O gece Karargah’ta neler oldu?

17-25 Aralık darbe girişiminin ardından devlet içinde yuvalanan Fetullahçı Terör Örgütü’nün daha da görünür olmasının ardından bu örgüte yönelik başlatılan soruşturmalar 2016’nın yaz aylarına gelene kadar can damara yani TSK’ya kadar uzanmıştı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, Asker Casusluk kumpasıyla ilgili soruşturmasını tamamlamış ve örgütün devletin en mahrem yerlerine kadar sızdığına yönelik tespitleri iddianamesinde belirtmiş ve iddianame İzmir Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da FETÖ Ana Soruşturmasını bitirerek iddianamesini tanzim etmişti. Bu iddianamede FETÖ’nün TSK yapılanmasının ne denli korkunç boyutta olduğunu ortaya koyuyordu.

Milli İstihbarat Teşkilatı, FETÖ militanlarının kendi aralarında kullandığı kriptolu yazışma programı olan ByLock’un şifrelerini çözmek üzereydi. Bu binlerce FETÖ militanının deşifre olması anlamına geliyordu. FETÖ bunun işaretlerini almış ve ByLock’u pasifize ederek yeni bir yazılıma geçmişti bile. 2016 Yüksek Askeri Şurası’na çok kısa bir süre vardı ve tespit edilen FETÖ’cü askerler YAŞ ile birlikte tasfiye edilecekti. FETÖ, tasfiye edilmeden öldürücü darbenin planlarını yapıyordu. On yıllardır hayalini kurduğu ve ilmek ilmek işlediği askeri darbe 2016 yaz ayında yapılacaktı. Aslında FETÖ’nün askeri yapılanmasının işaretleri her yerden geliyordu. Darbe girişiminden bir yıl önce, 20 Ağustos 2015’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelen bir gizli tanığın verdiği şok ifadeleri Yeni Şafak’ta yazmıştık. İfade veren bir dönem FETÖ’nün Kara Kuvvetleri öğrencileriyle ilgilenen imamıydı ve savcıya bir ajanda içerisinde FETÖ’cü karacı subayların listesini vermişti.

2003’ten sonra atılan FETÖ’cü yok

İstatistiklere göre 1987-2003 arasında 146 subay 263 astsubay TSK’dan atıldı. Atılanlar içinde FETÖ bağlantılı olduğu belirlenen isimler de bulunuyor. 2003’ten sonra FETÖ’cü olduğu iddiasıyla TSK’dan atılan hiçbir subay veya astsubay bulunmuyor. Tespitlerin en ilginçlerinden biri ise FETÖ’nün küçük yaştan beri yetiştirdiği ve TSK’ya sızdırdığı militanlarının yüzde 90’ından fazlası, bağlı oldukları abiler veya imamların izin ve talimatı doğrultusunda evlendirildiği. Böylece eşi de kendisi gibi örgüte bağlı bir kadın olan örgüt mensuplarının hem FETÖ ile olan bağları daha da kuvvetlendirildi, hem de örgütten ayrılması durumunda eş ve çocuklarının da kendinden uzaklaşacağı endişesiyle üzerlerinde baskı oluşturulması amaçlandı.

FETÖ’cü emir subayları 

FETÖ’nün kritik kadro ve görev alanlarından birisi olarak belirlediği bir diğer alan ise

Emir Subaylığı, Özel Kalem Müdürlüğü, İcra Subaylığı gibi kadrolar. Son on yıldan beri en üst makamlar dâhil, kritik komutanlık emir subayları, özel kalem müdürleri ve icra subaylarının tamamına yakını FETÖ tarafından özel olarak seçilmiş kişilerden oluşacak şekilde tayin edilmeleri sağlandı. Bu sayede en kritik bilgiler bizzat örgüt lideri Fetulah Gülen’e servis edildi. Bu birimlerde görev alan sadık örgüt mensuplarının neredeyse tamamı darbe girişiminde aktif olarak görev aldı. Savcılık, komutanların özel hayatlarına ilişkin, kimileri oldukça mahrem olan bilgilere, hatta sağlık bilgilerine bile bu yetiştirilmiş FETÖ mensupları tarafından nüfuz edildiğini vurgulayarak, bu bilgilerin çok kritik karar süreçlerinde komutanların önlerine konulmuş olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu da iddia ediyor. Darbe girişiminde, Genelkurmay Başkanı ve 2. Başkan dahil neredeyse kritik emir subayı ve özel kalem müdürlerinin büyük bir bölümünün doğrudan bu girişimde rol almış olmaları, Jandarma Genel Komutanının sekiz yıldır yanından ayırmadığı emir subayı tarafından alıkonulması bu açıdan pek de şaşırtıcı değil.

