Herkesin bir Necip Fazıl’ı var: Milliyetçilerin Necip Fazıl’ı, Müslümanların Necip Fazıl’ı, İslâmcılar’ın Necip Fazıl’ı, solcuların Necip Fazıl’ı, marksistlerin Necip Fazıl’ı…
Öte yandan, gençlerin Necip Fazıl’ı, yaşıtlarının Necip Fazıl’ı…
Aynı zamanda edebiyatseverlerin Necip Fazıl’ı, gazetecilerin Necip Fazıl’ı…
Tiyatrocuların, sinemacıların, müzisyenlerin…
Ve nihayet resmi kabulün Necip Fazıl’ı.
Birinin öbürüyle alâkasının kalmayabileceği, birinin ötekini dışlayabileceği veya ancak tamamlayabileceği; içlerinde büyük anlamlar, büyük kinler, büyük muhabbetler ve büyük hesaplar barındıran kabuller…
İlginç değil mi, Necip Fazıl’ın adının geçtiği her durumda büyüklük vasfı, isminin mütemmim cüz’ü sanki. Necip Fazıl bizatihi büyük. Onu küçültmeye yeltenenlerin bile ancak kendisini küçülttüğü, çap ve ebadını teşhir ettiği model şahıs.
Bu kafa karışıklığında Necip Fazıl’ın hiç mi payı yok? Hem de fazlasıyla! Düşünün, beheri ancak bir ömre sığabilecek, birbirinden farklı alanlarda gösterilen bunca üstün faaliyet, ilgilendiği her dalda telif edilen onca kalburüstü eser ve verilen o insanüstü mücadele: Davalar, mahkemeler, hapisler, iftiralar…
Ve bütün bunlara rağmen asla sönmeyen ve azalmayan mücadele azmi. Gençlerin beğeneceği ifadeyle parmakla gösterilesi bir aktivist.
Necip Fazıl hangisi?
Sahi, Necip Fazıl kim ki?
Şair
Fikir Adamı
Dava Adamı
Fıkra Muharriri
Gazeteci
Yayıncı
Dergi Yayıncısı
Gazete Yayıncısı
Senaryo Yazarı
Piyes Yazarı
Tarih Yazarı ve Düşünürü
Hikâye Yazarı
Dini Eserler Müellifi
Dernek Kurucu ve Yöneticisi
Siyasi Aktör
Hatip
Bugünden bakınca her vicdan sahibinin teslim etmesi zorunlu hakikat şu: Olağan bir insan, bunların en fazla birkaçını ömrü hayatına sığdırabilir. Ortada akılla anlaşılabilecek bir tabiilikten sözetmek zor.
Yine de yaşanmış, tanıyanlarıyla tanışabileceğiniz, hem de pek yakın bir tarihte nihayete ermiş bir hayattan bahsediyoruz.
Her bakımdan insanüstü bu hayat hikâyesini kabaca ikiye ayırmak, belki meselenin idrakini kolaylaştırabilir: Sanatkâr Necip Fazıl ve dava adamı Necip Fazıl.
Anlatma liyakati
İtiraf mecburiyetindeyiz: Handiyse bir asırdır bu ülkenin fikir, sanat, edebiyat ve siyasi mücadele tarihinde başa güreşen bir abide kişiliğin hakkında, elimizde eter-tutar bir biyografi eserini, bir biyografi külliyatını işaret etmek neredeyse imkânsız. Her bakımdan turnusol kâğıdı hüviyetindeki üstad, bu alanda da takdiri gerektirmeyen bir tespit ölçütü… Türk fikir dünyasının meselelere vukufiyetsizliğini, başka bir veriye ihtiyaç hissetirmeyecek kesinlikte meydan yerine diken bir vahamet bu…
Cumhuriyet dönemi aydını, en önemli şahsiyetini lâyıkıyla anlatmaktan aciz.
Varsa-yoksa bazı anekdot kırıntıları, bağlamından koparılarak iğdiş edilen üstada ait aforizmalar, çarpıtılan tespitler, şahsi emellere alet edilen kıymet hükümleri ve içi boş takdir ifadeleri… Necip Fazıl’ın büyüklüğüne halel getirmeyen küçüklükler…
Öte yandan, onun bu aziz davasını kendi şahsi emellerine hizmet için kullanmaya tevessül edenleri teşhis için de yegâne mihrak, bizzat üstadın eseri…
Elbette bu makus talih sür-git böyle devam etmeyecekti. Necip Fazıl hakkında, adına lâyık çalışmalar elbette kaleme alınacaktı. İşte o eser nihayet geldi: Necip Fazıl ve Büyük Doğu.
Kitabın bir de alt başlığı var: Sosyal-Siyasi Mücadele Tarihi. Büyüyen Ay Yayınları tarafından yeni yayımlanan kitabın yazarı Suat Ak.
