Vatandaş oyunu istikrara verecek

Türkiye 16 Nisan’da tarihi referanduma hazırlanırken Gerçek Hayat dergisi için seçmenin nabzını tuttuk. Türkiye’nin dört bir yanında bir araya geldiğimiz seçmenler, referandumla ilgili görüşlerini paylaştı. Kimisi ‘Evet’ kimisi ‘Hayır’ diyor, elbette kararsızlar da var ancak hemen hemen herkes Avrupa’nın müdahil olma çabalarını hoş karşılamıyor.

Sistemin özü anlatılsın

Farklı şehirlerde farklı görüşlerden yüzlerce vatandaşımızla referandumu konuştuk. ‘Evet’ diyenler özellikle istikrarın sürmesini, ülkenin gelişmesini gerekçe gösteriyor. Çatışan değil, çalışan iktidar vurgusu yapıyor. Son 12 yılda yapılan hizmetleri gelecekte daha iyilerinin yapılması için teminat olarak görüyorlar. ‘Hayır’ diyenler ise yönetimin denetimsiz olacağını öne sürüyor. Çift başlı parlamenter sistemin neden olduğu koalisyon dönemlerini eleştirip tek başlılığı savunuyorlar. Ancak kontrol edilemeyen yönetim olmamalı vurgusu yapılıyor. AK Parti’ye hiç oy vermemiş seçmenlerde bile Erdoğan’dan başkan olur ama ya ondan sonra kötü biri başa gelirse, bu kadar yetkilerle ülkeyi felakete sürükleyebilir tedirginliği hakim.

Eski Türkiye alıntıları iknada yetersiz 

Kararsızlar ise ince eleyip sık dokuyor. Farklı kesimlerin yorumlarını okuyor. Ancak Cumhurbaşkanlığı sisteminin, sürekli eski Türkiye üzerinden anlatılması iknada zayıf kalıyor. Geçmişteki yağ, tüp, ilaç kuyruklarından ziyade yeni sistemin özünün anlatılması gerektiğini savunan vatandaşlar bilgilendirme eksikliğinden şikayetçi. 2010 referandumunda ‘Evet’ için her gün kapısının çalındığını, bu seçimde muhatap bulmakta zorlandıklarını belirtiyor. Kararsızların çoğu da geçmişte sağ partilere oy vermiş kişiler. Devlet sistemini partiler üstü gördüklerinden daha detaycı bakıyorlar. Kafa karışıklığı giderilmeden sandığa gitmeye de sıcak bakmıyorlar. Kısacası hangi kesim daha etkin olursa ona göre oy atacaklar.

Bir evde bile 2 kadın olmaz 

Bazı vatandaşlarımızın referandumla ilgili görüşleri şu şekilde;

Bursalı Saniye Erdemir, “Cumhurbaşkanlığı sisteminde en çok beğendiğim nokta tek başlı iktidarın olacak olması. Düşünün bir adamın başında 2 kadın olsa o ev ne olur? Eş ile kaynana bile aynı evde ortak bir düzen sağlayamazken, her ne kadar kendi adamın da olsa, devlet yönetimde ortak bir düzen kurulamaz. O yüzden bir evin tek patronu olması gibi bir devletin de tek yöneticisinin olmasını destekliyorum” sözleriyle düşüncesini anlatıyor.

Yerli ve Milli imkanlar artacak

Esenlerli Bahattin Damar, koalisyonlardan yakınanlardan:  “Türkiye, bir partinin tek başına iktidar olduğu dönemlerde başarılı olmuştur. Menderes, Özal ve Erdoğan dönemleri buna örnektir. Eğer darbe olmasaydı Erbakan da çok iyi hizmet ederdi. Koalisyonlar ise bizi hep geriye götürdü. Türkiye’yi kalkındıran Marmaray, Şehir Hastaneleri, savunma ve teknolojide yerli ve milli payın artması gibi projeler son yıllarda yapıldı. Mega projelerin devam etmesi, ülkenin daha çok kalkınması, kendi ayakları üstünde duran bir Türkiye için ‘Evet’ diyeceğim.”

Yönetimin şeffaflığı önemli 

Kadıköylü Davut Aksoy, “Başkanlık sistemini beğeniyorum. Ancak kendi kabinesini kuran ve 5 yıl görevde kalan bir Cumhurbaşkanı ve ekibi keyfi uygulamalar yapar mı? Sonuçta yine sandıkta millete hesap verecekler biliyorum. Ama devletin bazı kararları ve harcamaları gizli tutuluyor. Yeni sistemde yönetim ne kadar şeffaf olacak benim için soru işareti. O yüzden şimdilik kararsızım” diyor.

En büyük devrimci Erdoğan

Eminönü’nde sorularımızı cevaplayan Gürbüz Akkılıç, “Eski Dev-Sol’culardandım. 80 darbesinde Almanya’ya gittim. 30 sene gidip-geldim. Türkiye’de yaşayıp solcu olarak devlete isyan etmek kolay. Ancak yurt dışına gittiğinizde devletinizin güçlü olmasının ne demek olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Almanlar eskiden Türkleri önemsemez ezik görürdü. Şimdi Türkler daha dik ve güçlü. Çünkü ana vatanlarındaki yönetim de öyle. Solcular kendine halkçı, devrimci diyor ama en büyük halkçı ve devrimci Erdoğan’dır. Türkiye’yi nerden nereye getirdi. Benim tercihim evet” diyor.

