Türkiye’ye güvenip çekiliyorlar

İdlib’teki gruplar tayin edici silahlarını, yani menzili 20 kilometreyi geçen silahlarını devriye bölgesi dışına çekmeye başladı. Bölgede ağır silah olarak Suriye rejiminden ele geçirilenler var. Bunların sayısı da çok büyük rakamlar değil. Grupların az sayıda tank, füze çeşitleri ve hafif roketatarları bulunuyor. MUHALİF grupların hepsi tayin edici silahların tahliyesi konusunda mutabık ancak sadece türkiye’ye güvendiklerini ve rusya’nın garantörlüğünü kabul etmediklerini söylüyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’in 17 Eylül’de Soçi’de imzaladığı İdlib Mutabakatı’nın şartlarının yerine getirilmesi için belirlenen sürenin sonuna doğru geliniyor. Mutabakata göre İdlib’in etrafında Suriye ordusu ile silahlı grupları ayıran 15-20 kilometrelik silahsızlandırılmış bir bölge oluşturulacak, 10 Ekim’e kadar tank, roketatar, top ve havan gibi ağır silahlar bu bölgeden çekilecek, 15 Ekim’e kadar ise radikal gruplar silahsızlandırılmış bölgeden çıkacak. Burada geçen ‘’silahsızlandırma’’ ifadesi 20 kilometre menzili aşan “tayin edici güç” olarak belirtilen silahların menzil dışına çekilmesini ifade ediyor. Bunun haricinde hafif ve ağır makineli silahların teslimi söz konusu olmayacak.

80 BİN SİLAHLI GÜÇ VAR

İdlib şu anda bölgede stratejik bir konumda. Özellikle Suriye rejimi ile itikadi bir savaş veren gruplar burada bulunuyor. Saha gruplar ve sivil yönetim olarak ikiye ayrılıyor. Sivil yönetim İdlib merkezinde bulunan ‘’İdlib Enkaz Hükümeti’’ tarafından, kırsalda bulunan köy ve kasabalar ise ‘’Mahalli Meclis’’ tarafından yönetiliyor. Rakamsal veriler yaklaşık 80 bin silahlı gücün şu anda İdlib kent merkezi ve İdlib’in doğusu olan batı Halep kırsalı, kentin güneyi ve güneybatısı olan Hama kırsalı ve güneyde bulunan Lazkiye kırsalında bulunduğunu işaret ediyor.

HER GRUP KENDİ BÖLGESİNİ KORUYOR

Bu bölgelerde bir çatı örgüt altında mücadele edilmiyor. Her grup kendi bulunduğu sahayı koruyor. Şu anda Heyet-i Tahrir-uş Şam, İdlib kent merkezi ve çevresindeki 60 kilometre mesafedeki alanda bulunuyor. Ahrar-uş Şam, Hama kırsalındaki Gap ovası ve yakın noktada bulunan Eriha bölgelerinde yer alıyor. Nureddin Zengi hareketi ise Halep ile İdlib arasındaki kırsal bölgede konuşlanmış durumda. Hurras El Din grubu ise İdlib’in güneyinde cephe hattında varlığını, Ceyş-ül İzze grubu da aynı şekilde İdlib’in güney bölgelerinde faaliyetlerini sürdürüyor. Bunun haricinde kentin kuzey bölgelerinde ise Türkiye’nin teşvikleriyle oluşturulan Ulusal Kurtuluş Cephesi grupları bulunuyor.
Şubat ayında Ahrar-uş Şam ile Nureddin Zengi hareketi arasında bir çatı örgüt kuruldu. Bu siyasi bir birleşme olarak varlığını sürdüren bir ittifak. İki grubun askeri olarak birleşmesi coğrafi açıdan çok mümkün değil.
Saha içerisinde 60 bin Suriyeli muhalifin yanı sıra 20 bin civarı da yabancı savaşçının olduğu tahmin ediliyor.

RADİKAL GRUPLAR ÇIKMAYA BAŞLADI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulu için Amerika’dayken Reuters’e verdiği röportajda radikal grupların bölgeden çıkmaya başladığını söylemişti. Erdoğan, “Her şeyden önce Rusya ile Türkiye arasındaki bu 10 maddelik anlaşmanın içerisinde savunma bakanlarımızın imza altına aldığı bu muhtıra ile gerek Rusya’nın rejimi bu 15-20 km’lik bu koridora sokmaması, gerekse merkezde de bu radikal grupların Türkiye tarafından, Türkiye’nin kendi örgütleriyle; istihbarat gibi… Bunu kontrol altına alması, onların buralardan çıkışını sağlaması noktasında, daha doğrusu silahlardan arındırılmış bir bölge haline getirilmesi de bizim tasarrufumuzda olacak. Bunun için gerekli adımları da atacağız. Bunun için de şu anda bütün çalışmalar yürütülmektedir. Zaten özellikle de bu İdlib halkının beklentisiydi. İdlib halkı da bu süreci gerçekten çok çok huzurlu bir şekilde ve burada dönüşün başlamış olması ki, 50-60 bin kişi bu süre içerisinde geriye dönmüş vaziyette. Onların destekleriyle bu iş başarılacaktır. Radikal gruplar çıkmaya başladı” demişti.

SİLAHLAR BÖLGEDEN ÇEKİLİYOR

Bölgedeki kaynaklardan aldığımız bilgiler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini doğrular mahiyette. Gruplar tayin edici silahlarını, yani menzili 20 kilometreyi geçen silahlarını devriye bölgesi dışına çekmeye başladı. Muhalif grupların hepsi tayin edici silahların tahliyesi konusunda mutabık. Bölgede ağır silah olarak Suriye rejiminden ele geçirilen silahlar bulunuyor. Fakat bunların sayısı da çok büyük rakamlar değil. Grupların genelde Suriye rejiminden ele geçirilen az sayıda tank, füze çeşitleri ve hafif roketatarları bulunuyor. Bunlar hava saldırısı ve karadan taciz gibi durumlarda savunma amaçlı kullanılıyor. Bu silahlar dışında sadece AK-47 ve tabancalar var. Ağır silahlar dışında tahliye olmayacak, ancak olası bir tahliye durumunda bile birkaç saat içerisinde devriye bölgesi boşaltılabilir.

HALK MUTABAKATTAN MEMNUN

Soçi’deki mutabakat İdlib’de memnuniyetle karşılandı. Son iki aydır İdlib kent merkezi ve kırsalında zaten Türk askerinin İdlib’de sahaya inmesi için gösteriler yapılıyordu. Bilindiği üzere Türkiye’nin sahada 12 adet gözlem noktası bulunuyor. İdlib mutabakatı sonucu Türk Silahlı Kuvvetlerimize bağlı güçler gözlem noktaları arasında ve 20 kilometre genişliğinde devriye atacak. Halk ve gruplar bu nedenle Türkiye’ye minnettar durumda. Bu mutabakat sonucu hava saldırıları kesildi. Karadan kısmen taciz olsa da ciddi bir saldırı yok. Halk mutabakatın sağlanmasından memnun. Fakat Rusya’nın garantörlüğünü kabul etmediklerini, sadece Türkiye’ye güvendiklerini her platformda dillendiriyorlar.

Benzer konular