İlk siyasi biyografi
Sakınmadan kıymet hükmümüzü verelim: Suat Ak imzalı Necip Fazıl ve Büyük Doğu adlı kitap, onca kemmiyet çokluğunu ve olanca keyfiyet yokluğunu dikkate alarak belirtelim ki Necip Fazıl hakkında yazılan liyakat sahibi ilk eser hüviyetinde. Hayır! Zerre miktar abartı barındırmıyor bu tespit. Çünkü Necip Fazıl’ı ve onun aziz davasını; hayatını zaten bu meseleye adamış, Büyük Doğu Yayınları’nın başemekçisi Suat Ak’tan başka kim bunca liyakatle anlatabilirdi ki!
Hukuk tahsilinden sonra Büyük Doğu Yayınları’nda çalışmaya başlayan ve üstadın dergilerde yahut gazete köşelerinde kalmış birçok yazısını mükemmelen derleyerek eserleştiren Suat Ak, şimdiye kadar yayıncılığın dışında telif ve sadeleştirme eserlerinin de sahibi. Ve aynı zamanda şair. Yorgun Zaman Düşleri adlı bir şiir kitabı var.
Ayrıca İsmail Hakkı Bursevi’ye ait beş eseri günümüze aktardı Suat ak. Rasyo Yayınları arasından çıkan Sistem Karşısında Gerçek Muhalefet adlı çalışması, Necip Fazıl’ın siyasi portresine dair yapılan ciddi çalışmalardan biri. Nedense yazarın bu çalışması, kitaptaki kısa biyografisinde yeralmamakta. İlginç…
Titizlik ve ciddiyet
Kitap 384 sayfanın yanında, Büyük Doğu Dergisi’nin ve Büyük Doğu Gazetesi’nin toplam 15 devresinin ilk ve son sayılarının kapak örnekleri ile çeşitli önemli evrak ve fotoğrafı havi, kuşe kâğıda basılı 80 sayfadan müteşekkil. On üç bölümde hazırlanan kitabın Ek bölümünde ayrıca Necip Fazıl’ın çok iyi hazırlanmış bir kronolojisi de yeralmakta.
İlk bölüm, Necip Fazıl’ın çocukluk ve ilkgençlik dönemini kapsamakta. Bu bölüm, ayrıca ilk Çerçeve yazılarının hikâyesini de içermekte. 1939 yılında yazılan bu ilk dava yazıları, aslında bir ömür devam edecek Necip Fazıl fikriyatının da çekirdeği hüviyetinde.
İkinci bölümde cemiyetleşmeye doğru giden Büyük Doğu idealinin doğum sancıları ve ilk mücadele yıllarının tarihçesi yeralmakta. Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle karıştırılmaya başlanan vatan sathını en derinden sarsan vak’alardan biri, gazeteci Ahmet Emin Yalman’ın yaralandığı ünlü Malatya Hadisesi ve bu hadiseyle ilgili açılan, üstadın da yargılandığı Malatya Davası ise üçüncü bölümün konusu.
Necip Fazıl’ın ruh kıvrımları üzerinde derin izler bırakan ve üstadın Cinnet Mustatili adlı eserinde izlenimlerini anlattığı Malatya Davası’yla ilgili bu bölüm, gerek bulunan vesikalar, gerekse kaynakların taranmasında gösterilen titizlik bakımından örnek nitelikte.
Konferanslar dizisi
Altıncı bölümde, üstadın ilk hapsinin hikâyesinden başlayarak Atatürk’e Hakaret Davası’na kadarki dönemi kapsamakta.
Sekizinci bölümde, dergi ve gazete şeklinde yayın fırsatı bulan Büyük Doğu hareketinin, cemiyet kisvesinden sonra B.D. Fikir Kulübü kimliğiyle tezahürünün tafsilâtı anlatılmakta.
Kitabın en ilginç bölümlerinden biri, o günün teknik şartlarıyla bakıldığında ancak değeri anlaşılabilecek, üstadın bütün yurdu karış karış dolaşarak verdiği konferanslar dizisini anlatmakta. Her konferansın, hangi isimle, nerede, ne zaman ve hangi içerikte verildiğini ve kısa hikâyesini barındıran dokuzuncu bölüm, bugün bile dudak uçuklatacak bir mücadele performansının ipuçlarını vermekte.
Onuncu bölümde Necip Fazıl’ın 1969’dan 12 Eylül’e kadarki siyasi mücadelesi anlatılmakta. Sonraki bölümler ise sırasıyla üstadın Turgut Özal’la ilişkisini, Büyük Doğu dergi ve gazetesinin devrelerini ve dönemlerini; son bölüm ise Vahidüddin adlı yasaklanan kitabının hikâyesini anlatmakta.
Suat Ak’ın imzasını taşıyan Necip Fazıl ve Büyük Doğu adlı kitap, adından da anlaşılacağı gibi üstadın sanatkâr yönünden çok, dava adamlığını ve onu Cumhuriyet dönemi Türk insanının kalbine nakşeden davasını, son derece titiz bir biçimde inceleyen siyasi bir biyografi niteliğinde. Üstadın edebi biyografisinin de aynı titizlikle hazırlanmasını beklemek hakkımız.
Son üç yüz yılın en büyük dava adamına ve aziz davasına selâm olsun.