“Gerçek Hayat’ın 1000. sayısını hazırlıyoruz”… Birkaç hafta önce, dergi ekibinden arkadaşlar bu güzel haberi verip, benden bir yazı istedi. Tabi derin düşüncelere daldım.
Henüz 18 yaşında, 2006 yılında Gerçek Hayat’ta çalışmaya başladım. Her sabah saat 06:30’da Üsküdar’daki öğrenci yurdundan çıkıp, Zeynep Kamil’den 500A otobüsüne binerek Okmeydanı’ndaki Gerçek Hayat’a ulaşırdım. Akşam ise yoğun bir mesainin ardından geç saatlerde koltuğumun altında isimler, haberler, taslaklar, fikirlerle Üsküdar’a geri dönerdim. Gerçek Hayat’ta mayalanmaya bırakılmış genç bir dergiciydim.
Süreç boyunca çevremdeki çoğu insan, eğitimimi önemsemem gereken bir yaşta neden böyle bir maceraya atıldığımı sorup durdu. Ben ise nereye varacağını düşünmeden sadece koşar adım yürüdüğüm, beni olgunlaştıran o yolda mutluydum. Zahmetsiz bir mutluluk olmadı. Okuru olduğum derginin çalışanı olmanın heyecanıyla Okmeydanı’nındaki o plazaya girdiğim anı, beni kapıda karşılayan nazik arkadaşım Filiz Akın’ı, bir süper kahraman olan Muhammed Bozkurt’u hiç unutmadım. Salı geceleri sabaha kadar süren matbaa gecelerini de… Dönüp baktığımda, uzun yıllar mutfağında bulunduğum, ayrıldıktan sonra da destek vermekten hep büyük mutluluk duyduğum bu derginin hayatımın tümünü şekillendirdiğini görüyorum.
Devamı Gerçek Hayatın yeni sayısında!