Şiir adına buluşmanın güzelliği yaşandı Sakarya’da. 9-13 Ekim tarihleri arasında çeşitli ülkelerden gelen şairlerin katılımıyla okuyucular şairlerle buluştu. Genç okurlar boş sandalye bırakmadılar program boyunca. Umut veren bir kalabalığın karşısında şiir okumanın güzelliğini yaşayan şairler Sakarya’yı gezme imkânı da buldular. Şiir dinletilerine Mustafa Özçelik, Şakir Kurtulmuş gibi usta şairler katılım gösterirken Orhan Özekinci gibi ilk kitabı yeni çıkan şairler de şiirleriyle katkıda bulundu. Müzik dinletileri, kabak tatlısı ve yeşil çevre de vurgulanması gereken güzellikteydiler.
Serkan Akdeniz arayıp 18’incisi düzenlenen Sapanca Şiir Akşamları için davet ettiklerini söylediğinde heyecanlanmıştım. Katılabileceğimi ilettim. 11 Ekim Çarşamba günü sabah 8.40 trenine binerek başladığım yolculuk, 1 saat 15 dakika sürdü. Bu, İstanbul’dan, gökdelenlerden, kalabalıklardan kaçmanın çok da uzun sürmediği anlamına geliyor.
Sakarya’ya vardığımda Serkan Akdeniz tarafından karşılandım. Yolculuğa arabayla devam ederken, Sakarya’yı ve Sakaryaspor’u konuştuk. Birbirinden uzak, büyük ilçeleri vardı Sakarya’nın. Binalar en fazla üç katlıydı. Söylerken bile keyif veriyor: “Binalar en fazla üç katlıydı.” Serkan abi ile söyleşi için bir liseye gittik. Programa dâhil değildim fakat buna rağmen orada olmak heyecan vericiydi. Çünkü şiire ilgisi bariz şekilde belli olan öğretmenler ve şairleri ilgiyle dinleyen öğrenciler vardı. Bu manzara bile başlı başına umut olarak yetiyor insana. Sakarya, Sakaryasporluydu. Tatangalara şehrin sokaklarında rastlanılabiliyorken, fazla göçmen barındıran bu şehrin insanlarının vatanseverliği, yüzlerinden belli oluyordu.
ŞAİRLER GELMİŞ YAVRUM, ONLARI DİNLEYECEĞİZ
Okuldaki söyleşiden çıktıktan sonra yemek yemeğe gidildi. Dağlar yeşil, hava serindi. Sakarya’nın meşhur kabak tatlısını da yemek nasip oldu orada. Öğle yemeğinden sonra otele, oradan şiir okumak için Sakarya Kentpark’a geçtik. Sedat Anar’ı dinledik ardından. Şiirler dinlenip simitler yenildi. Dinleyici sayısı hayli fazlaydı. Şahsen ben, İstanbul’da gerçekleştirilen şiir programlarında dahi bu kadar yoğun bir ilgiye rastlamamıştım. “Şairler gelmiş yavrum, onları dinleyeceğiz” diyen teyzeyi unutmam mümkün değil. Genelde bu tür programlara şiire merakı, ilgisi bulunan gençler katılır. Yahut takipçisi olduğu bir şair veya yazarla tanışmak isteyen bir okur. Fakat bahsettiğim teyze, şiirin kendisini duyup sadece şiir dinlemek için oraya gelmişti. Gerçekleştirilen konserlere hürmeten var olan bir kalabalıktan bahsetmiyorum, zaten müzik dinletisi, şiir dinletisinden önceydi.
Programdan sonra şairler programın yapıldığı bölgenin civarında bulunan bir kafede oturdu. Bir şeyler atıştırılıp muhabbet edildi. Eser ile eser sahibinin karakter bakımından birbirinden ayrı olmaması gerektiğine dair muhabbetler edildi, Yunus Emre’nin kulakları çınlatıldı. Aklıma beynamaz dervişler geldi o sıra. Samimiyetten bahsedildi çünkü. Konu kapandı. İstirahat etmek üzere otele gittik.
