O kurşunlar FETÖ’yü vuracak

Geçtiğimiz hafta, Türkiye’yi şok eden bir cinayet işlendi. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Çevik Kuvvet polisi Mevlüt Mert Altıntaş tarafından yapılan silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Saldırı gerçekleştiğinde Büyükelçi Karlov, Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen “Gezgin Gözüyle Kaliningrad’dan Kamçatka’ya Rusya” adlı fotoğraf sergisinin açılış konuşmasını yapıyordu. Konuşmayı basın mensuplarının takip etmesi nedeniyle, olayın saniye saniye kaydedildiği görüntülerde, katil Mevlüt Mert Altıntaş önce konuşma yapan Andrey Karlov’un arkasında solda duruyor. Daha sonra Karlov’un sağına geçerek büyükelçinin bir süre konuşmasını bekliyor ve ardından tabancasını çıkararak 2 el havaya, daha sonra 4- 5 el Büyükelçi’ye sırtından ateş ediyor. Karlov yere yığıldıktan sonra, slogan atmaya başlıyor.

İlişkiler normalleştikten sonra

Katil Mevlüt Mert Altıntaş, Büyükelçi Karlov’a ateş açtıktan sonra özel harekat polislerinin teslim ol çağrılarına cevap vermedi ve çatışmaya girdi. Bu esnada Büyükelçi Karlov yerde ağır yaralı olarak yatıyordu. Bacakları ve kasığından toplam 4 kez vurulmasına rağmen ateş etmeye devam eden Altıntaş, silah olmayan eliyle yaptığı bir hareket nedeniyle elinde bomba olabileceği şüphesiyle vurularak öldürüldü. Karlov ise olay yerine gelmiş olan ambulanslarla hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılmadı. Suikast tam da Karlov’un, Rusya Büyükelçiliği ve Çankaya Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen serginin, Türk-Rus ilişkileri düzeldikten sonraki ilk etkinlik olduğuna dikkat çektiği esnada gerçekleşti. Büyükelçi Karlov’un, son sözleri: “Ankara tarafından Rusya’ya hangi gözle baktıklarını mutlaka merak ediyorlar. İlişkilerimiz normalleştikten sonra Ankara’da yapılan ilk etkinliktir bugün hazır bulunduğumuz sergi” oldu.

İslamcı terörrist imajı çalışılmış

Katil, saldırının ardından Suriye ve Halep’le ilgili bazı sloganlar attı. Ancak jest ve mimikleri, kullandığı söylem, slogan atarken sağ değil sol eliyle şehadet işareti yapması gibi ayrıntılar, çalışılmış bir ‘radikal İslamcı terörist’ imajına işaret ediyordu. Bunun yanı sıra Halep’teki sivillerin çıkarılması için halihazırda yapılmış ve uygulanmaya çalışılan bir anlaşma varken böyle bir saldırının yapılmasının sivillerin kurtarılmasını zorlaştıracağı açıktı. Katil Altıntaş’ın 14 Aralık’ta serginin yapılacağı sanat merkezine yakın bir oteli arayarak 19 Aralık için yer ayırttığı belirlendi. Yine saldırıdan 3 gün önce aynı sanat merkezine giderek başka bir sergiye katıldığı da belirtildi. Suikast günü otele gelen Altıntaş, işleyeceği cinayete 214 numaralı odada hazırlandı. Bu ön hazırlık Altıntaş’ın Büyükelçi’nin sergiye katılacağını önceden bildiğini ve olayın organize bir saldırı olduğunun delili sayılabilir. Zaten saldırının hemen ardından ortaya çıkan ilişkiler, açıkça suikastın arkasındaki FETÖ parmağını gösterdi.

Soruşturuldu ama görevden alınmadı

Saldırı sonrası yapılan araştırmalarda katilin dayısının bir FETÖ okulunda yönetici olduğu ve FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Katil, liseden mezun olduktan sonra FETÖ’ye ait Körfez Dershaneleri’ne gitmiş, dershane ücreti de FETÖ firarisi işadamı Şahin İlgi tarafından karşılanmıştı. Bu dönemde FETÖ yurtlarında kalan katil, üniversiteyi kazanamayınca polislik sınavlarına girmiş ve eline tutuşturulan sorularla polis okulunu kazanmıştı. Altıntaş’ın ismi, sınavda soru hırsızlığına ilişkin soruşturmalarda ve İstanbul’da FETÖ’cü polislere yönelik yürütülen soruşturmadaki bir itirafçının ifadesinde de geçiyordu. Altıntaş’ın polis okuluna girişinde referans olarak gösterdiği iki üst düzey emniyet görevlisinin de FETÖ soruşturmaları kapsamında meslekten ihraç edildikleri öğrenildi. Ayrıca saldırgan 15 Temmuz darbesi için, 5 ay önce geçici görev gereği bulunduğu Diyarbakır emniyetinden 16 ve 17 Temmuz günlerinde için izin almıştı. Darbe girişimi sırasında Ankara’ya geldiği belirlenen Altıntaş’ın evinde arama sonucu FETÖ ve El Kaide’ye ilişkin kitaplar bulundu. Altıntaş’ın telefonunda FETÖ’nün haberleşme programı ByLock bulunamadı ancak ByLock’u yoğun şekilde kullanan kırmızı listedeki 10 kişiyle sık sık bağlantı kurduğu ortaya çıktı.

