Çocuk, vatan, savaş…

Hadis-i Şerif olduğu ileri sürülse de uydurma olduğu tespit edilen ‘Vatan sevgisi imandandır’ sözü, hadis olmasa da pek çok insanlar için karşılığı olan bir cümle. Zira kim nerede yaşıyorsa yaşasın, hangi toprağı vatan sayarsa saysın, onu sevmesi, koruması, onun gelişmesi için çabalaması, ona göz koyanlara karşı çıkması mükellefiyetlerinden biridir. İslam inancına göre namusunu, ırzını, toprağını savunurken vefat eden Müslümanlar ölümlerin en güzeli ile şereflenir ve cennet ile müjdelenir, yani şehidlik mertebesi erişir.

‘Vatan, bayrak, millet, din ve sancak nedir’ gibi soruları çocuklar kaç yaşından itibaren sormaya başlar ya da bunları ne zaman kavrar diye bir suâl yönelttim kendime. Özellikle Balkanlar gibi bir bölgede yaşıyorsan bu soru ve ona vereceğin cevap tuhaf bir hâl alıyor. Ama çocuklar öyle mucizevi varlıklar ki, sen ona bir şey öğreteceğim derken asıl onlar sana tüm bu süreci öğretiyor. Nasıl davranman gerektiğini, nasıl bir anne olman gerektiğini, nasıl bir baba olunuru, onların sayesinde öğreniyoruz.

‘BÜÜÜKK TÜRŞİİEE’

Neyi ne zaman öğrenmeleri gerektiğini sorular sorarak yönlendiriyorlar aslında. İki çocuğu olan biri olarak rahatlıkla çocukların dört yaşından itibaren vatan kavramını sorguladıklarını söyleyebilirim. Her ikisinde de bu zaman şaşmadı. Ama bayrak gibi konularda bu sevgi çok daha erken başladı. Küçük kızım daha yeni kelimeler söylemeye başladığında Türkiye’ye doğru bir yolculuğumuz vardı. Nerede bir bayrak görse “Türşiiee” diyordu, tam net ne dediğini anlamasak da İpsala sınırına yaklaştığımızda kocaman bayrağın dalgalandığını gördüğünde “büüükk Türşiiee” dediğinde aslında Türkiye demek istediğini fark ettik. Her bayrağa tepkisi aynıydı, Makedonya bayrağı da olsa o Türkiye diyordu, dalgalanan ne varsa tepki aynıydı.

Ancak dört yaşına gelince her ikisi de en can alıcı soruları sormaya başlamışlardı “Neden biz buradayız, neden Türkiye uzakta, neden farklı diller konuşuluyor, kim bunlar, biz kimiz?” Bu sorulardan sonra Türkiye’ye karşı bir özlem oluşmaya, başka bir sevgi oluşmaya başladı. Yılda bir kez de olsa Türkiye’ye gelmeleri, herkesle rahat rahat konuşabilmeleri onlara ayrı bir mutluluk katıyordu.

‘ANNE BURADA HERKES TÜRKÇE KONUŞUYOR’

Hatta bir seferinde İstanbul’da alışveriş merkezinde bir çocuk parkındaydık haykırarak “anne burada herkes Türkçe konuşuyor” diye çığlık atmıştı. Etraftan birkaç kadın gülerek “haklı çocuk her yer SUriyeliler ile doldu” dedi.

Düşündüm sonra, bizde bir savaş olsa yine Türkiye’ye göç başlasa, içi Türkiye sevgisi ile dolan çocuğuma “etraf yine Balkanlılarla doldu” mu denilecek. İçim ürperdi. Özellikle geçenlerde intihar eden Suriyeli çocuğun iç dünyasını hangimiz bilebilirdi?

Şöyle bir gerçek var, dışarIdan görünen öyle bir Türkiye var ki, haklı olarak bazen içerİden bunu görmek zor olabilir. Tarihe bakarsanız, Türkiye hangi savaşta olursa olsun, asla sivil halk ve çocuklara karşı silah kullanmamıştır, Balkan harbinde burada yaşanılan zulüm, 2. Cihan Harbi’nde ölen çocuklar, Bosna’da, Kosova’da yaşanılanlar, bugün Filistin’de, Suriye’de çocukların savaşta yaşadıkları, kocaman bir trajedidir.

Bir çocuğun gözünden savaş nasıl bir şeydir hiç merak ettiniz mi? Ülkeyi terk edip kaçmak, sığınmak, gelecek ile ilgili hiç hayal kuramamak, gidilen yerde diğer çocuklarla aynı muameleyi görmemek nasıl bir şey. Yıl 1992, mahallemizde bizi uzaktan izleyen bir çift göz vardı. Yaşıtımızdı ve dilimizi bilmiyordu. Biz ise çat-pat Boşnakça konuşmaya çalışıyorduk. Sarayevo’dan bir anne üç çocuğu ile gelip Üsküp’e sığınmıştı.

TÜRKİYE TÜM ÇOCUKLAR İÇİN UMUT

Çocuk aklımızla savaşı unutturacağız ya Bosnalı kıza, erkekleri tembihliyoruz ‘oyuncak tabanca kullanmasınlar’ diye. Kızı güldürmeye çalışıyoruz. “Baba” kelimesini bilhassa anmamaya gayret ediyoruz. Geçenlerde tam 26 yıl sonra yeniden irtibat kurduk mahallemizin mülteci kızıyla. Şöyle bir cümle kurdu “Çocukluğumla ilgili aklımda kalan tek şey Üsküp oldu. Orada kaldığım o kısacık süre dışında hafızamda bir şey kalmadı çocukluğumdan.”

Türk ordusunun şu anda yaptığı şey, aslında tüm bölgedeki çocuklar için bir umut. Zaman geri dönmüyor. Vatanı korumaya çalışan Mehmetçikler için duadayız hepimiz. Ayağınıza taş değmesin… Âmin!