11 kanalla Arap dünyasına yayın yapan MBC Grubu, Türk dizilerini yasakladığını açıkladı. Suudi Kraliyet Ailesi üyelerinin de hissedarları arasında olduğu bilinen MBC Grubu’nun bu kararının arkasında Suudi Arabistan yönetiminin olduğu söyleniyor. Kararın siyasi olduğu konusunda ise hemen hemen herkes hemfikir.
Türk dizilerinin dünyaya açılma serüveni 2008 yılında “Gümüş” dizisiyle başladı. MBC kanalında yayınlanmaya başlanan dizi Arap ülkelerinde büyük ilgiyle karşılandı. Ürdün, Batı Şeria, Gazze’de dizi saatinde sokaklar boşalıyor, Riyad ve El Halil’de yeni doğan bebeklere dizinin kahramanlarının orada verilen isimler Mohannad ve Nur isimlerinin veriliyordu. Her geçen gün artarak devam eden Türk dizileri trendi Balkanlar’dan Arap ülkelerine, Çin’den Rusya’ya, Endonezya’dan İsveç’e, Afrika ülkelerinden Güney Amerika ülkelerine kadar geniş bir coğrafyada yayıldı. Bugün dizi sektöründe dünyada ABD’den sonra ikinci sıradayız. İlk yurt dışı satışlarında bölüm başına 30 ila 50 dolar gibi fiyatlarla verilen dizilerin şimdilerde bölüm başına alınan rakamları 20 bin dolara kadar çıkıyor.
Emlak piyasası bile etkilendi
2016 yılında Arap kanallarında 75 Türk dizisi gösterildi ve bu diziler 600 milyon dolarlık reklam geliri getirdi. Dizilerde rol alan birçok sanatçı için fan kulüpleri kuruldu, Arap ülkeleri için çekilen reklam filmlerinde rol aldılar. Dizilerden etkilenen izleyicilerin tatil için Türkiye’yi seçtiği, son 5 yılda Türkiye’ye Ortadoğu’dan gelen turist sayısında %350 artış olduğu ve bunun en önemli sebebinin de diziler olduğu kaydediliyor. Turizm acenteleri önceden saraylar, camiler ve hamamları gezdirirken yeni gezi rotası olarak dizilerin çekildiği mekanları seçiyor. Emlak piyasası da bu sayede canlandı. Türk dizilerini seyreden varlıklı Arap izleyiciler, dizilerdeki evlere benzer evlere talip oluyorlar. Dizilerin rüzgarına kapılıp Türkçe öğrenenlerin sayısında da artış yaşandı. Dizi karakterlerinin kıyafetleri moda oldu. Başta diziler Arap toplumunun yapısına uygun değil diye eleştiriliyordu ama halktan ilgi görünce bu eleştiriler rafa kaldırıldı. Sonrasında Filinta, Diriliş gibi diziler de geldi. Çeken memnun, satan memnun, yayınlayan memnun, izleyen memnunken geçtiğimiz günlerde, bu trendi başlatan MBC kanalının yaptığı açıklama herkesi şaşırttı.
MBC patronu kendini kurtardı
Merkezi Dubai’de olan ve Suudi Kraliyet Ailesi üyelerinin de hissedarları arasında olduğu söylenen MBC Grubu, Türk dizilerinin 1 Mart 2018 tarihi itibarıyla yayından kaldırıldığını açıkladı. Arap dünyasına toplam 11 kanalla yayın yapan MBC Grubu’ndan kararın kimin tarafından alındığına dair bir açıklama yapılmadı. Fakat kararın Suudi Arabistan’da yolsuzluk suçlamasıyla Ritz Carlton otelinde tutulan prens ve işadamları arasındaki MBC Başkanı Velid el-İbrahim’in salıverilmesinin hemen ardından verilmiş olması dikkat çekti. İbrahim, MBC Grubu’nun yüzde 40’lık hissesine sahip. Olayların bu şekilde gelişmesi Suudi hükümetinin, Ritz Carlton otelinde tutuklanan Prens ve işadamlarının 106 milyar dolarlık malvarlıklarına el koyarken, Velid el-İbrahim’den de Türk dizilerini yayından kaldırmasını istediği şeklinde yorumlandı. Bu karar halen MBC1, MBC4 ve MBC Drama kanallarında yayınlanan 6 dizinin kaldırılması anlamına geliyor ve kanalın maddi açıdan büyük zarara uğrayacağı da su götürmez bir gerçek. Bir yandan da MBC Group Sözcüsü Mazen Hayek’in Birleşik Arap Emirlikleri’nde İngilizce yayınlanan The National gazetesine yaptığı açıklama kararın sadece Suudi Arabistan tarafından verilmediğini, daha çok deklare edildiğini düşündürdü. Çünkü Hayek, “MBC de dahil olmak üzere birçok Arap ülkesinde Türk dizilerinin yayından kaldırılmasına yönelik bazı medya gruplarını ilgilendiren bir karar alındı” demişti.
