Bu coğrafyanın başına gelen en kötü şey, “evrensel eziklik sendromudur” ve bunun baş müsebbibi CHP’dir.
Avrupa siyasetini daha önce hiç bu kadar kötü bir dönemde yakalamadık ona rağmen, tam da bu eziklik yüzünden NATO’ya ve AB’ye istediklerimizi kabul ettiremiyoruz.
Çok basit bir hamle ile onların tüm savunma planlarını kilitleyeceğimiz yerde, hâlâ onlara YPG’nin terör olduğunu kabul ettirmeye çalışıyoruz, oysa onların anladığı tek dil var o da “işgal” korkularını canlı tutmak, ister Ruslar üzerinden, ister Çin üzerinden.
Ama Türk milletinin, özellikle diplomasi hamlelerinde, içini kanserli hücre gibi kemiren başka bir sorunu var. Bu sorun aynı zamanda, kaç nesildi gurbetçilerimizin de başa çıkmak zorunda olduğu bir mesele: Eziklik.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı bu eziklikten bir nebze olsun kurtardığı için, bu soğukta Londra’daki “liderler zirvesi” öncesi Erdoğan’a kocaman bir sevgi seli var.
Avrupa ülkelerini çok müreffeh, çok medeni, çok güvenli ve sosyalizm ütopyasında yaşıyor zanneden yurdumunun yobaz solcuları sürekli soruyor, “Norveç gibi bir ülkede yaşayanlar nasıl olur da AKP’ye bu kadar çok oy atar?”
Orada yaşayanlar, Türkiye’nin siyasi iç dinamiklerinden dolayı bu desteği vermiyorlar ki…
Destekledikleri aslında Erdoğan’ın tavrında, kendilerini yıllarca “gurbet elde” içten içe kemiren eziklik duygusunu yeniyor olmaları. Erdoğan bu noktada onlar için müthiş bir ilham kaynağı.
Mesela bizim bu gerici-yobaz solcular, İngiltere’de yaşayan herkesi, saat 5 civarı porselen fincanda çayını yudumlayan Anglo-Sakson asilzadesi sanıyor. Oysa orada yüzlerce farklı coğrafyadan gelerek gettolara sığınmış nice “gariban” yaşıyor.
Yine bu gerici-yobaz solcu kesiminin “lideri” tam da NATO zirvesi arifesinde “Erdoğan ailesi Türk savunma sanayisini ele geçirmeye çalışıyor” yollu sinsi ifadeleri dillendiriyor.
Oysa aynı saatlerde, Yunan televizyonları Türk ordusunun envanterine katılan yeni İHA ve SİHA’larla ilgili birçok Türk televizyonundan daha fazla haber yapıyor, kıskançlığını açıkça dile getiriyor.
İRAN YAPSA BİZDEN İYİ REKLAM EDERDİ
İran “bile” Türkiye kadar “yerli, milli, gelişmiş” silah üretseydi bunun reklamını bizden daha iyi yapardı, buna emin olabilirsiniz.
İşte bizim İhalardan Sihalardan bahseden Yunan televizyonunu Londra’da sefalet içinde yaşayan Yunan göçmeni “Yorgo” seyrediyor.
Yorgo bunun haberini komşusu “Ahmet’e” yetiştiriyor.
Ahmet de bu yüzden gururlanıyor ve bu yüzden “Erdoğan’a Londra’da sevgi seli” haberinin öznesi olarak soğukta bekleyen gurbetçilerden birine dönüşüyor.
Yorgo ve Ahmet arasındaki diyaloğu aynı sefil hayatı yaşayan Polonyalı göçmen de duyuyor. Portekizlisi, İspanyolu hepsi buna kulak kabartıyor.
Herkes daha iyi bir hayat ümidi ile İngiltere’ye koşmuş, kapağı oraya atmaya çalışmış.
