ABD’de peş peşe meydana gelen silahlı saldırılar o ülkenin gündemini kaplamış durumda. Yanlız bu sefer artık Cumhuriyetçilerin de, “ya sev ya terk et” diye sloganlar eşliğinde göçmenlere karşı olan Trump taraftarlarının da artık kem küm ederek, kaçamayacakları bir gerçeği ABD medyası da dile getirip kabul etmeye başladı: Ülkede artık BEYAZ IRKÇILIK diye bir TERÖR sorunu var.
IRKÇI TERÖRÜ KABUL ETTİLER
Şimdiye kadar saldırgan ne zaman beyaz çıksa “herhalde psikolojik sorunları vardır” diyen ABD medyası artık açıkça terör sözcüğünü dile getirmek zorunda kaldı.
Zira bu son saldırılar gerçek mânâda bir “terör” saldırısı çünkü saldırganlar bırakın “sorunlu” olmayı aksine gayet bilinçli bir şekilde “ideolojik” sebeplerden dolayı katliam yapıyorlar ve bu katliamları hazırlarken gayet “tutarlı” bir yaklaşımla bir takım sosyolojik ve siyasi akımların “neferliğini” yaptıklarını gururla belirtiyorlar.
Peki, bu “beyaz ırkçı terör” diye bizim medyalarda da geçen “white supremacy” tabiri tam olarak ne demek?
Aslına bakarsanız, ideolojik olarak gerçek manada tam “ırkçı” olan tek akımdır bu. İster dinî, ister “etnik azınlık hakları” üzerinden terör estiren gruplar, kendi minvallerinden baktıklarında hep şunu iddia ederler: “Benim temsil ettiğim zümre ve grup temel haklardan mahrum ve eziliyor, ben de sesimizi duyurmak için terör eylemi yapıyorum.” Yani bu çerçevde bu tarz bir terörist diğer ırklara karşı bir “üstünlük” yarışına girmez, belâlı, kanlı ve hukuksuzca olsa da “kendi” haklarını savunduğunu iddia eder.
EHLİYETLE AĞIR MAKİNALI TÜFEK ALMAK
Oysa “white supremacy” aslında dünyada eşine benzerine rastlanmayan tek “ırkçı” ideolojidir. Bu akıma gönül verenler, direkt olarak merkeze “kendi haklarını” değil “başkalarının aşağı olmasını” yerleştirir. “Beyaz ırkçı saldırgan”, kendisi ezik olduğundan veya hakları yendiğinden değil ki, zaten böyle bir iddia da bulunmaz, bulunamaz, başka ırkları kendisinden “aşağı” gördüğü için eyleme geçer.
Bu “beyaz üstünlük” meselesi ABD’nin 19. yüzyıldaki iç savaş zamanlarına kadar uzanıyor. Bütün dertleri “Siyahlar köle olsun, bize hizmetçililk yapsınlar onun dışında gözümüzün önünde bile olmasınlar” kadar basit ve sığ bir zaviye.
Elbette “beyaz ırkçılığın” Slav, Anglo-Sakson ve Germen gibi alt kolları mevcut ama Avrupa ülkelerinde bu konularda o kadar katı yasalar mevcut ki, bu kafa yapısındaki insanların hareketleri hemen marjinal sınırlar içersine hapis olunuyor. Ve ABD ile kıyasla temel muazzam bir fark var, ABD’de özellike bu kafa yapısındaki insanlar sadece “ehliyet” gösterek otomatik, hatta ağır makinalı sınıfına giren tüfeklerden satın alabilirken, Avrupa’da şahsî silahlanma imkânları çok daha sınırlı.
Trump’ın seçildiği zamandan beri kendi “ateşli silahlara bayılan” seçmen kitlesi de bu tarz duygu ve düşüncelere çok yakın hisseder kendilerini. Trump’ın seçim sloganı olan “Make American Great Again” yani “Amerika’yı yeniden büyük/şanlı yapalım” derken aslında “Göçmenleri gönderelim de ülke bize kalsın” diyorlar. Bunun bir alt metni olarak da “Biz üstünüz onlar değil” türevindeki muazzam kibirli sapıklıkları var.
TERÖR SEVİCİSİ NEW YORK TIMES
En son Teksas’da İspanyol/Meksika kökenli ABD vatandaşlarını katleden bu katil üzerinde ABD medyası da ikiye bölünmüş durumda.
Bazıları “artık bu terör meselesi, bunun adını koyalım” derken, sürekli Trump’ı yerden yere vurması ile meşhur New York Times, sevenlerini ciddi bir hüsrana uğrattı. Bu “saygın” gazete belki de ilk defa, her zaman yaptığı gibi Trump’a vuracağı yerde “Aslında Trump ülkede birlik ve beraberlik istiyor” gibisinden bir manşet attı. Bu manşet üzerine binlerce okur aboneliklerini iptal etme tehdidi ile New York Times’ı eleştiri yağmuruna tuttu.
Biz aslında şaşırmadık, zira bu saldırı sonrası ABD medya literatürüne “Beyaz ırkçı terörist” diye bir tabir girerse, New York Times’ın yıllar boyu pompladığı yalan yanlış “İslâmî terör” haberleri çöpe gitmiş olacak, artık onlara bu konuda “ekmek” çıkmayacak.
Zira artık ABD vatandaşları yapılan katliamların faillerinin fotoğraflarını paylaşıp “Görün bakın ortak özelliklerinin hepsi, bunların beyaz adam olması” diyorlar.
Bu tarz bir uyanış elbette New York Times gibi bir proje basın kuruluşunun işine gelmez. Artık “İslâmî terör yüzünden Amerikan ordusu Ortadoğu’da kalmaya devam etsin” diye fikirler saçabilirler mi?
ABD halkının bu tarz “kandırmacalara” artık o kadar karınları tok ki…
New York Times’ın okurlarını şok eden bu çıkışına aslında biz şaşırmadık. Bu beyaz ırkçılık meselesi ise sadece suçu Trump’a atarak çözülebilecek bir şey değil. Sözüm ona “demokrat” geçinen ABD medyası Irak’da, Yemen’de Suriye’de insanlık suçları işlenirken, sürekli “El Kaide aşağı Daeş yukarı” haberleri yapıp, milyonuncu kez 11 Eylül’deki ikiz kulelere çarpan uçak görüntülerini verip duruyordu.
Bugün ise Teksas’ta katliam yapan saldırgan, çocukluğundan beri “sun’i” bir terör kuşatması ve endişesi ile büyüdü, karşısına çıkan ilk politikacının da peşinden gitti. Oysa bu çocuğun beyninin yıkanmasında “demokrat” ve “Trump karşıtı” olarak geçinen ABD’nin başta New York Times, CNN gibi kuruluşlarının önemli rolleri var. Bu yüzden hep deriz, ABD’de Cumhuriyetçiler hoyrattır, saldırgandır ama nerede durdukları bellidir, hem siyasi hem de sosyolojik olarak Demokratlar Türkiye’nin çıkarlarına çok daha tersttir, zira ne zaman nasıl bir “hinlik, sinsilik” yapacakları belli olmaz.