Trump’a darbe ihtimali!

“Ortadoğu’da kartlar yeniden dağıtılıyor” şeklindeki bayat nükte sosyal medyada hâlâ gırla dönüyor. Televizyonlarda her gün arz-ı endam eden yerel “uzmanlarımız”, ‘Trump’ın “iyi adam” mı, “kötü adam” mı, “aldatıcı” mı, yoksa derin “girişimci/iş adamı” refleksleriyle Henry Kissinger ve mesai arkadaşlarının son 50 yılda ilmek ilmek ördüğü “küreselci” politikalarını yerle yeksan eden bir şahsiyet mi’ olduğuna bir türlü karar veremek için bocalaya dursunlar, Trump’a hem oy, hem de gönül veren milyonlarca Amerikalı bizimkilerin pek ilgisini çekmeyen başka dertlerden mustarip.
Demokratik seçimle iş başına getirdikleri Trump’ın bir “yargı soslu askeri darbesi” ile görevden uzaklaştırılacağı konuşuluyor. Söz konusu Trump seçmeni ise böylesine ciddi iddiaların hiçbir geleneksel ABD medyasında yer almamasından şikâyetçi. Tam da bu sebepten Trump seçmeni, Trump’ın tabiri ile “fake news” yani “yalan dolan habercilik” dediği ana-akım medya yerine, sosyal medyayı mesken tutmuş durumdalar.
Elbette ABD’yi kasıp kavuran bu medya boşluğu/güvensizliği durumundan istifade eden bir başka meşrep daha var ve onlar da Putin’in sosyal medya ekipleri. Bazı rivayetlere göre bu Putin’in 100 milyonlarca dolar akıttığı özel “Kremlin sosyal medya ordusu.” Başka bir yazının konusu olan bu mesele bize Facebook son zamanlarda neden yerden yere vurulduğunu da gözler önüne serer.
Şimdi ABD’de başkanının aynen tabiri ile “evde zor tuttuğum yüzde 50 kitle” dediği Trump seçmeni, yani Cumhuriyetçi seçmen kitlesi bu aralar haberlerini hangi kaynaklardan alıyor, ona bir bakalım.
Doğal olarak bu kitle, başkanları Trump gibi CNN, CBS, ABC seyretmiyor, Huffington Post okumuyor, kelimenin tam anlamıyla New York Times’dan tiksiniyor ve birinci elden haber kaynakları Trump’ın tweetleri.
Trump ile ilgili hiçbir tv kanalı yorum katmadan onun dediklerini olduğu gibi yayınlamıyor. Bu yüzden de eli mahkûm, Trump 280 karakterde meramını anlatmak zorunda… Ancak rivayetlere göre Trump’ın tweet olarak ifşa edemeyeceği gerçekler de var ve bu gerçekleri Cumhuriyetçi seçmene ulaştırmak için bazı gizemli sosyal medya hesaplarına havale edilmiş…
QAnon çılgınlığı bu fenomenlerden sadece biri. Tarz olarak biraz ‘Fuat Avni’, vâri havalarda bu QAnon, kimi zaman “an itibariyle” Beyaz Saray’dan bildiriyormuş gibi yapıyor, kimi zaman da, tam da Cumhuriyetçi seçmeni gaza getirecek bir eda ile “Clintonlar yakında enselenecek, işte belgeleri” diyor.
Bunun gibi daha birçok sosyal medya hesabı “Trump tarafından yalanlanmıyor”, demek ki Trump bütün bunları okuyor. Ne zaman Trump’a bu gizemli kaynaklarla ilgili görüşleri sorulsa, bu gollük pası iyi değerlendiriyor: “Ne yani, insanlar bu zamanda CNN’e mi güvensin, tabi alternatif habercilik arayışlarına gireceklerdir, bu normaldir” diyor.
İşin bu esrarengiz çatışmaları bir yana, Trump’a ciddi bir medya ablukası uygulandığı gerçek. Örneğin, Trump’ın tweetlerini cümle olarak Google’a yazarsanız, bazen çok tuhaf sansürler ile karşılaşırsınız. Trump ne zaman “Gereksiz yere dünya jandarması olmayacağız artık, ben halkıma zenginlik ve iş olanakları vermek istiyorum” gibisinden bir cümle kursa, bunu ABD’nin ana-akım medyaları asla geçmiyor, dolayısıyla bizim de pek haberimiz olmuyor.
