Han Şeyhun’da, bundan yaklaşık 6 ay önce, 4 Nisan 2017 Salı günü kimyasal silah kullanılan bir katliam yaşanmıştı. Esed rejimi, katliamın ardından kendisine yönelen suçlamaları kesin bir dille reddetmişti. Ancak Birleşmiş Milletler, Han Şeyhun’daki kimyasal saldırıyı Esed güçlerinin düzenlediğini resmi olarak gösteren bir rapor yayımladı. Bu raporun yayınlanması, yaşanan toplu katliamı, Han Şeyhun saldırısının acı yüzünü bizlere bir kez daha hatırlattı.
Saldırının arkasında rejim var
Birleşmiş Milletler’e bağlı Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), yapılan soruşturma neticesinde saldırıda kullanılan Sarin gazının uçaktan bir bomba ile atıldığını bildirdi. Oluşturulan heyet, saldırının arkasında Esed güçlerinin olduğunu da raporda belirtti.
Jetler gözle görülebiliyordu
Han Şeyhun’da yaşanan kimyasal saldırının bilançosu ağırdı. 87 kişi hayatını kaybederken, gazdan etkilenen yüzlerce kişi yaşam mücadelesi verdi. Görgü tanıklarının verdiği ifadelerde, kimyasal yüklü jetlerin gözle görülebilecek kadar alçaktan uçtuğu söylenmişti.
Görevli pilot inkâr etti
Ortak Soruşturma Komisyonu, Suriye Hava Kuvvetlerine bağlı SU-22’nin Sayrat Hava Üssü’nden havalanarak Şeyhun kasabasına 6 saldırı gerçekleştirdiği sonucuna vardı. Olay sırasında bölgenin 7 kilometre uzağında olduğu iddia edilen pilotla da görüşüldü. Pilot, iddiaları reddederek saldırı gününde başka bir yerde görevde olduğunu söyledi.
Esed: ‘Yüzde yüz uydurma’
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed, Han Şeyhun’daki saldırının “yüzde yüz” uydurma olduğunu söylemiş, yaptığı açıklamada “İzlenimimiz şu ki; Batı, özellikle de ABD, teröristlerle çok yakın ilişki içinde. Saldırıya (ABD’nin Suriye’ye yönelik füze saldırısına) bahane sağlamak için bütün hikâyeyi uydurdular.” demişti.
ABD Şayrat’ı Tomahawk füzeleriyle vurdu
Han Şeyhun katliamının ardından, ABD Başkanı Donald Trump, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed’i kimyasal silah kullanmakla suçladığı açıklamasında, Suriye liderinin “kırmızı çizgiyi aştığını” söylemişti. Trump’ın bu açıklamasının ardından, Amerikan Ordusuna bağlı kuvvetler Şayrat Hava Üssü’nü 59 Tomahawk füzesiyle vurdu.
Türkiye raporu
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye’deki laboratuvar sonuçlarına göre, saldırıda “Sarin gazı kullanıldığının kesinleştiğini” açıklamıştı. Akdağ, saldırıda hayatını kaybeden bir kişinin idrarında Sarin gazının iki farklı metotla tespit edildiğini, bunun da uluslararası düzeyde teyit anlamına geldiğini söylemişti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu ise, Suriye’de Beşar Esed rejiminin İdlib’in Han Şeyhun beldesine düzenlediği kimyasal saldırıya ilişkin Rusya ve İran’ın Ankara büyükelçilikleri nezdinde derhal girişimlerde bulunularak menfur saldırının ülkedeki ateşkes düzenlemesini son derece ağır bir şekilde ihlal ettiğine dikkat çekildiğini belirtmişti.
İngiltere de ‘kimyasal’ dedi
Esed’in kimyasal katliamının ardından İngiltere de, İngiliz bilim insanlarının hükümete bağlı bir askeri yerleşkede Han Şeyhun kasabasından alınan örnekleri test ettiğini ve test sonucunda Sarin gazı kalıntıları bulunduğunu açıklamıştı.
Han Şeyhun için yardım çağrıları
Türkiye’de, başta İHH İnsani Yardım Vakfı olmak üzere Han Şeyhun saldırısının arkasından yaralılar için sosyal medya hesaplarından ihtiyaç listeleri yayınlanarak harekete geçilmişti. Açıklamada, “Kimyasal saldırılara karşı acil ilaç seferberliği başlatıyoruz. Kimyasal saldırılardan etkilenen kardeşlerimize merhem olalım” ifadelerine yer verildi. İHH ile birlikte Kızılay’da yardım için SMS kampanyası başlattı.
33 defa kimyasal silah kullanılmış
BM araştırmacılarının raporu hazırlarken 43 görgü tanığı ve kurban ile görüştüğü, uydu fotoğrafları ve bomba kalıntılarının fotoğraflarından da faydalandığı açıklandı. 2011’den beri BM’nin yaptığı 14. rapor olan belgede, Suriye’de bugüne kadar gerçekleşen 33 kimyasal saldırının kayıt altına alındığı söylenirken, bunların 27’sinden Esed hükümetinin sorumlu olduğu, geri kalan 6’sının ise failinin tespit edilemediği yazıldı.
Rusya kabul etmiyor
BM’nin bu raporuna Suriye ile birlikte en sert tepki Rusya’dan geldi. OPCW tarafından hazırlanan raporun “alelacele ve amatörce hazırlandığını” iddia eden Rusya, kimyasal silah kullanımına şiddetle karşı çıktığını kaydederek, Rusya’nın Suriye’de kimyasal silah kullanımını teşvik ettiği iddialarının histeri ve Moskova’yı itibarsızlaştırma girişimi olduğunu belirterek, basındaki iddialar üzerinden Şam’ın suçlanmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.