Dünyada Müslümanların örgütlü ve koordineli bir şekilde çalışmaları her zaman için en ideal ve sağlıklı olandır. Özellikle Latin Amerika gibi Müslümanların azınlık olduğu yerlerde bu tür örgütlü yapıların önemi hem temsil açısından hem de Müslüman kimliğini ayakta tutmak için ayrı bir öneme sahiptir.
Latin Amerika’da yaklaşık kıta nüfusunun %1’ine denk gelen yaklaşık 5-6 milyon civarında Müslümanın yaşadığı tahmin edilmektedir. Her ne kadar kıtadaki Müslümanların sayısının arttığını son dönemde bölgede yaptığımız gözlemlerle tespit etmiş olsak da, bu konuda herhangi bir kayıt olmadığı için net bir şey söylemek zordur.
Latin Amerika’da temel olarak üç ana İslami yapılanma var olup bunların hepsinin kendisine has bir ajandası vardır. Bunlardan iki tanesi Brezilya’da diğeri ise Arjantin’dedir. Güney Amerika’nın kuzey kısmında ise yerel örgütlenmeler dışında kıtasal bir örgütlenme yoktur.
Brezilya’daki iki İslami örgütlenme FAMBRAS ve CIDAL’dir. Kısaca açılımlarıyla ifade edersek FAMBRAS Brezilya Müslüman Dernekler Federasyonu’nun Portekizce kısaltılmasını, CIDAL ise Latin Amerika ve Karayipler için İslami Yayma Merkezi’nin kısaltılmış halidir.
FAMBRAS 1979 yılında kurulmuş olup şu an itibariyle kendi ifadelerine göre 37 tane cami inşa etmişler ya da katkıda bulunmuşlardır. İslam’ın daha iyi anlaşılması için çalışan bu yapılanma daha çok Kuveyt’e yakın olup, siyasi angajmanlarını bu çerçevede düzenlemektedir. Brezilya siyasetinde ise şu anki cumhurbaşkanı Michel Temer’e yakındırlar.
CIDAL ise 1980’lerin ortalarına doğru kurulmuş bir yapılanma olup her yıl Uluslararası Latin Amerika Karayip Müslümanları kongresi düzenlenmektedir. 29.su 19-21 Ağustos 2016 tarihinde Sao Paulo’da yapılan bu kongre kıtadaki bütün Müslüman liderlerin bir araya geldiği bir forum olup kıtadaki çalışmaları ve işbirliği imkanlarını tartışmaktadır. CİDAL kıtada Suudi Arabistan’a yakın bir kuruluş olup, yönetiminin özellikle Suudi kraliyet ailesi ile yakın ilişkisi bulunmaktadır. Brezilya siyasetinde ise eski Cumhurbaşkanı Lula ile yakın temas halindedir.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires’teki İslami yapılanma olan Latin Amerika ve Karayipler içi İslami Örgütlenme/Yapılanma (OIPAL), 1990’ların ortalarından beri aktif olup iki binli yılların başından beri CIDAL’ın yaptığına benzer şekilde kıtadaki Müslümanların bir araya geldiği toplantılar düzenlemektedir. OIPAL’ın da körfez ülkeleriyle çok yakın temasta olduğu kıtadaki Müslümanlar tarafından bilinmektedir. OIPAL yönetimi ayrıca Arjantinli olan Papa Francisco ile yakın temas halinde olup kıtada dini diyalog söylemine yatkındır.
Bu yapılanmaların dışında son yıllarda Meksika’da bir şekilde yine Körfez sermayesinin desteğiyle sadece Latin Amerika’da İslam’a geçen kadınların davet edildiği bir toplantı düzenlenmektedir. Bu toplantıda temel olarak İslam’a geçen kadınların sorunları, evlilik, çocuk yetiştirme, İslam’a geçmeleri sonrası yaşadıkları zorluklar ve ortak tebliğ çalışmaları konuşulmak ve tartışılmaktadır.
Bu Sünni yapılanmaların dışında, 2005’ten sonra Latin Amerika’ya ilgisini artıran İran kıtada Şiiliği yaymak adına çeşitli yerlerde küçük çaplı Şii mescitleri açtırmıştır. Özellikle bazı kişileri İran’a götürerek orada eğitim veren İran, Latin Amerika’da istediği şekilde bir dini etkiyi sağlayamamıştır. Bunun üzerinde biraz daha pasif bir propaganda stiline geçen İran, bölgede kendi imajı ve politikasını ya satın aldığı gazeteci ve yazarlar üzerinden kurmaya çalışmakta ya da İspanyolca yayın yapan Hispan TV üzerinden oluşturmaya çalışmaktadır. İran kıtadaki faaliyetlerini daha çok elçilikler üzerinden yürütmektedir.
Latin Amerika’da hangi yapılanmanın kime yakın olduğu ilgili yapılanmanın kimin tarafından finanse edildiğiyle yakından alakalıdır. Doğal olarak ilgili yapılanma Ortadoğu’ya bakışını ve İslami tebliğ çalışmalarını yakın olduğu ülkenin genel politikasına paralel olarak yürütmektedir. Latin Amerika’daki İslami bir yapılanmanın içinde olmak ciddi bir dava adamı olmaktan öte aslında bir prestij meselesi olarak görülmektedir. İşte bu yüzden bu üç ana yapılanmanın arasında ciddi anlamda bir ilişkiden söz etmek zor olup, aksine aynı arazide top koşturmalarına rağmen özellikle üst yönetimleri arasındaki ilişki ve işbirliği son derece zayıftır.
Fakat bu üç İslami yapılanmanın kıtada İslami literatürün oluşmasına ciddi katkı verdiklerini belirtmek gerekir. İspanyolca ve Portekizce İslami literatürün neredeyse olmadığı gerçeği dikkate alındığından Arapçadan çevrilen dini kitaplar çok önemlidir.
Latin Amerika’daki bu dini yapılanmaların hepsinin Araplar tarafından kontrol edildiğini özellikle vurgulamak isterim. İslam’a yeni giren Latinler bu tür yapılanmalarda kendilerini bulamamaktadırlar. Türkiye’den Diyanet’in Latin Amerika açılımı çerçevesinde bir yeni ve “Latino” yapılanmaya destek vermesi konusundaki yaklaşımını bilmemekle beraber, Türkiye’nin artık bu tür ince politikalar üretecek şekilde Latin Amerika’ya bakması bir ihtiyaç haline gelmiştir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken husus, diğer örgütlenmelere alternatif kurmak değil, aksine onların hepsiyle geçişken bir şekilde ilişki kurabilecek ve kıtadaki ve dünyadaki dini gelişmeleri geniş bir perspektiften yorumlayabilecek bir yapılanma olması gerekir. Kıtadaki dengeler dikkate alınınca bu yapılanmanın Brezilya ya da Arjantin’de olması pozitif değil ters etki yapacaktır. Kolombiya-Ekvador hattı bu tür bir yeni yapılanma için ideal olup, Diyanet eğer Latin Amerika konusunda ciddiyse Kolombiya’ya bir temsilcilik açarak bunun altyapısının oluşturması gerekir.