Neyse ki artık Davos zirveleri eskisi kadar parlatılmıyor ülkemizde. Küresel çetelerin dünya siyasetine şekil vermek için özel hassasiyet verdiği bu tarz “forumlar” pek çok sebepten ötürü dünya medyalarında da eskisi kadar sansasyonel frekansta yer bulmuyor.
Ama bu bizi aldatmasın, asıl mesele her daim, kendi resimlerinin hep flu kalmasını başaran bu çetelerin dünya siyasetine yön vermek isteyişleri ve bunu da ustalıkla kamufle ederek yapmaları…
Bugün Davos’un pabucu dama atılır, yarın öbür gün bir bakarsınız Abu Dabi ya da Astana gibi küreselcilerin yeni aşkı olan merkezler revaçta olur. Sahi, Astana şehri son yirmi yılda neredeyse tamamen yeniden inşa edildi mesela ve şehrin tüm mimarisi kelimenin tam anlamıyla bir “mason tapınağı!” Bunu özel olarak ele almak gerek…
Yani şimdilerde Davos’ta toplanır siyasiler, yarın öbür gün başka yerlerde…
Theresa May, BREXİT krizi ile boğuşurken, Macron kâbuslarında sarı yelekliler görüyordur, bu yüzden ikisi de katıl(a)mıyor.
Trump ise kafayı “Meksika seddi” ile bozmuş. Laf olsun diye kendi seçmenlerine seçim kampanyası döneminde bir söz verdi diye, şimdi de bu sözünden dönemiyor diye, tam bir “hükümet krizi” yaşanıyor. Davos’a ABD de bu yüzden katılamıyor.
Ama işin asıl ilginç yönü, Trump “Davos” tarzı “forumlara” inanmıyor, bunu da açıkça dile getirmekten çekinmiyor olması.
İşte aslında Trump’ın bu tarz çıkışlarını doğru “forum” üzerinden kendi lehimize evriltebilirsek, çok farklı yönlere uzanabilir aslında Türk dış politikası. Zira 2020 ABD seçimleri bizim için bir mânâda hayatî öneme sahip olacak.
Davos gibi forumlara Trump’ın katılmayışını Trump destekçisi milyonlarca Amerikalı “globalist bankerlere” atılmış bir “zafer tokadı” olarak okuyor.
Aynı destekçiler, küresel sermayenin tepesinde oturanlardan biri olan Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un yakın zamanda satın aldığı Washington Post gazetesinde de nefret ediyor.
Aynı Washington Post, bu Trump destekçisi milyonluk kitlelere “cahil” gözüyle bakıyor.
O “cahil” kitle ise Davos’un önemine dikkat çeken Washington Post için “sahte haber uydurma merkezi” diyor.
Yine aynı Washington Post aynı günlerde utanmadan bir başka analiz yayınlıyor ve Trump’ın eski ulusal güvenlik danışmanı Micheal Flynn’i “Türkiye ve Rusya çıkarları için casusluk yapmakla” suçluyor.
Hani daha geçenlerde ülkemize gelen Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Bolton var ya, hani hak ettiği cevapları yalayıp yutup boynu bükük ülkesine geri dönen…
İşte o Bolton’dan önce Micheal Flynn o koltukta oturuyordu ve FETÖ lideri Gülen için “ABD çıkarlarını tehdit eden bir terör zanlısı” demekten kaçınmıyordu.
Rivayetlere göre aynı Flynn, neredeyse Trump’ı ikna etmek üzereydi, Gülen’in Türkiye’ye geri iadesi için.
Birden küresel çetelerin sevgili medya organları, başta Washington Post olmak üzere, muazzam bir kara çalma kampanyası başlattı Flynn hakkında ve Trump onu görevden almak zorunda kaldı…
İşte Trump destekçilerine cahil diyen, Davos ruhunu öve öve bitiremeyen Washington Post, Flynn için de “casus” diyebiliyor. Küresel şeytanların ilmek ilmek ördükleri labirentlerde kaybolmak böyle bir şey demek ki.
2020 ABD seçimlerinde Trump yeniden aday. Seçilemez de, eğer Demokratlar iktidara gelirse, konuyu anladıklarından değil, ama sırf “Trump’ın politikalarına inat” olsun diye bu Demokratlar öyle bir sahip çıkarlar ki bu FETÖ teröristlerine, şaşarsınız…
Zira bu Washinton Post hâlâ 15 Temmuz’un ne olduğunu, FETÖ’nün nasıl bir uluslararası suç şebekesi olduğunu anlamamakta direniyor, belki de o minvalde programlanmışlar, işlerine gelmiyor…
Utanmadan kalkıp, FETÖ lideri için “Erdoğan’ın rakibi o, bu yüzden Erdoğan onu tasfiye etmek istiyor” diyecek kadar da kara cahil analizler yayınlıyorlar.
Bu analizlerini okuyan “demokratlar da” kendilerini cahil olarak gördükleri Trump seçmenlerinden daha akıllı zannediyorlar ya… Nasıl bir komedi bu?
Günümüzün siyaset sahnesi antik Yunan tragedyalarının ciddiyetinden fersah fersah uzakta, tam bir “sitcom” hafifliğinde…
Davos yine toplandı, bıktırıncı kez. Komedinin ilk perdesini “iklim değişiyor, küresel ısınma” skeçleri ile açarlar, ardından “merkez bankalarının ne kadar daha fazla “özerk” olması gerektiğini dikte ettirmeye devam ederler…
Putin katılsaydı herhalde bir tek o eğlenirdi bu forumda. Artık jübile turlarına başlayan Merkel katıldı, ne etkisi olabilir ki Merkel’in artık?
Trump’a zaten “küresel ısınma” demeyin, buz gibi soğur sizden, hiç inanmıyor bu meseleye.
Geçenlerde de “ABD’nin merkez bankası Federal Reserve” için daha önce hiçbir ABD başkanının söylemediği eleştiriler sıralamıştı, iyi ki Davos’a katılmıyor demek ki…
Bir şekilde bir yolunu bulup, Trump’a Flynn’in açtığı yol işlenmeli ki, 2020 seçimleri gelmeden FETÖ iadesi ile ilgili ciddi bir mesafe kat edelim…
Yoksa fos çıkmış Davoslar bizi çok oyalar daha, Washington Post tarzı küresel maymuncuklar, işlerine gelmeyen halklara “cahil” der, utanmadan da FETÖ lideri için “Erdoğan’ın rakibi” diye bir tabir kullanır, biz de onlara bu lafı yediremeden kendi kendimize çalıp oynar, bir türlü tam olarak karar veremeyiz, ABD ile ilgili politikalarımızı hep “ne şiş yansın ne de kebap” cenahı üzerinden kurmaya devam ederiz…
Oysa küresel çetelerin labirentleri “fiyakalı” gözükse de aslında hepsi kâğıttan piramit. Onların el ele verip korudukları “terör örgütlerinden” biz çok çektik, hala da çekiyoruz. Onların “rakip” dedikleri, “DEAŞ ile mücadele ortağımız” dedikleri teröristler en çok bize zarar veriyor…
İşte belki de tam bu yüzden bu küresel çetelerin labirentlerinde ki önemsiz bir piyon gibi gözüken bir danışman, Flynn gibi, ciddi önem arz ediyor, Davos tarzı artık bayatlamış forumlardan ziyade!
Davos oldu Da-fos
