‘Koç başkan Fenerbahçe şampiyon’ tezahüratlarıyla başlayan süreç sarı lacivertlilerin küme düşme hattındaki mücadelesine dönüştü. Fenerbahçe ekonomik olarak da kırmızı alarm seviyesine gelmiş durumda. Akhisar karşısında alınan 3-0’lık mağlubiyet sonrasında takım uçakla değil otobüsle İstanbul’a döndü. Cezanın olumlu, olumsuz olması konusu tartışılır. Ama şu da bir gerçek ki başkan o otobüsün içinde değildi. Bu da “gemiyi ilk kaptan terk etti” eleştirisini beraberinde getiriyor.
Kıyasıya bir mücadelenin yaşandığı 2017-2018 sezonu bittiğinde Fenerbahçe futbol takımı 2 puanla şampiyonluğu kaybetmişti. Aykut Kocaman’ın üzerindeki baskı, Aziz Yıldırım’ın taraftarın gözündeki desteğini yitirmesi, kulüpte toptan bir değişimin habercisiydi. Alınan her kötü sonuçta tribünlerin Ali Koç ismini dillendirmesi ve Koç’un uzun zamandır gelmeyen başarı için tek çare olduğu düşüncesi hem sosyal medyanın hem de taraftarın ortak yorumu haline geldi. Yaz ayında kongre yapıldı ve taraftarın istediği oldu. Ali Koç ezici bir farkla başkanlığı efsane bir isim olan Aziz Yıldırım’ın elinden aldı. Taraftar desteğinin yanına delege desteğini de alan Ali Koç Fenerbahçe’de bir değişim süreci başlattı.
ÖNCE KOCAMAN GİTTİ
Takımın başında; sarı-lacivertli camianın efsane ismi olan ve antrenörlük başarısının yanında 3 Temmuz sürecini yönetme kabiliyetini de gösteren Aykut Kocaman vardı. Ali Koç işe Kocaman ile yolları ayırmakla başladı. Bu kararı taraftar da büyük ölçüde destekliyordu.
Futbol takımının yönetimi için Fransız futbol adamı Damien Comolli, teknik direktörlük görevi için de Phillip Cocu ile anlaşıldı. Fenerbahçeli taraftarlar için her şey istenildiği gibi olmuştu sezona başlanırken. Heyecan doruktaydı. Kaliteli ve genç futbolcular, Avrupa standartlarında futbol oynayan bir takım… Hasret kalınan ve ‘Aziz Yıldırım’ın kişisel egosuna’ takılan başarılar artık gelecekti.
KÜME DÜŞMEME MÜCADELESİ VERİYOR
Ama öyle olmadı. Sezon başında, bir futbol yorumcusu çıkıp televizyon ekranlarında “PSV’yi üç yıl üst üste şampiyon yapan Cocu 10. haftada kovulacak, yardımcı antrenörler casuslukla suçlanacak, Volkan Demirel kadro dışı bırakılacak. Fenerbahçe 15 haftada 14 puan toplayarak küme düşme hattında yer alacak” dese hiç hoş olmayan tepkilerle karşılaşırdı. Muhtemelen bir daha da yayına çıkarılmazdı. Ama durum bu. ‘’Ali Koç başkan Fenerbahçe şampiyon’’ tezahüratlarıyla başlayan süreç sarı lacivertlilerin küme düşme hattındaki mücadelesine dönüştü. Sadece bu da değil. Fenerbahçe ekonomik olarak da kırmızı alarm seviyesine gelmiş durumda. Seçilirken “vizyon” kelimesini en başa koyan ve bu kapsamda vaatlerde bulunan Ali Koç, son yaptığı açıklamalarda Mart ayından sonrasını göremediğinden bahsetti ve ekonomik olarak karanlık bir tablo çizdi. Yapılan sermaye artışları ve kendi şirketlerinin kulübe sponsor yapılmasıyla kısa vadede bir çözüm arayışına giren Koç ve yönetimi, uzun vadede ise henüz bir plan açıklamış değil. Önümüzdeki hafta oynanacak lig maçını kazanma ihtimalini bile konuşamayan yönetim, ekonomik bir öngörüde de bulunamıyor.
