Çin sedlerinde kaybolan Amerikan stratejileri…

Hiç bir uçak kazası, sadece basit bir kaza değildir. Havayolu taşımacılığı ve trafiği siyasî bir konudur.

Bu yüzden Alman basını Etiyopya’da düşen uçağın haberini verirken fotoğraf olarak Türk Havayolları uçağı resmi kullanır. Almanların, Türk havacılık sektörüne dair yaşadıkları “kuyruk acıları” mâlûm.

Ama bir başka kuyruk kıstırma savaşları Amerika ve Çin arasında yaşanıyor. Üstelik bu savaşta kendi pozisyonumuzu doğal olarak belirleyemediğimizde, biz zararlı çıkıyoruz.

Çin, sessiz sedâsız müthiş bir teknolojik devrim gerçekliştiriyor son 20 yıldır.

Biz çoktan köhneleşmiş, çalışıp çalışmayacağı, çalışsa bile ne derece etkin olacağı tartışılır F35 uçakları ile gündemimizi, sırf “NATO” gibi naftalin kokulu bir “sevda” yüzünden meşgul ederken, Çin’in J-10 uçaklarının özellikleri almış başını gidiyor.

Amerikan derin devleti, ya da bir başka deyişle vatanlarını sevme niyetli, nispeten daha mantıklı bir cenah, Amerikan’ın hızla Ortadoğu’yu terk edip, yükselen Çin “belâsı” ile uğraşması gerektiğini söylüyor.

Trump da zaten bu kanattan destek alarak başkan seçildi, bu yüzden güvenlik politikaları konusunda anlaşıyorlar.

Ancak, Amerikan siyasetini derinden etkileyen lobiler ise, tutkulu bir şekilde “İsrail’in güvenliğine” kafayı taktıklarından Çin meselesini öteleyemeseler de, Amerika’nın bir şekilde Ortadoğu’ya demir atması, atılan bu demirin daha da sağlam olması için uğraşıyorlar. Bu lobilerin güdümündeki medyaları ise bu yüzden Ortadoğu’yu sürekli “tehdit dolu bir bataklık” olarak gösteriyor.

Oysa, Amerika için gerçek tehdit Çin.

Uçak gemisi mi yoksa kuantum/siber silahları mı?

Mesele sadece J-10’lar mı daha iyi uçak, yoksa F-35’ler mi değil.

Çin kuantum bilişimi ve siber saldırı ve güvenlik konularında da Amerika’ya ciddi mânâda kafa tutacak düzeyde artık.

1980’lerin perspektifinden bakarsak bu tarz bir ikileme, mesela Amerika’nın 18 adet uçak gemisine karşı, Çin’in sadece 1 uçak gemisinin olması, Amerika için büyük bir artı gibi gözükür.

Oysa 1980’ler çok ama çok geride kaldı.

Adam akıllı bir siber güvenliğiniz ve hava savunma sisteminiz olduktan sonra Amerika o devasa, hantal uçak gemilerinden kaldırdığı jetleri ile hiç bir halt yiyemez aslında.

Okyanusları kirleten gereksiz dev makinalardan başka bir şey değil uçak gemileri 2020 yılına geldiğimizde.

Amerika da ellerindeki silahların ve teknolojilerin ne kadar köhnediğini iyi biliyor, bu kafa ile ancak Suud’a milyar dolarlık silah satabilirler.

Bu köhneme ve eskime Amerika için ciddi bir güvenlik açığı oluşturuyor ama Amerikan medyasının tek derdi şu aralar, İsrail’e verilen şartsız desteği eleştiren, tesettürlü ilk Amerikan “milletvekili” İlhan Omar’a çamur atmak.

Bu yüzden Çin tehditi Amerika için her geçen gün daha da çetrefil bir hâl alıyor, Amerikan derin devleti Çin seddi gibi kafalarına örülmüş olan “Ne pahasına olursa olsun İsrail’i koruyalım” seddinden kurtulamıyor.

100 sene önce Singapur gibi bir devlet niye “çizildi”?
Elbette bu denklemler kurulurken, İngilizlerin ne düşündüğü de önemli.

Daha doğrusu 100 sene önceden nelere kafayı takıp ona göre hazırlık yaptıklarında yatıyor, işin püf noktası o zira bizce, Amerika her zaman “işlerin ters gittiği bir İngiliz ileri karakoludur”.

Amerikan ordusu ile ilgili haberler veren sitesi stripes.com’un iddiasına göre, ABD hava kuvvetleri önemli bir kısmını Çin’i kuşatmak, çembere almak için Pasifiğe kaydıracakmış. Bu işlem önümüzdeki bir yıl içerisinde gerçekleşiyormuş. Bu iş için Tayland, Avusturalya ve Singapur kullanılacakmış. Ayrıca Filipinler’de bir üssün de kullanılması söz konusu imiş.

ABD ordusu zaten çoktan beridir Çin’e odaklanmak istiyor, stratejileri gereği. Ancak, malum, neo-conlar ve Trump’ın seçilmesi sonrasında tuhaf bir şekilde neo-conların güdümüne giren Demokratlar da Amerika’nın tamamen Ortadoğu’dan çekilmesine karşı.
Böyle haberler okuduğumuzda emperyalizmin babası İngilizlerin ne kadar akıllı bir şekilde Endenozya ve Malezya arasında bir çıban başı gibi “Singapur” diye bir ülkeyi neden icad ettiğini daha iyi anlayabiliyoruz.

Çin’in dünyanın başına belâ olabileceğini, Güney-Asya denizinin önemli olduğunu ve Anglo-Sakson emperyalizminin Malezya veya Endenozya gibi Müslüman ülkelerle işbirliği yapamayacağını o zamandan görmek cidden “şapka çıkartılacak” bir siyasî yetkinlik.

İngilizler 19. yüzyılda masa başında böyle hesaplar yaparken, bizim aşağılık kompleksli sözde aydınlarımız, Cadde-i Kebir’de “üryan avratlar” tiyatro nâmına “sanatlarını” icra eylemek üzere cha-cha dansı “performe” ettikler için “Yaşasın! Artık biz de batılı ve modern olduk” diye seviniyorlardı.

İşte bu yüzden Çin-Amerikan savaşı konusunda doğru pozisyon alamazsak, bunun acısını belki 50 sene sonra bile yaşarız… 