Doğu Akdeniz, Irak işgali döneminde Basra Körfezi’nde olduğu gibi, dünyanın her yanından gelen savaş gemileriyle doldu. İstanbul ve Çanakkale boğazlarından ardı ardına Rus savaş gemileri, mühimmat gemileri, füze gemileri Akdeniz’e iniyor, Suriye kıyılarına gidiyor.
Bütün askeri gücü ile Suriye’de muhaliflere karşı savaşan İran bile bu ülkeye savaş uçakları gönderiyor. ABD ve Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamı, parlamentolarından “tezkere” kararı çıkarıp, bir büyük mücadele için harekete geçiyor.
Türk savaş uçaklarının Rus uçağını düşürmesi, Soğuk Savaş sonrasının en büyük restleşmesinin kapılarını araladı. Kimse Türkiye’nin Rusya gibi bir ülkeye karşı böyle bir çıkış yapacağına inanmıyordu.
Ankara ve Kremlin’den yükselen ve dünyanın dikkatle, şaşkınlıkla ve endişeyle izlediği güçlü sözler, bugüne kadar gizlenen, örtülen küresel ölçekte savaşın dehşetli yüzünü açığa çıkardı.
Rus uçağının düşürülmesi ile Türkiye, işte bu dünya savaşını gizli olmaktan çıkardı. Artık hiçbir güç, ülke, cephe örtülü operasyonlarla, örgütler üzerinden yürütülen vekalet savaşlarıyla kendini gizleme şansı bulamayacak.
Suriye, hep konuşulan o kıyamet savaşının yaşandığı topraklar mı olacak? İslam dünyası, Müslümanlara ait topraklar, yeryüzünün en kanlı çatışmalarının ana cephesi mi olacak?
Müslümanlar, IŞİD ve Hizbullah üzerinden simgeleştirilen mezhep/ kimlik savaşlarıyla bir kez daha yok edilmenin eşiğine mi getirilecek? İslam şehirleri, Haçlı Savaşları’ndan, Moğol İstilası’ndan ve 1. Dünya Savaşı’ndan sonra bir kez daha harabeye mi çevrilecek?
Güney sınırlarımızın tamamı neredeyse cepheye dönüştü. Coğrafyayı kasıp kavuran krizin tam merkezinde yer alıyoruz. Dolayısıyla Gerçek Hayat’ın bu sayısını ağırlıklı olarak bu gelişmelere ayırdık. “Hizbullah-IŞİD arasına sıkışmış Müslümanlık” dosyasını özellikle seçtik. Çünkü çok büyük bir tehlikenin yaklaşmakta olduğunun farkındayız.
Arap-Fars savaşı, Türk- Kürt savaşı, Arap-Kürt savaşı ya da Türk-İran savaşı gibi başlıklar altında tartıştığımız bütün ihtimaller, aslında, “Savaş İslam’ın kalbine yerleşecek” söylemi ya da “İslam iç savaşı” kavramı ile ifade edilen büyük savaşın senaryosunun bizlere pazarlanma biçimidir. Örgütler üzerinden pazarlanan mezhep savaşları ile bir yüz yılı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Gerçek Hayat dergisi, yazarlarıyla, dosya konularıyla, söyleşileriyle, bu geniş coğrafyayı vatan yapan bir anlayışla, bütün bu gelişmelere tanıklık yapmayı, yeri geldiğinde uyarıcı rol üstlenmeyi, Müslüman dünyanın sesi olmayı amaçlıyor.
İtirazlar yükseltecek, belki yürek yakan eleştirilere yer verecek ama şehirlerimiz için, insanlarımız için, ülkelerimiz için “acımasız direniş”in de en ön sırasında yer alacaktır.
Bütün bu mücadelemizde bizi yalnız bırakmayacağınızı düşünüyoruz.