Aralarında bir tek Ahmet, hastalandığında uçağa atlayıp Türkiye’ye tedavi olmaya geliyor.
Ahmet Türkiye’de tedavi olduğu hastanenin videosu çekip sosyal medyada paylaşsa ne Yunanlı, ne Polonyalı, ne Portekizli, ne de İspanyol komşusu o görüntülere inanacak.
TROL ŞEBEKESİ
Bırakın inanmayı, İsrail’den maaş alan uluslararası troll şebekesi tarafından tertiplenip FETÖ tarafından köpürtülen “Ne medeniyeti, Türkler Ermenileri, Kürtleri katletti, katlediyor” yalanını tam gaz paylaşmaya devam edecekler.
Ahmet çocukluğundan beri kendisini ezik hissetsin diye başka bir İsrail projesi olan “Yeşilçam” filmleriyle büyüdüğünden, acısını içine atmaya devam edecek, gerçekleri onların suratlarına vurmayı beceremeyecek.
İşte bu yüzden gerçekleri Avrupa’lının yüzüne yüzüne vuran Gülnur Aybet hocayı seviyoruz.
Türk milletinin üstüne son 50 senedir bir karabasan gibi çöken bu “evrensel eziklik” illetinden kurtulmamıza kapı araladığı için.
Gurbet hayatı boyunca sürekli aşağılanan, ikinci sinıf vatandaş muamelesi görenler, bir Boris Johnson’nın, bir Macron’un “ergen triplerine” bakıp Erdoğan’ın kararlı, dik duruşunu görünce desteklerini esirgemiyorlar.
Oysa yurdumun gerici-yobaz solcularını, bir Elon Musk tweeti ile kandırmak ne kolay.
Düşünsenize, yerli bir “zırhlı aracın” Türkiye’de ilk lansmanı yapılacak, bu sırada aracın sözde zırhlı camları basit bir taş darbesi ile kırılacak.
Ekşi sözlüktekiler sevinçlerinden kırk gün kırk gece bayram yaparlardı yahu!…
Oysa Türk yapımı İhalar cam gibi HD kalitesindeki görüntüler eşliğinde terörist avladıkça bunlar sinirden kuduruyor.
Yeni nesiller bu şekilde “evrensel eziklik illetinden” kurtulacak ya, en çok da ona bozuluyorlar.
Elon Musk sahneye çıkı istediği soytarılığı yapar, eziklik hissetmez.
Zira onun babası, kendisine “Öküz Kaliforniyalı” diyen CHP zihniyetine maruz kalmadı.
Kendisi de sürekli vatandaşını “aptal, şapşal, düzenbaz, becereksiz ve üçkağıtçı” olarak gösteren “Yeşilçam” filmleriyle büyümedi.
Tam tersine “Amerikalı dediğin bi teknolojik bomba atar, taa aya kadar gider, tamam mı?” diye masalların pompalandığı “Hollywood” filmleri ile büyüdü
Bu yüzden Elon Musk hâlen her türlü “aptallığı, şapşallığı, düzenbazlığı, becereksizliği ve üçkağıtçılığı” sergiliyor ve benim yurdumun gerici-yobaz solcuları onu alkışlamaya devam ediyor.
Evrensel eziklik illeti tam da böyle bir şey işte, çift yönlü.
“Repikrokal” bir trafik bu onların tabiri ile, yani “ara-i mütekabile” esasına istinaden.
Gerici-yobaz solcuların lideri, CHP’nin koltuğunda oturan zât, Türk savunma sanayine kara çalmaya devam ederse, ona oy verenler de ezikliğe devam eder.
Bu güruh, Londra’nın ayazında bekleyen Ahmet’i de küçümser, sırf Erdoğan ile selfi çektirmek istediği için. Oysa Ahmet’in yeni nesillere anlatacak ne çok hikayesi var. Gençler dinlesin. Hiç olmazsa onlar “evrensel eziklik illetinden” uzakta büyüsünler.