GLOBAL OL AMA YERELİ DE BİL
Peki Ali Koç’un ezici bir üstünlükle başkan seçildiği süreçte neden beklentiler karşılanamadı? Aslında basit bir örnekle bu konu üzerinden bir yorum yapabiliriz. Fenerbahçeli futbolcular Volkan Demirel, Aatif ve Dirar’ın kadro dışı kalması sürecinde Ali Koç, FB TV’ye çıkmış ve konunun nedenlerini anlatmıştı. Kendisine gelen raporlara göre açıklamalarda bulunan Koç, soyunma odasındaki bir halıdan bahsetmişti. Koç, ekibinden bir kişinin ‘halının burada ne işi var?’ sorusuna karşılık hocanın halıya sarılacağının söylendiğini belirtmişti. Ancak bilinmeyen bir şey vardı ki o da o halının Aatif’in namaz kılmak için yere serdiği seccadesi olduğuydu. Yani durum şu ki Ali Koç, global kişileri ekibine almış olabilir ancak yereli bilen insanları tercih etmeyerek belki de futbol takımındaki karanlık tabloya davetiye çıkarmış oldu.
GEMİYİ İLK KAPTAN TERK ETTİ
Manisa’da yaşananlara da değinelim… Akhisar karşısında alınan 3-0’lık mağlubiyet sonrasında soyunma odasına bu sezon ikinci kez giren Ali Koç, takımın uçakla değil otobüsle İstanbul’a döneceğini söyledi. Cezanın olumlu, olumsuz olması konusu tartışılır. Ama şu da bir gerçek ki başkan o otobüsün içinde değildi. Bu da “gemiyi ilk kaptan terk etti” eleştirisini beraberinde getiriyor.
FUTBOL ENDÜSTRİSİ FENERBAHÇE DİNLEMEZ
Taraftarın dediğini yapmak bazen kulağa güzel gelir, alkıştan geçilmez ortalık. ‘Büyük başkan’ olmanın yoludur taraftarın gönlüne girmek. Ancak başarısızlıklarda hiçbir taraftar suçlanmaz. Hiçbir taraftar da sorumluluk almaz. Mesuliyet işin başındaki adamdadır. Sezon başında akla mantığa en yatkın olan, belki de Ali Koç’un kendi fikrinde olduğu gibi Aykut Kocaman’la başlayan bir sezonda Fenerbahçe şu anda zirve yarışının içinde olabilirdi. Ama taraftar değişim istiyordu. 1-0 biten maçlardan sıkılmıştı. Artık önüne gelene 5 atma zamanı gelmişti tribünler için. Hali hazırda bağımsız denetim kuruluşlarının ‘borca batıklık’ raporları verdiği mali yapıda, takım içerisinde ciddi değişimlere kalkışmak ve bunda başarısız olmak kulübün yarınlarını da tehlikeye sokmuş durumda. Şimdi, ‘taraftar bu sevdadan vazgeçsin’ denilen Ersun Yanal’ın takımı kurtarması bekleniyor. Ancak o da geldiği zaman transfer talep edecek, bazı isimlerin gitmesini isteyecek. Yani sarı lacivertliler filmi bir kez daha başa saracak ve başarı yine gelmediği takdirde camianın elinde kocaman bir çaresizlik duygusu kalacak. Futbol endüstrinde denklem şudur: Sportif başarı ekonomik başarıyı getirir. Ekonomisi iyi yönetilmeyen kulüpler sportif başarıyı da sağlayamazlar. Yakın yıllardan çok net örnekler var; Gaziantepspor, Samsunspor, Kocaelispor, Sakaryaspor, Orduspor ve daha birçok köklü, çok sayıda başarı elde etmiş kulüp. Hepsi de kötü ekonomi ve kulüp yönetimi ile ortak bir kaderde buluştular.
Fenerbahçe için de “küme düşer mi” tartışmasından çok “ekonomik olarak batar mı” sorusuna yanıt aranacak günlere doğru gidiyoruz.