Güvenlik uzun yıllardan beri Latin Amerika’nın en büyük sorunlardan birisi. Güvenlik sektörü ile yolsuzluk, siyasi iltimas ve yer yer suç çetelerinin işbirliği yaptığı her zaman için hem konuşulan hem de çoğunun tecrübe ettiği bir gerçek. Fakat tüm dünyada olduğu gibi Latin Amerika’nın güvenlik sorunları azalmak yerine her geçen gün daha da artıyor.
Güvenlik deyince elbette ilk olarak kıtada narkotrafik suçlarla mücadele aklımıza gelmektedir. Narkotrafik meselesi Bolivya’dan başlayarak ABD’ye kadar uzanan tüm kuzey ülkelerini kapsamaktadır. Bu sorun yarattığı ciddi ekonomik kaynak, mafyaların tekelleşmesi ve iş mücadelesi, ve en önemlisi insan ve toplum sağlığına verdiği zararlar nedeniyle üzerine düşünülmesi gereken çok boyutlu bir mesele haline gelmiştir. 1970’lerde çok küçük bir sorun olan narkotrafik artık bugün kıtanın bir numaralı sorunu haline gelmiştir. Bu çerçevede özellikle ülkeler arası kurslar, eğitim programları düzenlenmektedir. Hatta Kolombiya’nın öncülüğünde bu konuda bir uluslararası eğitim merkezi bile inşa edilmiştir. Kıtanın narkotrafik ile mücadelesini geçmişten günümüze değerlendirenler kıtanın hem başarılı hem de başarısız olduğunu söylemektedirler. Pablo Escobar gibi, devlete meydan okuyan güçlü kartellerin artık olmamasını başarı sayan bazı uzmanlara göre, iletişim sayesinde artık kokain üretiminin çok kolayca öğrenilebilmesi dolayısıyla ister istemez bu meselenin yaygınlaştığı ayrıca kabul edilmektedir. Önceden sadece belirli kişilerin sahip olduğu know-how artık youtube sayesinde çok kolayca elde edilebilmektedir.
Özellikle kullanılan farklı üretim maddelerini değiştirebilme ve hatta geliştirebilme son dönemlerde narkotrafikçilerin geldikleri ilerlemeyi göstermektedir. İşte bu tür hızlı gelişmeleri yakın takip etmek için güvenlik sektöründen belirli birimler sadece bu konuya yoğunlaşmaktadır. Bugün için Latin Amerika’da kokainin ham maddesi olan 43 farklı bitki türü tespit edilmiştir. Bu ve yeni bitki türlerini yakından takip için polis teşkilatları dağlarda tabiri caizse bir araştırma merkezi kurmuştur. Orada bitkilerin yetişmesini yakın takip etmek, üretimde kullanılan son teknolojileri kullanmak ve nasıl mücadele edileceğiyle alakalı doğrudan birinci elden sonuçlara ulaşmak artık güvenlikçilerin yaptığı sıradan bir şey. Bu minvalde Kolombiya polis teşkilatı tarafından organize edilen bir seyahate davet edilmemiz dolayısıyla bu tür gelişmeleri yakından görmüş olduk. Arazinin genişliği ve polis teşkilatının kurduğu araştırma merkezi gerçekten beklenenin çok çok ötesindeydi. Son dönemde özellikle narkotrafikçiler denizaltının çok daha sıklıkla Amerika ve diğer yerlere kokain taşımak için kullanıyorlarmış. Bir deniz altının maliyeti yaklaşık 2 milyon dolar civarında, fakat o denizaltı eğer bir tur yapabilirse denizaltının yapım maliyetini rahatlıkla çıkabiliyormuş. Denizaltı teknolojinin çok kolay olmadığı ve narkotrafikçilerin bunu kimlere yaptırdığını sorunca ise aldığımız cevap genellikle Ruslar olmaktadır. Kıtadaki know-how insanı teknoloji bilgi birikimi anlamında Ruslardan gelmesine rağmen, silah ticareti ve farklı grupların eğitimi konusunda İsrailli eski emekli askerlerin olduğu da dillendirilmektedir.
Kıtadaki narkotrafik meselesi aslında kirli iş yapmak isteyen bütün grupların kazandığı bir oyun alanına dönüşmüş durumdadır. Kimisi tecrübesini, kimisi silahını, kimisi ise bizatihi işi yöneterek bu işten ciddi şekilde paralar kazanmaktadırlar. Latin halkının genel yaklaşımı ise bu işin artık yasallaştırılıp daha kontrollü hale getirilmesi yönündedir. Devletin vergi alabildiği, kontrolünü yapabildiği ve aynı zamanda sağlık sektöründe bu bitkinin kullanımı için çalışmalar yapılabilmesi artık açıkça tartışılan konulardan olup, önümüzdeki dönemde narkotrafik meselesinde ciddi kararlar alınması gerekir.
Köylerde yaşayan halkın narkotrafik meselelerine dahli ürettiği bitkiden dolayı kazandığı çok küçük bir miktardan gelmektedir. Bir hektarlık bir alandan yaklaşık iki ham pasta çıkarabilen köylüler için bundan alacakları gelir ancak 700 dolar civarında iken, aynı ürünün ham madde haline getirilip Amerika’ya taşınması sonucu aynı ürünün ederi yaklaşık 100 bin dolar civarında olmaktadır. Dolayısıyla narkotrafikten en çok para kazananlar bu maddeyi alıcılara taşıyanlar olup, üreticilerin bu işten gelirleri bilindiğinin aksine çok düşüktür.
Kıtada kırsal reformun tartışıldığı ve uygulanmaya çalışıldığı birçok platform önceden kokain üretmiş köylülerin suçlu olup olmadığı yer yer tartışılan bir meseledir. Bir çok uzmana göre köylüler sadece ekonomik anlamda hayatta kalmak için bu yapmakta ve ürettikleri pasta sağlığa zararlı değildir. Kimileri ise alternatif bir tarımsal üretim köylülere verilmeden onları suçlamanın anlamsız olduğunu söylemektedir. Bugün için bu konuda kesin bir kazanmış bakış açısı olmamasına rağmen, narkotrafik meselesi artık bir çok meselesinin merkezine oturmuş durumdadır. Kırsal kalkınmadan toplumsal katılıma, gelir dağılımından siyasetin finansmanına kadar birçok konu kıtada doğrudan narkotrafik meselesiyle yakından alakalıdır. Önümüzdeki dönem bu konuda çok ilginç tartışmalara gebe.