri de eğlence için kullanıyor. Haber almak amaçlı sosyal medyanın en büyük sıkıntısı, haberlerin doğruluğunu kontrol edecek bir mekanizmanın olmaması. Herhangi bir haberin veya bir hadisenin çok daha fazla yönleriyle görülebildiği sosyal mecralarda, nesnellik için güvenilirliğin imkânı yok.

Arkasında kimin olduğu bilinmeyen yüzlerce, hatta binlerce ve kimi zaman milyonlarca profilin paylaşımıyla, kelimenin tam anlamıyla bombardıman altında kalınıyor. Bu şiddetin altında hakikate ulaşma çabası ise, matbu medyada olduğu gibi ne muhabirin, ne editörün, ne de genel yayın yönetmenin değil, bireylerin kendi görev ve sorumluluğu altında. Her sosyal medya kullanıcısında bu görev ve sorumluluk bilinci olmadığı halde çoğu paylaşıma sorgulayıcı gözle bile bakılmıyor. Bu durum, bilgi kirliliği, manipülasyon ve dezenformasyon batağında debelenip durulmasına yol açıyor.

Sosyal medyada yalan haber en basit haliyle şu şekilde yayılıyor: Yerel olarak yayın yapan bir medya kuruluşuna yalan haber hazırlatılıyor. Parayla satın alınan veya çok takipçili ünlü hesaplar bu haberi referans göstererek paylaşıyor. Derken haber sosyal medyada büyük oranda yayılıyor.

Yaygın bir medya, sosyal medyayı veya yerel medyayı referans göstererek bu bilgiyi haber yapıyor ve yalan haberin yayılmasına katkı sunuyor. Böylece sosyal medyada yayılan haber, eski medyada da yer bularak daha büyük kitlelere ulaşmaya sebep oluyor. Ardından gelen düzeltme bu hızla yayılamayacağı için yalan haber ‘yalan’ olarak kalıyor. Sosyal medya linçi de bu formatta başlayarak linçe uğrayan kişinin intiharına kadar varabiliyor.

Sosyal medya en nihayetinde bir medya, ama artık bizim eskiden bildiğimizin çok ötesinde ve içinde bireye, topluma ve hayata dair her şeyi barındıran bir hayat alanına dönüşmüş durumda. Hayatımızı istila eden sosyal medyanın dezenformasyonundan kurtulmanın tek yolu, kişilerin bilinçli olmasından geçiyor. Önüne düşen her habere şüpheyle yaklaşıp, doğru kaynaklardan teyit ettirmek şart. Bu durumda her Müslüman’ın Hucurat suresini bir kez daha okuması gerekiyor.

Medya istilâsı

Birkaç asırlık matbu tarihe sahip olan medya ya da basın insanlık için yeni bir şey değil. Değişen şey, sadece kullanılan usûl ve araçlar, yeni olansa hız ve güven.

Müslümanca bir bakışa sahip olmayan medya, hızlı bile olsa güvenden her zaman mahrumdur. En azından büyük nispette böyledir. Buna sosyal medyanın çarpıklığı ile internet medyasının hız yarışını da eklediğimizde işler iyice karışıverir.

Dağdaki çobandan devletleri yönetenlere dek hiç kimse habersiz yapamadığına göre, önemli olan şey haberin menşei haline gelir. Haberin kaynağı fâsık biri veya müfsit edici bir organ ise, işte orada durmak şart. İtimatsızlık dünyayı istila etmiş, uluslararası medyanın neredeyse tümü için geçer akçe. Zira medya haber vermeden ziyade, algıları yönetme ve manipülasyon aracına dönüştü, ya da hep öyleydi.

Hızlı habere de ihtiyaç olduğuna göre, Mü’min insanlar yetiştirmek, dünya çapında etkili ve güçlü yayın müesseseleri tesis etmek şart. Sadece yüksek katlı binalar yaparak şeytanlarla yarışmamız imkânsız. Unutmamalıyız ki, dünyanın en büyük üç haber ajansı, herkesin bildiği iki Yahudi barona ait.

Bugün haberi yöneten, dünyaya hâkim olur. ‘Medya öldü, ölüyor’ cümleleri bize kurulan bir tuzak!

Benzer konular