“Türk Dil Kurumu’nun (TDK) internet sayfasında güncellemeye gidildi. TDK’nın tüm sözlüklerine ‘sozluk.gov.tr’ adresinden tek tıkla ulaşılabilecek. ‘sozluk.gov.tr’de TDK sözlüklerinin yanı sıra her gün farklı bir kelime ile bir deyim veya atasözünün anlamına, bir dil kuralına yer veriliyor, sıkça yapılan yanlışlar ile sık karıştırılan sözcüklere ilişkin uyarılarda bulunuluyor.” Anadolu Ajansı’nın yapmış olduğu bu haberde TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin TDK’nın 1945’ten beri yayımlanan Türkçe Sözlüğü’nün Türkçe’nin en güvenilir, en gelişmiş ve en güncel sözlüğü olduğunu, TDK’nın genel ağında da Güncel Türkçe Sözlüğü ismiyle yer aldığını söylemiş. Haberi görünce Türk Dil Kurumu’nun Türkçe üzerinde nasıl tahribatlara yol açtığı, imlâ ile sürekli oynama alışkanlığı geldi aklımıza. Gerçi günümüzde kullanılan Tarama Sözlüğü hakikaten oldukça işe yarıyor fakat geçmişten bugüne lisanı mahveden de aynı kurum. Kökleri ise tabii ki Cumhuriyet yıllarına dayanıyor. Şöyle ki: 1. Türk Tarih Kurultayı sonrasında tarih üzerinde çalışmayı sürdüren Mustafa Kemal Paşa, “Dil işlerini düşünecek zaman gelmiştir” sözleriyle, Türk Dili Tetkik Encümeni’nin kurulma çalışmalarını başlatmıştı. Bunun üzerine başkanı Samih Rifat, genel yazmanı Ruşen Eşref, üyeleri ise Celâl Sahir ve Yakup Kadri’den oluşan Türk Dili Tetkik Cemiyeti 1932’de kuruldu. Encümen daha sonra ismini Türk Dili Tetkik Cemiyeti olarak değiştirdi ve Mustafa Kemal Paşa’yı “kurucu başkan” kabul etti. Kurumun hedefini ise “Türk dilinin öz güzelliğini meydana çıkarmak, onu dünya dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek…” olarak belirledi. Ardından Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları Tarama Dergisi, Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu ve Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzu yayınlama faaliyetlerinde bulundu.
Şimdi yanlış yazımların doğrusunu sitesinden göstermeye çalışan ve hâlâ Allah-ü Teâlâ’yı “Allahteala” şeklinde yazan Türk Dil Kurumu’nun geçmişi, Türk dilini kısırlaştırmaktan başka ne ile doludur? Bakalım bu veballeriyle yüzleşme vakti ne zaman gelecek? Son açıkladıkları “Allahteala” gibi yazım şekilleri de Türkçeyi katletmekten başka bir işe yaramayacak. Allah ismi celilinin sonuna hiçbir ek gelemez.
TÜRKÇE’NİN DİL KURUMU İLE İMTİHANI
Akabinde ise dilde başlatılan sadeleştirme ve öz Türkçeye dönüş hareketiyle lisanın fukaralaştırılma işine girildi. Birçok kelime menşei Arapça ve Farsça diye dilden tard edildi. Hatta bu kelimelere karşılık uydurulup çarşaf çarşaf “kullanılması gerekli kelimeler” listesi yayınlandı. Hâlbuki ne bunun kararını vermek öz Türkçecilerin(!) hakkıydı ne de güzelim Türkçemizin soysuzlaştırılması doğruydu. Bu berbatlıktan Mustafa Kemal Paşa bile bîzar olacak ki, Falih Rıfkı’ya “dili bir çıkmaza soktuk” demiş ve Dr. Kvirgiç’in Güneş Dil Teorisi’ni ortaya atmıştı. Bu saçma teoriye göre yıldızların bir güneşten ayrılması gibi dillerde tek bir dilden ortaya çıkmıştı. O dil de Türkçe idi. Yani aslında bu attığımız kelimelerin menşei de Türkçeydi. III. Türk Dili Kurultayı Ağustos 1936’da toplandı ve müessesenin ismi Türk Dil Kurumu’na çevrildi. Lakin zihniyetten hiçbir zaman değişmedi. Evvelâ 70’li yıllarda bozuk bir Ecevit Türkçesi benimsenmeye çalışıldı. Bir dönem can sıkıntısından kelimelerdeki inceletme atmaya çalıştı bu kurum. Ardından otobüse, traktöre Batı menşeli diye çok komik karşılıklar bulmaya kalktı. Hiç biri de “buzdolabı” hariç dilde yer edinemedi. Yapacak iş bulamadıklarından hâlâ bu tip şeylerle uğraşıyorlar. Mesela yıllarca çift “l” ile yazılan ve İngilizcedeki imlâsı “intellectual” olan “entellektüel” kelimesini tek “l”ye çevirmek; yahut “orjinal” olarak yazılan kelimeyi -her ne kadar original kelimenin aslı olup ‘i’ ile yazılıyorsa da kelime dilimize bir galat şeklinde böyle girmişti- “orijinal”e çevirmek kendilerini en meşgul eden hususlar. Şimdi yanlış yazımların doğrusunu sitesinden göstermeye çalışan ve hâlâ Allah-ü Teâlâ’yı “Allahteala” şeklinde yazan Türk Dil Kurumu’nun geçmişi, Türk dilini kısırlaştırmaktan başka ne ile doludur? Bakalım bu veballeriyle yüzleşme vakti ne zaman gelecek? Son açıkladıkları “Allahteala” gibi yazım şekilleri de Türkçeyi katletmekten başka bir işe yaramayacak. Allah ismi celilinin sonuna hiçbir ek gelemez.