Ben o muhabbeti sevdim

Doğrudan muhabbet duyduğum arkadaşlarla aynı derginin çatısı altında bulunmam benim için başlı başına kıymetli, anlatamayacağım kadar güzel bir şeydi. Bir yandan da kendimi en özgür hissettiğim mecraydı Gerçek Hayat. İstediğimi yazıyordum. “Taraf giren eve melaike girmez” diyordum mesela. Bunu şimdi söyleyebilirsin ama 2007-2008 yıllarında söylemek kolay değildi. Gerçek Hayat o anlamda hakiki bir dergiydi. O heyecanı daha sonraki yazı yazdığım mecralarda çok duyamadım.
Şimdi yazı yazdığım gazetenin başında arkadaşım var, onun bana açtığı özgür bir alan da var, çiçek göndersem Ebubekir Kurban’ın köşe yazısı diye koyabilir. O anlamda da rahatım tabi ama Gerçek Hayat’ta sokak röportajları da yapıyordum. Kimsesiz çocukların hikâyelerini yazıyordum uzun uzun. Bana çok iyi geliyordu. Düşünün, devlet memuruyum, bir bakanın basın danışmanlığını yapıyordum o zamanlar, işim başımdan aşmış, ama Gerçek Hayat’a o hafta ne göndereceğimin telaşı daha ağır basıyordu.

Devamı Gerçek Hayatın yeni sayısında!

Benzer konular