Kara propagandaya hemen başladılar

Suikastten hemen sonra FETÖ’nün sosyal medyadaki tetikçileri Erhan Başyurt, Aydoğan Vatandaş, Ekrem Dumanlı, Abdülhamid Bilici, Tuncay Opçin, Emre Uslu ve Önder Aytaç gibi isimlerin yazdıklarına bakıldığında tablo daha da netleşti. Olaydan sadece üç gün önce FETÖ’nün firari isimlerinden, Today’s Zaman’ın eski Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt ‘Türkiye’de büyükelçiler artık güvende değil’ başlıklı bir yazı yazmıştı. Bozkurt saldırının ardından Türkiye aleyhine kara propaganda yapmaya devam etti. FETÖ bağlantılı akademisyenlerden Georgetown Üniversitesi doçenti Anne Speckhard, ‘mükemmel bir analiz’ diyerek bir yazı paylaştı ve suikastı Nusra örgütünün işlediğini iddia etti. FETÖ’cü sosyal medya hesaplarından AK Parti Kastamonu Gençlik Kolları’nda görevli Ahmet Çetin’in AK Parti logosu altında çekilmiş fotoğrafı Mevlüt Mert Altuntaş diye paylaşılarak, saldırganın Ak Parti’li olduğu yayılmaya çalışıldı. Bu arada El Nusra’ya ait olduğu iddia edilen bir bildiri, suikastı El Nusra’nın üstlendiğini duyurdu fakat bildirinin sahte ve montaj olduğu kısa sürede anlaşıldı. Açıklama yapan El Nusra sözcüsü de bildirinin kendilerine ait olmadığını açıkladı.

Sukastın zamanı dikkat çekici

Suikast saldırısının ardından en çok konuşulan şeylerden biri de saldırının amacının ne olduğuydu. FETÖ’nün ihale alarak çalışan bir örgüt olduğu artık ayan beyan ortada. Saldırı yapıldığı esnada Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye’nin geleceğiyle ilgili Türkiye-Rusya-İran arasında yapılacak toplantıya katılmak üzere uçakla Moskova’ya doğru yol alıyordu. Saldırının zamanı ABD’nin kendisi olmadan yapılacak bir toplantıya tahammül edemediği şeklinde yorumlandı. Terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in Amerika tarafından korunup kollandığı göz önüne alındığında bu çok da uzak bir ihtimal değil. Diğer yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) katılmayı değerlen-direbileceği yönündeki sözlerinin ardından Rus Büyükelçi Karlov, “Hem Kazakistan’ın hem de Çin’in Türkiye’yi Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi olarak görmek istedikleri, ayrıca ŞİÖ üyelik sürecinde Rusya olarak Türkiye’den Avrupa Birliği’yle (AB) ilişkilerin soğutulmasını veya durdurulmasını hiçbir şekilde talep etmeyecekleri” yönünde bir açıklama yapmıştı. Türkiye’nin ŞİÖ ile yakınlaşmasının önünün böyle bir saldırı ile kesilmek istenmiş olması da muhtemel.

Muhaliflerle iletişim içindeydi

Karlov ile ilgili dikkat çekilen bir başka nokta da Suriye’de muhalifler ile iletişim kurmaya çalışması. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, suikastin ardından Büyükelçi Andrey Karlov’un, Suriye’deki barış sürecine destek olmak için muhaliflerle iletişim kurmak üzerinde çalıştığını açıkladı. “Suriyeli muhaliflerle temas içerisinde olan bir insandı, onlarla diyalog kurmak için çalışıyordu. Bu gerçek, trajediye tamamen yeni bir açı kazandırıyor” dedi. İlk akla gelen bu sebeplerin yanı sıra suikastla ilgili farklı pek çok yorum yapıldı. Bunlardan biri de cinayeti Moon Tarikatı’nın, Büyükelçi’nin Kore’de yaptığı çalışmalarla etkinliğini kırması sebebiyle FETÖ’ye ihale etmiş olmasıydı. Diğer yandan ABD saldırının failinin FETÖ çıkmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı da ifade etti. Terör örgütü liderinin Amerika’dan suikast emri veriyor olması, ABD’nin terör örgütlerini neden koruduğunu açıklama noktasında sıkıntıya sokabilir. Aynı durum Amerika ve Rusya ile olan ilişkiler noktasında da geçerli. Suikastın Rusya ile ortak yürütülen soruşturması sonucunda, resmi olarak failin FETÖ olduğu açıklanırsa, Rusya Amerika’yı Gülen’in Türkiye’ye iadesi noktasında zorlayabilir. Ayrıca suikastın dünyadaki Gülen yapılarının terörist olarak kabul edilmesinde büyük rol oynayacağı da muhakkak. Nitekim bazı ülkelerde Gülen okulları kapatılmaya başlandı bile. FETÖ 15 Temmuz’da olduğu gibi, ihalesini aldığı kurşunları Büyükelçi Karlov’dan daha çok kendi ayağına sıkmış gibi görünüyor.