Kararın siyasi olduğu açık
Dizi sektöründeki kulislere göre karar MBC yönetimi tarafından değil, Suudi Arabistan Kraliyet Mahkemesi tarafından alınmış ve MBC kanalı yönetimine gönderilmiş. Kararın siyasi olduğu konusunda ise dizi sektöründeki hemen hemen herkes hemfikir. ABD’nin stratejik ortağı rolünü üstlenen Suudi Arabistan’la aramızdaki gerilim bir süredir artmıştı. Suudi yönetimi Türkiye’nin yumuşak güç enstrümanlarından biri olarak düşünülen dizilerin önünü kesmek istemiş olabilir. Dizilerin Türkiye’nin popüler bir marka olarak yükselişini sağladığını düşündüğümüzde bu ihtimal pek imkansız değil. Ortadoğu’da yapılan bir araştırma katılımcıların %78’inin en az bir Türk TV dizisi seyrettiğini söylüyor. Diziler dünya ülkelerinde Türkiye’ye karşı bir sempati uyandırıyor ve başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin tanıtımına ve imajına pozitif yönde katkıda bulunuyor. Ayrıca Diriliş Ertuğrul ve benzeri dizilerin de büyük bir ilgiyle takip edilmesi de rahatsızlık oluşturmuş olabilir. Sonuçta bu diziler Osmanlı kültürünü öne çıkarıyor. Yayınlanan eski bölümlerin dahi kanalların internet sitelerinden kaldırılmasını böyle açıklayabiliriz.
En kârlı diziler Türk dizileri
Bir diğer sebep ise ekonomik olabilir. MBC’nin Mazen Hayek kararın yüksek kalitede Arap ve Körfez dizisi üretilmesini teşvik edeceğini düşündüklerini ifade ediyor. Hayek, “Arap dizilerinin bölüm maliyeti 40 bin ila 100 bin dolar arasında. Türk dizileri ise 250 bin dolar veya daha yüksek bir meblağa mâl oluyor” diyor. Ancak diğer yandan kanalların bu diziler sayesinde elde ettiği reklam gelirleri düşünülürse hangisinin ekonomik açıdan daha karlı olduğu tartışılabilir. MBC, ABD ve Hint dizileri de yayınlıyor fakat en çok Türk dizileri izleniyor. Yani en çok reklam geliri Türk dizilerinden sağlanıyor. Diğer yandan bu kararın bizim dizi piyasamıza etki edip etmeyeceği de tartışılıyor. Bazılarına göre yüzde 30’luk bir yansıması olacak. Ancak siyasi bir karar olduğu düşünüldüğünden konjonktür değiştiğinde kararın da değişeceği ifade ediliyor. Başka bir görüş ise çok çeşitli pazarlara sahip olduğumuz ve yeni ülkelere açılarak bu kaybın kolaylıkla telafi edilebileceği yönünde.
Dizi keyfi internete kayacak
Ya Arap izleyiciler? Onlar açısından durum ne olacak? Türk dizilerinin Arap sokağındaki izleyicileri karara sosyal medyada itiraz etmeye başladı bile. Tahminler izleyicilerin dizilerden vazgeçmeyeceği ve bir şekilde izleyeceği yönünde. Burada internet ya da çanak anten seçenekleri devreye giriyor. Bir bölüm yayınlandıktan kısa süre sonra Arapça altyazısı hazırlanarak internetten verilebiliyor.
***
Yasağı fırsata çeviririz
Karara Türkiye’den tepkiler de geldi. Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, MBC kanalının kararını “Kimin hangi filmi seyredeceğine masa başında oturup, üç siyasetçi karar veremez. Bu devirler çoktan geride kaldı” sözleriyle yorumladı. Son yıllarda koşar adım ilerleyen bir dizi sektörümüz olduğunu anlatan Kurtulmuş, dünyanın her yerinde insanların Türk dizilerinin yayınlanmasını iple çektiklerini söyledi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Öztürk Oran da Türk yapımlarını engellemeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini söylerken, “Bu kadar uydunun olduğu internet çağında insanların bu dizileri izlemesini kimse engelleyemez. Bir kanal kapatılabilir belki ama Türk dizilerini yayınlayacak pek çok medya kuruluşu bulunur. Zira bu coğrafyada Türk dizilerine de Türkiye’ye de sempati büyük ve asıl rahatsızlık da bundan kaynaklanıyor” dedi. Oran bu yasakta ısrar edilirse Türkiye’nin bu ülkelerdeki izleyicilerine ulaşmak için daha zengin bir mecra ve kanal çeşitliliği oluşturarak yasağı fırsata çevireceğini ifade etti.