Oysa Trump, Suriye’den askerlerini çekme kararının tozu dumanı dağılmamışken, Amerika’nın “olmayan” merkez bankası Federal Reserve (FED) için “Amerikan ekonomisinin başında ki en büyük belâ” diye tweet attı, bakalım bu çok önemli çıkışın dünyadaki yansımaları nasıl olacak?
Evet, Amerika’nın bir merkez bankası aslında yoktur, onun yerine küreselci banker “çetelerinin” özel şirketi olan FED vardır ve bu muhteremlerin iki dudağı arasından çıkan bir çift laf sadece Türkiye borsalarını değil, aynı zamanda pek çok krizimizin sebebi olan Türk lirasının Amerikan doları karşısında değer kaybetmesine sebebiyet verir.
Biz de naçizane, daha önce elimizden geldiğince FED’in cidden tüm dünya ekonomilerine, serbest piyasaları yönlendirmesi en doğal hakkı olan egemen devletlerin başına ne büyük sıkıntılar açtığını anlatmaya çalışmıştık. Ancak hem sarışın, hem emlak kralı, hem de golf hastası bir ABD başkanının bizlerin eleştirdiği Federal Reserve ile ilgili haberlere bu kadar açıktan “saldırı” getireceğine inanmazdık, ama o da oldu işte!
Trump, ABD dış politikasını, zücaciye dükkânındaki fil edası ile yeniden tasarlaya dursun, bu FED ile ilgili çıkışı cidden önemli. Zira bu tarz bir çıkışa yeltenen son Amerikan başkanı, suikaste kurban giden John F. Kennedy idi.
“Ortadoğu’da kartların yeniden dağıtılmasına” göz yumabilir, bu kaknem küreselci bankerler ama can evleri olan, sayesinde istedikleri gibi ülkelerin faiz-para politikalarını yönettikleri FED’e, hem de bir ABD başkanından eleştiri getirilmesini kabullenebilirler mi? Bittabi kabullenemezler!
Suriye’den askerleri çekme kararından yaklaşık bir ay önce, yine bu Trump taraftarlarının QAnon tarzı sosyal medya hesaplarında bir rivayet yayılmıştı. İddiaya göre, Trump yakın çevresine “Derin devlet eğer beni hukuksuzca alaşağı etmeye kalkarsa “evde zor tuttuğumuz yüzde 50’lik kitle isyan çıkartır, buna dikkat etsinler, zira bu kitle nasıl silah kullanacağını iyi bilir” minvalinde açıklamalar yapmıştı.
İşin tuhafı, eğer bu iddialar tamamen safsata ise, tamamı Trump karşıtı olan ABD medyasının “bakın Trump taraftarları ne kadar deli”, diye haber yapmaları gerekiyordu, ama yapmadılar. İşin çılgın, komplo vs. tarafları bir yana, zaten ABD’de kimse bu yüzde 50 kitleye mikrofon uzatmıyor, onları Trump’a bu kadar “gönülden bağlayan” nedir, bunu sorgulamıyor.
Onun yerine tam da bu satırları yazarken, Trump tarafından kovulan eski FBI başkanı James Comey’in Huffington Post’daki açıklamalarını okuyoruz: “Derin devlet diye bir şey yoktur…” Hepimiz için tanıdık bir cümle değil mi bu?
Elbette Trump taraftarları bu açıklamaları komik buluyor, sosyal medya hesaplarından başkanlarına olan bağlılıklarını artırırcasına “Trump bu derin devletin kökünü iyi kazıyacak arkadaşlar, az bir sabredelim” diyorlar.
Sosyal medya deyip geçmemek lazım, bir ara tüm Türkiye Fuat Avni’nin tweetlerine kilitlenmişti. Sosyal medya siyasete de her coğrafyada istikamet veriyor artık. Bunu kabul edelim!
Hele bu QAnon’un iddialarının çok az bir kısmı bile gerçekse, ABD siyaseti daha önce hiç görülmemiş ihtimaller ile yoğrulacak gibi yakın gelecekte, her yere demokrasi götüren bir “süper güç(!)” için darbe seçenekleri bile masada olacak…
Bekleyip göreceğiz! Ama bu seçeneğin ABD’nin dağılması için ilk adım olacağından da şüphe duymamak gerek!