Amaçlarına ulaşamadılar

İstenen her ne ise sonuca ulaşamadı gibi görünüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, düzenlediği basın toplantısında, “Ankara büyükelçimizin öldürülmesini Rusya’ya ve Rus-Türk ilişkilerine yönelik bir suikast girişimi olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı. Geçen yıl kasım ayında uçak hadisesinde, iki ülke ilişkilerine zarar vermek isteyen insanlar tarafından Rus uçağının düşürüldüğü yönündeki teze şüpheyle yaklaştığını belirten Putin, “Ancak şimdi büyükelçinin bir polis tarafından öldürülmesinden sonra fikrimi değiştirmeye başladım. Türkiye’de adalet ve güvenlik güçlerine sızılması oldukça derin bir konu. Kimseyi bir şeyle suçlamak istemem ama bunun yaşandığını görüyoruz. Bu, Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişmesine engel olmayacak” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da saldırı sonrasında bunun bir provokasyon olduğuna değinmiş ve “Putin’le bu olayı sıcağı sıcağına değerlendirdik. Olayın başından beri tüm ilgili arkadaşlar olayı yakından takip ediyoruz. Ülkem ve milletim adına tüm dost Rus halkına taziyelerimizi iletmek istiyorum. Bu Türkiye Rusya ilişkilerinin normalleşmesini bozmaya yönelik bir provokasyondur” açıklamasını yapmıştı.

Profesyoneller kaçtı

FETÖ bağlantıları kolayca tespit edilebilecek birinin suikast eylemi yapması farklı yorumlandı. Bazı çevreler FETÖ’nün bundan sonra rahat durmayacağını göstermek ve bir nevi tehdit etmek için kolay tespit edilebilecek bir elemanlarını kullandığını ifade ederken, bir başka yorum da FETÖ’nün kirli operasyonlarını yapan isimlerin ya yurt dışında ya da cezaevinde olması nedeniyle amatörce bir eylem ortaya konduğu yönünde.

Suikast ortak araştırılıyor

Suikastla ilgili başlatılan soruşturmaya katılmak üzere Rusya’dan 18 kişilik bir heyet Türkiye’ye geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rus Büyükelçi’ye düzenlenen suikastın ardından Putin’in ek güvenlik önlemleri ve ortak soruşturma talebinde bulunduğunu açıklamıştı. Bir savcı, iki güvenlik ateşesi, Acil Durum Bakanlığı yetkilileri, adli tıp yetkilileri ve psikologlardan oluşan heyet, Adli Tıp’ta otopsiye katıldı, olay yerini inceledi, Mevlüt Mert Altıntaş’ın evinde de arama yapıldı. Saldırının izleri birlikte sürülüyor.

Uzun yıllar Kore’deydi

Rus Büyükelçi Andrey Karlov için Rusya’nın başkenti Moskova’da cenaze töreni düzenlendi. Törene Rusya Devlet Başkanı Putin de katıldı. 4 Şubat 1954 tarihinde Moskova’da doğan Karlov, 1976’da Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden, 1992 yılında ise Diplomasi Akademisi’nden mezun oldu. 1976 yılından bu yana diplomatik alanda çalışmalarını sürdüren Karlov, SSCB, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatının yanı sıra yurtdışı temsilciliklerinde bulunmuştu. 1976-1981 ve 1984-1990 yıllarında SSCB’nin Kuzey Kore’deki büyükelçiliğinde, 1992-1997 yıllarında da Güney Kore Cumhuriyeti’ndeki büyükelçiliğinde farklı görevlerde çalışan Karlov, 2001-2006 döneminde ise Kuzey Kore’de büyükelçi olarak görev yaptı. Karlov, 2007-2013 döneminde de ülkesinin Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdürü idi. Karlov Temmuz 2013’ten bu yana Rusya’nın Ankara Büyükelçisi olarak görevini sürdürüyordu.

Benzer konular