Sistemi iyice anlamadık

Kadıköylü Dener Yücel, “Parlamenter sistem yerine Başkanlığı destekliyorum. Ancak Cumhurbaşkanının denetlenmesi noktasında ciddi kaygılarım var. Alınan kararların etkisini, devletin gelir-gider dengesini kim denetleyecek. Esasında sistem nasıl işleyecek? Bu sorulara doyurucu cevap bulamadım. O nedenle Hayır demeyi düşünüyorum” diyor.

CHP’liyim ama tercihim ‘evet’ 

Eminönü’nde referandumla ilgili görüşlerini paylaşan Hacı Doğan, “2000-2004 arası Fransa’da yaşadım. Başkanlık sistemi Avrupa’da ve bazı gelişmiş ülkelerde de var. Avrupa’da bir proje hazırlandığında tüm kurumlar katkı veriyor. Çünkü sistemi bu şekilde kurmuşlar. Türkiye’de ise kurumlar birbiriyle didişiyor. Türkiye’nin gelişmesinin önünü açmak için ‘Evet’ diyeceğim” yorumunu yapıyor. Temel Koçkaya ise, “Geçmişte Ecevit’e, CHP’ye oy verdim. Referandumda da ‘Hayır’ diyecektim ama yeni sistemin Türkiye için daha iyi olacağına ikna oldum ve ‘Evet’ diyeceğim” şeklinde konuşuyor.

Yeni sistem daha net anlatılmalı

Kadıköy’de bir araya geldiğimiz üniversite öğrencisi Mert Üzüm, “Sağ partilere oy vermiş seçmen olarak referandumda kararsızım. Yeni sistem hep Eski Türkiye üzerinden anlatılıyor. Geçin artık bunları. Sistemin özü ve işleyişi anlatılsın. Halihazırdaki ne gibi sorunlarımıza çözüm olacak? Aynı cümleler etrafında dönen açıklamalar yerine anlaşılır bir dil kullanılmalı” önerisinde bulunuyor. Gökhan Koçak ise, “Yürütmenin tek başlı olmasını destekliyorum. Ancak Cumhurbaşkanlığı sisteminin ardından şunlar gelecek diye çok ağır iddalar var? Eyaletlere bölünme, totaliter rejim, astığım astık kestiğim kestik gibi iddialar sadece birkaçı. Hala emin olmadığım için sandığa gitmeyi düşünmüyorum” diyor.

Ekonomiye olumlu yansır 

Pendikli Sercan Kıraç ise şunları söylüyor: “Pendik’te esnaflık yapıyorum. Bizim için önemli olan piyasanın hareketlenmesi. Onun için de ekonominin güçlü olması gerekiyor. Ekonomi ile siyaset de birbirini doğrudan etkileyen iki unsur. Yeni sistemle koalisyonların bitmesi, yürütmenin tek başlı işlemesiyle ekonomik kalkınma hızlanacağı için ‘Evet’ diyeceğim.”

Avrupa’nın maskesi düştü

Avrupa’nın alenen Hayır kampanyası yürütmesi vatandaşlardan büyük tepki çekiyor. Bursalı Reşit Çelik, “Avrupa’nın maskesi düştü. Açıkça ‘Hayır’ cephesinde saf tutuyorlar. Biz de onların karşısındayız. Bugüne kadar istediklerini iktidara getirdiler, milletin seçtiklerine de darbe yaptılar. Yeni sistemle artık bu devirler kapanacak” değerlendirmesinde bulunuyor. Rıza Işık ise, “Avrupa’nın ‘Hayır’ dediğinde hayır yoktur. Devlet yönetiminde sürekli istikrar olsun istiyoruz. İstikrar olsun ki yatırım artsın, millete iş kapısı açılsın” diye konuşuyor.

Cumhurbaşkanımıza güveniyoruz.

Bağcılarlı Tülay Şahin, “Tek vatan, tek devlet, tek millet, tek bayrak ülküsünü desteklediğimiz için evet diyoruz. Cumhurbaşkanımıza güveniyoruz. Hayır diyenlere baktığımızda ‘Evet’ demenin önemini daha iyi görüyoruz” derken Kübra Duran, “Avrupa’nın Hayır’ı desteklemesi bile o safta yer almamak için geçerli sebeplerden biri. Bugüne kadar hiçbir faydalarını görmedik. Cumhurbaşkanlığı sistemi de bu ülke için faydalı olacağı için karşı çıkıyorlar” yorumunda bulunuyor. Halime Çölbay ise, “Sadece Avrupa değil, PKK, FETÖ gibi terör örgütleri de Hayır diyor. Ülkemizin bölünmesini hedefleyenlerin çıkarlarına hizmet etmeyiz. Bu yüzden ‘Evet’ diyorum” diyor.

Benzer konular