ABD Başkanı Trump’ı gündemde tutan ilk şey “twitter siyaseti” gibi gözükse de o şöhretini uyguladığı yaptırımlara borçlu. ABD’nin bir Avrupa ülkesine ilk kez yaptırım tehdidinde bulundu demek pek de yanlış olmaz. Bu tehdit, geçen hafta Vilborg’ten başlayıp Narva Körfezi, Baltık Denizinde devam ederek Almanya Greifswald’a ulaşacak olan “Kuzey Akım 2 projesi” üzerinden yapıldı. ABD’nin Berlin Büyükelçisi Richard Grenell, inşası süren projede bulunan Alman firmalarını yaptırımla tehdit etti. ABD Başkanı Trump geçen yıl Almanya’nın, Rus enerji kaynaklarına bağımlı olduğunu ve “Moskova’nın esiri” olduğunu söylemiş, projeyi durdurma çağrısında bulunmuştu.
Büyükelçi Grenell Alman firmalarına yazdığı mektupta “Amerika’nın Yaptırımlar Aracılığıyla Düşmanlarla Mücadele Yasası” (CAATSA) kapsamında cezalandırılabileceği ifade edilirken, yaptırım uyarılarının Washington’un Avrupa’nın enerji güvenliği ve Rus gazının Ukrayna’dan transiti endişelerinden kaynaklandığını belirtilmişti. Avrupa Birliği de Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattına inşa sürecinde itiraz etmiş ama Almanya projeyi yürütmüştü. Polonya, Slovakya ve Ukrayna gibi Doğu Avrupa ülkeleri, aldıkları yıllık transit ücretini kaybetmek istememesinden dolayı projenin yürütülmesine itiraz ettiği haberleri geçen sene medyada genişçe yer almıştı.
Avrupa’nın dünya ekonomisinden aldığı pay küçülürken, Avrupa ülkeleri arasında boru hatlarının çeşitlendirilmesi enerji fiyatlarını rekabetçi seviyede tutuyor. Bu durum, Avrupa ülkelerini uygun fiyatlı enerji alternatiflerine yönlendiriyor.
UKRAYNA ÜSTÜNLÜĞÜNÜ KAYBEDECEK
SETA Enerji Direktörlüğü araştırmacısı Yunus Furuncu Rusya’dan Almanya’ya doğal gaz ulaştıracak olan Kuzey Akım 2 projesinin Rusya’ya olan bağımlılığı artırdığını söylüyor. Almanya’nın doğal gaz konusunda alternatif olarak Norveç ve Hollanda’dan gaz aldığını fakat bu ülkelerden alınan gazın, Almanya’nın tüm tüketimini karşılama konusunda yeterli olmadığını vurguluyor. “Özellikle Norveç doğal gaz üretiminin düşecek olması ve Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacının gelecek 20 yıl içinde artacak olması, başta Almanya olmak üzere diğer Avrupa devletlerinin yeni kaynaklar ve rotalar bulmalarını zorunlu kılıyor. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak başka ülkelerden veya en yakın tedarikçisi olan Rusya’dan tüketimini karşılamak için doğal gaz ithal etmek durumunda.”
Yunus Furuncu, AB’nin kabul ettiği üçüncü enerji paketine göre enerjide tekelleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini belirtirken, “Bazı AB ülkeleri, Kuzey Akım 2 projesinin Rusya’ya olan bağımlılığı arttıracağı gerekçesiyle tartışma başlatıyor ve karşı çıkıyor. Özellikle bu projenin Ukrayna’yı Rusya’nın Avrupa’ya ulaştırdığı doğal gaz rotasını bypass edeceğini söyleyenler var. Ayrıca Ukrayna’nın doğal gaz rotası öneminin azalacağı belirtiliyor. Bu durumdan Ukrayna’nın, Rusya’ya karşı elde ettiği doğal gaz rotası üstünlüğünü kaybedeceği anlaşılıyor” diyor.
Gazprom, Uniper, Wintershall, Engie, OMV ve Shell’in gibi firmaların bu proje ortaklığından dolayı yaptırıma uğrayacakları tartışmasının sürdüğünü ifade ediyor Furuncu. ABD yaptırımının zor olduğunu belirten uzmanların da “ABD kendi doğal gazını Avrupa’ya satmak için baskı yapıyor” dediğini aktarıyor. “ABD’de kaya gazı devrimi meydana geldi, doğal gaz üretiminde önemli bir artış kaydeden ABD, bir zamanlar doğal gaz ithalatçısıyken şu an doğal gaz ihracatçısı konumuna yükseldi. ABD’de doğal gaz üretiminde artış devam ettiği için ülkenin yeni LNG müşterine ihtiyacı olacağı anlaşılıyor.”
ALMANYA ENERJİ GÜVENLİĞİ İSTİYOR
Almanya enerji güvenliğinden dolayı Kuzey Akım 2 projesini gerçekleştirmek istediğini söyleyen Furuncu, ABD başkanı Trump’ın Almanya’ya “Rusya’ya karşı sizi biz koruyoruz onların doğal gazını değil bizim doğal gazımızı alın” çıkışının olumlu bir karşılık bulmadığını ifade ediyor.
AB için enerji ihtiyacını karşılamak için önünde LNG ve Rusya gazı seçeneği bulunduğunu, her iki seçeneğin de işletildiğinin altını çiziyor Furuncu. “AB’nin 20 yıl içinde 120 milyar metreküpe yakın doğal gaza ihtiyacı bulunuyor. AB ya LNG sistemine büyük yatırım yaparak doğal gazı LNG olarak biraz daha pahalıya ithal edecek, ya da en uygun rota olan Rusya’dan ihtiyacını giderecek. Aslında her iki durumda da ilerleme kaydediliyor. Bir yandan Kuzey Akım 2, TürkAkım, TAP projeleri ile ülkeler arası doğal gaz alım anlaşmaları imzalanırken diğer yandan Avrupa’da LNG alım terminallerinin sayısı artıyor. Almanların da LNG fiyatlarının yüksek olması nedeniyle bu duruma karşı çıktığı biliniyor.”
Kömür kullanımını düşürme politikasıyla enerji tüketimi daha da artacak olan Almanya’nın alınacak Rus doğal gazıyla azaltılacağını söyleyen Furuncu, projenin risklerinden ise şöyle bahsediyor, “Özellikle Rusya’ya bağımlılık oranı yaklaşık yüzde 35 civarında olan Almanya’nın bu oranı daha da artacak. Almanların Rusya ile olan ilişkileri daha hassas bir konuma yükselecek ve bu durum uluslararası arenada kendini gösterecek. Ayrıca ABD’nin yaptırım uygulaması durumunda ABD-Almanya ilişkilerinin şimdikinden daha kötü bir duruma gelecek gibi görünüyor. Ancak ABD’nin yaptırım açıklaması projenin durdurulmasını amaçlıyor. Yaptırımın uygulaması pek kolaymış gibi durmuyor.”