***
MBC’nin Türkiye ortağı sorun yok diyor
MBC Group’un Türkiye’de birlikte dizi piyasasında çalıştığı bir şirket var. O3 Medya. Şirketin direkt olarak MBC’ye ait olduğunu söyleyenler de var ancak firma yetkilisi Çiğdem Öz, MBC kanalı ile ortaklıkları olduğunu fakat alınan kararların herhangi bir şekilde kendilerine yansımadığı söylüyor. Dergimize açıklamada bulunan Öz, Türk dizilerinin yasaklanmasını siyasi bir karar olarak değerlendirdiklerini ifade ediyor. Öz, “Konjonktürel olarak alınan bir karar. Henüz kendi aralarında da tartışmalar devam ediyor. Duruma göre bu kararlar değişebilir. Bizim ortaklığımız ve projelerimiz aynen devam ediyor. Dizi kasetlerimiz de şu an MBC’de bekliyor” diyor.
***
Mısır’la da aynı sorunu yaşamıştık
Yurt dışına dizi ihraç eden şirketlerden biri olan TİMS’in Uluslararası Operasyon Direktörü Selin Arat, MBC kanalının kararının hem siyasi hem de ticari bir karar olduğunu söylüyor. Arat, “MBC bir süredir Türk dizilerinin kendileri için fazla pahalı olduğuna dair bir algı oluşturmaktaydı. Siyasi zemin de oluşunca fırsatı değerlendirip bu kararı aldılar diye düşünüyorum” diyor. Dergimize MBC’nin kararını değerlendiren Selin Arat şunları söylüyor: “Yaklaşık 12 seneyi aşkın bir süredir, Türk dizileri için oluşan bir iştah vardı Ortadoğu’da. Birbirinden başarılı yapımlar yıllarca bu iştahı beslediler, çıtayı yükselttiler. Sadece Ortadoğu’da değil tüm dünyada oluşan bir “Türk dizisi” algısı var artık; Amerikan dizilerinden sonra uluslararası sirkülasyonu en yüksek diziler ülkemizde üretiliyor. O yüzden bu oluşan iştahı ve beklentiyi besleyebilmek için MBC’nin daha çok yerel prodüksiyon gerçekleştirmesi gerekecek. Bunu yapabilecek bir altyapı oluşturmaları şart yoksa kanaldaki boşlukları doldurmakta zorlanabilirler.
Yeni pazarlara açılırız
Ortadoğu bizim için ne kadar önemli bir bölge olsa da, Türk dizileri artık 100’e yakın ülkeye ihraç edildiği için bu olumsuz etkiyi yeni pazarlarla egale edebileceğimizi sanıyorum. Latin Amerika, Uzakdoğu, Afrika ve yakında Kuzey ve Orta Avrupa gibi daha önce giremediğimiz bölgelerden talepler artmaya başlamıştı zaten. Ayrıca daha önce Mısır’la olan gerginlikte de buna benzer bir dönem olmuştu, ama sonra ilişkiler normale dönünce bu konu da rayına oturmuştu. Bu değişken dünya gündeminde bunun da zamanla aşılacağını düşünüyorum.
Seyirci Türk dizisi talep edecek
Ortadoğu seyircisi kendi yerel yapımlarına elbet şans verecektir, ancak Türk dizilerinin tadını arayacaklarını tahmin ediyorum. Bu yüzden de başka kanallara yönelecektir. Gerek TV kanalı olsun, gerek dijital platformlar olsun, bir şekilde Türk dizilerini izlemeye devam edeceklerdir. Ne de olsa yasaklar insanları vazgeçirmek yerine tam tersine o yönde kamçılar. Buna benzer bir durumu Rusya “Muhteşem Yüzyıl”’ı ilk yayınlamaya başladığında yaşamıştık. Kanal sadece 12 bölüm almıştı deneme amaçlı. Yayın bitince insanlar dizinin yasaklanıp yayından kaldırıldığını düşünerek kanalı telefon bombardımanına tuttu, hatta gazetelere bile düştü bu infial hali. Ve kanal hemen devamını sipariş etti ve şimdiye kadarki en başarılı dizilerinden biri oldu.”