HEPİMİZİN ŞARKISI
Ertesi gün şairler liselerde, söyleşmek üzere öğrencilerle buluştu. Mustafa Özçelik’ten şunu duydum: “Sakarya Türküsü’nü bilmeyen gençler vardı.” Bu manzara da ayıp olarak yetiyor insana. İşittiklerime göre Sosyal Bilimler Liselerinin durumları diğerlerine göre hayli iyiydi. Yemek yendi, şairler gezdirildi. Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’nde uzunca bir süre bulunduk. Özellikle yurtdışından gelen şairler, Ebru ve çamur şekillendirme atölyesine yoğun ilgi gösterdiler. Hatta Filistinli şair Asma Azaizeh ve Bosnalı şair Safija Vehabovic ebru yapmayı denediler. Ayrıca Ukraynalı şair Liudmyla Diadchenko’nun çamur şekillendirme atölyesindeki tepkilerinden de bahsetmek gerekir. Usta çamuru işlerken yerinde duramıyor, çığlık atıyordu. Diadchenko, Türkçeyi evinde öğrenmeyi denemiş ve kısmen başarmış. Türkiye’ye ve Türkçeye olan sevgisi bariz. Sezen Aksu hayranı. Şöyle diyor bir şiirinde: “acı bavulun değil senin, taşıyamazsın sen onu/ eğer kaldırabilirsen”.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası’nı dinlemeye gittik daha sonra. Orkestranın icra ettiği ilk parça, “Nazende Sevgilim”di. O sırada yanımda oturan Azerbeycanlı şair Farid Hüseyn’e “biliyor musun?” dedim. “biliyorum, bizim şarkımız dedi”. “Evet, bizim şarkımız” demedim. Orkestrayı büyük bir keyifle dinledikten sonra şiir okumak üzere Ofis Sanat Merkezi’ne geçtik. Okuyucular ya da dinleyiciler mi demeliyim, boş sandalye bırakmamıştı. Ud ve kanun dinletisinden sonra şiirler okundu. Okuyucularla konuşuldu. Yemek yenildi. Daha sonra İstanbul’a dönmek üzere otogara gittim.
ÜŞÜTÜYOR SENİ BAŞKASININ SICAKLIĞI
Nelere şahit olduğumdan çokça bahsettim, yazıya katılımcı şairlerin şiirleriyle devam edelim. Organizatörlerin şairlerin şiirlerini topladığı kitapçık dikkat çekiyor. Orada şöyle diyor Mustafa Melih Erdoğan: “İntikam hurma çekirdeklerine sığmayacak kadar azman bir şeydi”. Başka bir şiirinden: “Er yenilgiyle bilenir”. Taviz vermeyişiyle güzelleşiyor mısralar, İsmet Özel’den alışık olduğumuz gibi. Aşkar dergisinden tanıyoruz onu. Şairin ilk şiir kitabı Hangi Anahtar ise Ebabil Yayınlarından 2016 yılında çıktı.
Gelelim bir diğer genç şairimiz Orhan Özekinci’ye. Özekinci’nin şiirlerini İbrahim Tenekeci şiirine yakınlığıyla tanıyoruz. Tenekeci’nin ocağında yetişmiş, dergisinde pişmiş, muhabbetinden nasiplenmiş bir isimden bahsediyoruz. Bu halde gördüğümüz bariz etkiyi garipsememiz zaten tuhaf olacaktır. Fakat Özekinci’nin kendine mahsus bir eda oluşturması için çaba sarf etmesi gerektiğini de görüyoruz. Yeni Hece şiirinde çokça rastlanan tezat sanatına sık sık başvuruyor şair, ustasından öğrendiği gibi. Hem güzel bir mısra, hem de az önce bahsettiğim etkiye bir örnek: “üşütüyor seni başkasının sıcaklığı”.
Filistinli şair Asmaa Azaizeh Yansıma adlı şiirini okurken, “Dün tüm şiirlerimi yayıncıya teslim ettim. Sanırım/Ona kafamı teslim ettim” demiş ve bunu gerçekten kafasını teslim eder gibi söylemişti. Ve şöyle devam ediyordu: “Artık onun ağzından çıkacak kelimelerim”. Birçok şairin altına imza atacağı bir hissin şiirini yazmıştı Azaizeh. Şiir içerisinde şiirden bahsediyor sıkça, Türk şiirinin öncelerde yaptığı ve şimdilerde uzaklaştığı bir retorik, şiir retoriği.