Suriye sil baştan

Suriye kadar bölge projeksiyonunu da yakından ilgilendiren Trump’ın Suriye’den çekilme kararı, Beyaz Sarayda da deprem etkisi yaptı. Güvenlik bürokrasisi, başta Pentagon olmak üzere kararı tepkiyle karşıladı. Bu karar sonrası oluşan bürokratik direniş, beraberinde DEAŞ özel sorumlusu Brett McGurk, CENTCOM Generali Joseph Votel ve Savunma Bakanı Jim Mattis’in istifasını getirdi.

Dera’da 2011 yılında başlayan ve ülkenin her yanına yayılan Suriye direnişi, özellikle 2015 yılı sonrası küresel güçlerin mücadele arenasına dönüştü. Ülkenin güney, doğu ve merkez bölgeleri, Rus ve İran himayesinde ayakta kalan Esed güçlerine teslim edildi. Kuzey ve doğu aksında ise 30 bin kilometrekarelik alan ABD ve müttefikleri eliyle PKK korsan kantonlarına dönüştürüldü. Uluslararası aktörlerin müdahalesiyle savaşın seyri değişirken, PKK-YPG terör örgütü bir anda özerk bölge patronajına yükseltildi. Suriye direnişinin başladığı 2011’den 2015 yılına kadar PKK yapılanmasına silah, operasyon, lojistik, siyasi zemin desteği veren ve uluslararası meşruiyet kazandırma mücadelesinin baş aktörü ABD’nin “Suriye’den çekiliyoruz” açıklaması tüm dengeleri bir kez daha değiştirdi. Öte yandan Trump’ın, “Suriye’yi bölge ülkeleri dizayn etsin” beyanatı sonrası tüm paydaşlar hesaplarını yeniden gözden geçirirken, 8 yıllık savaş sürecinde de yeni bir döneme girildi. Esed yönetimi, ABD güçlerinin çekilmesiyle doğan boşluğu PKK ile anlaşarak doldurarak, özellikle yeraltı zenginliklerinin olduğu bölgelerde kontrolü sağlamak istiyor. Zemle, El Omar, El Hul, Rimeylan rejimin öncelikle istediği ve destek güç gönderdiği petrol bölgeleri. Uzmanlar, ABD’nin İran ve Rusya’ya alan açmama konusunda yeni bir taktik geliştireceği ve Suriye’de tüm denklemin sil baştan kurulacağı görüşünde.

ŞAM SÜRECİ FIRSATA ÇEVİRMEK İSTİYOR

Türkiye 500 kilometreyi aşan güney sınırı boyunca sürdürülen terör faaliyetlerini askeri, siyasi ve diplomasi hamleleriyle değiştiren ülke oldu. Yürütülen çok yönlü diplomasi trafiği, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve İdlib intikali ile desteklendi ve Türkiye askeri olarak “bölgede varım” diyerek iradesini ortaya koydu. Ankara’nın kararlılığı ve atılan net adımlar, ABD’nin bölgede yürüttüğü terör merkezli politik tavrın değişmesinde yegane faktör olurken Esed bu gelişmeyi fırsata çevirmek istiyor. Suriye Ordusu, ABD Başkanı Trump’ın açıklamasından hemen sonra Şam, İdlib, Humus bölgelerindeki binlerce askerini Münbiç, Deir el Zor, Rakka ve Haseke bölgelerine takviye amaçlı gönderdi. Beşşar Esed yönetimi, 2012 yılı Temmuz ayında kaçtığı Münbiç başta olmak üzere binlerce kilometrekarelik alanı savaş dönemi boyunca ittifak halinde olduğu PKK-PYD terör örgütünden çatışmasız devralma hesapları yapıyor.

PKK YÖNÜNÜ YENİDEN ŞAM’A ÇEVİRDİ

ABD’nin çekiliyoruz açıklaması, PKK cephesinde büyük paniğe yol açtı. PKK elebaşları, sınır hattının tahkim edildiği ilk günlerde Aynel Arab ve Ayn İsa’ya kaçtı. Münbiç buğday silolarından tonlarca silah ve cephane yine Ayn İsa ve Çelebiye üslerine taşındı. PKK’ya bağlı Sözde Demokratik Konsey Başkanı İlham Ahmed ve Riyad Dırar’ın Paris ve BAE-Suud ziyaretlerinin de sonuçsuz kalmasıyla, terör örgütü Şam’a yeniden ittifak elini uzattı. Kandil merkezli örgüt, Sacir nehrinden başlayarak Gandura’ya uzanan TSK-ÖSO hazırlıklarını Münbiç’te kaldığı 3 yıllık işgalin sonu olarak görüyor. ABD sonrası belirsizliği Şam’la aşmak isteyen PKK yönetimi, Şam’a “Önce Arime kasabasına sonra ise Münbiç’e gir” daveti gönderdi.

