Bu okuldan hiç mezun olmayacağız biz!

Gerçek Hayat’ın bininci nüshasını kutluyoruz. Okuyarak, yaşayarak, yazarak ve hatta dağıtarak; hep bir parçası oldum bu derginin.

Lise sondaydım ilk elime aldığımda. ‘Vay be’ dedirtecek kadar hareketliydi. Sayfalarından taşıyordu ve bir dergiden daha fazlasıydı. Kapısından girmek ise 2005’in bir haziran günü nasip oldu. İşte şimdi bir şekilde bir yerinde yer bulma şansı doğmuştu.
Derginin o dönemki sahibi Türker Saltabaş abimizin “gel başla” demesi ile grafiker kadrosunda yer bulmuştum. Görsel Yönetmenimiz Numan İlhan’ın çırağıydım artık. ‘F klavye’ alıştırmalarına başlamıştım hemen.

Fakat asıl hayalim muhabir olmaktı ve Allah onu da nasip etti. O yılın Ramazan Bayramı için çift sayı çıkarılacaktı. Aylardan Aralık’tı. Bir röportaj konusu boşluğunda elime tutuşturulan teyp, sorulacak soruların yazılı olduğu not kâğıdı ve fotoğraf makinesi ile soluğu Kapalı Çarşıdaki örücü Seyfi Ustanın yanında almıştım. Rahmetli Celal Bayar’ın ve Büyükşehir Belediye Başkanı iken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kıyafetlerini tamir etmişti. Mesleğe ve hayata dair anlatacak çok şeyi vardı. Yazı işleri de bunu istemişti benden. Seyfettin Usta yine örüyordu fakat bu sefer bir ceketi ya da paltoyu değil. Gazetecilik mesleğine adım atmış bir gencin geleceğini dokuyordu adeta… (Seyfi Usta’nın 2019’un Kurban Bayramı arifesinde vefat ettiğini öğrendim. Rahmet olsun.)

Devamı Gerçek Hayatın yeni sayısında!

Benzer konular