SURİYE ORDUSU MÜNBİÇ’E GİRDİ YALANI

Örgütün resmi yayın organında yayınlanan çağrıyla eş zamanlı olarak, Suriye Ordu Sözcüsü Tuğgeneral Ali Meyhup, Şam’da yaptığı açıklamada Esed birliklerinin Münbiç’e girdiğini iddia etti. Aynı saatlerde ABD kara ve hava güçlerinin Münbiç merkez ve çevresinde devriye faaliyetlerini artırması dikkat çeken faaliyet olurken, Münbiç’e rejim unsurlarının girdiği ve bazı merkezlere bayrak çektiği iddialarının yalan olduğu ortaya çıktı. ÖSO sözcüsü Yusuf Hamud, gerek 25 Aralık Arime provokasyonu gerekse Münbiç’te 28 Aralık günü yaşananları “kötü bir tiyatro oynanıyor” sözleriyle açıklıyor.

HALK REJİMDEN ENDİŞELİ

Suriye Ordusu’nun Münbiç’e girdiği iddialarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananları psikolojik eylem olarak nitelendirdi. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise bölgeyi silah zoruyla elinde tutan işgalci terör yapılanmasının, Münbiç halkı adına herhangi bir gücü bölgeye çağırma yetkisi olmadığı vurgusu yapıldı. ABD tarafından DEAŞ’tan 2016 yılı Ağustos ayında alınarak PKK’ya teslim edilen Münbiç, Fırat’ın doğusunda terör işgalinde kalan en büyük yerleşim birimi olma özelliği taşıyor. DEAŞ ve PKK işgali nedeniyle 70 binden fazla Münbiçli bölgeyi terk ederek Türkiye ve muhaliflerin kontrol ettiği noktalara sığındı. Bölge halkında, Esed’in Münbiç’e girmesi durumunda ciddi bir kıyım yaşanacağı endişesi hakim.

TÜRKİYE’YE RAĞMEN HAREKET EDEMEZLER

Türkiye ve ÖSO tarafından Münbiç cephesine sevk edilen asker sayısı 40 bini aştı. ÖSO kanadı tüm hazırlıkların bittiğini ve ilk planda 5 bin kilometrekarelik Münbiç’i özgürleştirme operasyonu için hazır olduklarını açıklarken, PKK kanadından yapılan açıklamalarda Şam’la girilecek ittifakın Münbiç’ten ibaret kalmayacağı vurgusu yapıldı. Rakka ve Deir el Zor’da katliam ve insanlık suçu işleyen PKK terör örgütü, Türkiye’ye karşı mücadelede Suriye rejiminin destek vermesi durumunda tüm yeraltı zenginliklerini devretme vaadinde bulundu. İlk kantonun oluşmasından itibaren ABD ile ittifak halinde olan ve özerk meclis ilan eden PKK, Şam’a yaptığı “Münbiç’e girin” çağrısında, “Toprağı, halkı ve sınırı bakımından ait olduğumuz Suriye devletini, Türk işgaline karşı Münbiç topraklarını korumak için silahlı kuvvetlerini bölgeye göndermeye davet ediyoruz’ ifadelerini kullandı. Suriyeli muhaliflerden Zekeriya Mollahafçi, Esed yönetiminin Afrin, El Bab, Cerablus sürecinde kullandığı tüm şantaj ve provakasyon yöntemlerini Münbiç’te de devam ettirdiğini ve Türkiye’ye rağmen Suriye Ordusu’nun bölgede en küçük bir girişimde bulunamayacağını belirtti.

KÖRFEZ BLOKU DEVREDE

BAE ve Suudi Arabistan, Suriyeli aşiretler aracılığıyla doğu ve kuzey bölgelerinde yeniden etkin olmak istiyor. Filistin asıllı Muhammed Dahlan, PKK elebaşları ve Esed yandaşı isimlerle Kahire, Amman ve Dubai’de bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Suriye’de terör koridorunun yöneticisi durumunda ki ABD’nin sömürge valisi Brett McGurk’ın istifası ile boşalan alanı doldurmak isteyen Muhammed bin Dahlan, akıbeti tartışılan ABD silah ve cephanesinin aşiretlere verilmesi ve Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik harekatının engellenmesini savunuyor. Suudi İstihbaratı Suriye Masası Şefi Albay Abdurrezak ve beraberindeki heyet, Aralık ayı içerisinde Suriye’de başta Şammar ve Baggara olmak üzere birçok aşiret temsilcisiyle  görüşmeler yaptı. “Türkiye’ye karşı yanınızdayız” mesajı veren körfez heyeti, bu doğrultuda 200 milyon dolar rüşvet dağıttı.

Benzer konular