Serter’in babasından ilham aldılar 

Karargahtaki FETÖ’cüler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh Konseyi, darbenin 27 Mayıs’a benzemesi için çok ilginç tedbirler aldı. Başta darbe girişimi gecesi TRT’de okunan bildiri olmak üzere 27 Mayıs dersine çalışan darbecilerin kaynak kitabı Emin Ertekin’in İhtilal Çıkmazı isimli kitabıydı. 27 Mayıs darbesine katılan Kurmay Albay Ertekin aynı zamanda 28 Şubat sürecinde aktif rol alan Nur Serter’in de babası. 15 Temmuz darbesine katılan Yüzbaşı Metin Gümüşburun, 2 Şubat 2016 günü bu kitabı Genelkurmay Kütüphanesinden aldı, kütüphaneye kitabı zamanında teslim etmeyen Gümüşburun süre uzatarak 2 ay sonra yerine koydu. İhtilal Çıkmazı’nı darbeden 1.5 ay önce tekrar kütüphaneden alan Gümüşburun bu kitabı diğer darbeci subaylara da okuttu. Kitap, darbenin başarısız olmasının ardından Gümüşburun’un odasında yapılan aramada bulundu.

Öksüz ile villada 

Darbe girişimiyle ilgili İstanbul Başsavcılığı’na ifade veren Şapka rumuzlu bir gizli tanık, FETÖ’nün darbeye nasıl hazırlandığıyla ilgili bilgiler verdi. 5 Temmuz günü Cihan isimli bir örgüt mensubunun kendisine Whatsapp’tan ulaştığını kaydeden gizli tanık şöyle konuştu:  “Acil Ankara’ya gelmen gerekiyor, hayati bir konu, çok önemli bir konu mutlaka Ankara’ya gelmen gerekiyor” şeklinde mesaj attı ve telefonumun kapalı olması gerektiğini bildirdi. 06.07.2016 günü saat 07.40 sıralarında Ankara’ya geldim. Cihan “Şu an çok önemli bir çalışma yapılıyor çalışmanın yapıldığı yere gideceğiz ve bir arkadaş daha gelecek” dedi. Bir müddet sonra yanımıza Abdullah Kod ismini kullanan Kurmay Yarbay Turgay Sökmen geldi. Cihan, Tüm kuvvetlerin katılımı ile bir darbe planlaması yapılıyor, çalışma gideceğimiz yerde devam edecek.” Dedi. Honda Cıvıc marka araçla Çayyolu’nda 3 katlı villa tipi eve gittik. İçeride 8-10 tane sivil şahıs ile Kurmay Albay Bilal Akyüz, Kurmay Albay/Yarbay Barış Avıalan, Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Havacı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Koramiral Ömer Faruk Harmancı ile 4-5 kişi vardı. Namaz kıldıran sivil şahıs ise Adil Öksüz’dü. Adil Öksüz, bir konuşmasında “15 Temmuz akşamında yapılacak ilk işlerden bir tanesinin görevlendirme verilecek kuvvetlerle cezaevlerinde tutuklu bulunan cemaat mensubu kişileri vakit kaybetmeksizin cezaevlerinden çıkarmak olduğunu” söyledi, diğer bir konuşmasında ise “arkadaşlar biraz önce içerideki odada büyüğümüzle (örgüt lideri Fetullah Gülen) görüştüm, sizlere selamı var. Arkadaşlar ben cumartesi veya pazar İstanbul’da olacağım, oradan yurtdışına uçacağım, bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim” dedi. Silahlı darbe girişiminin başarı ile sonuçlanamayacağı görüşü belirtildiğinde ise orada bulunan herkese “Bu tür olumsuz düşüncelerle şeytanı içimize karıştırmayalım. Allah’ın yardımı ile bu iş olumlu sonuçlanacaktır” dedi.

Saat 03:00’te hareket başlıyor?

 FETÖ yapılanmasına mensup olduğunu itiraf eden bir başka subay, savcıya şu şekilde bilgileri verdi: Benim bu darbe teşebbüsünden 12 Temmuz’da haberim oldu. Akşam saat 22 sıralarında bu yapıya mensup olan cemaatin askeriye imamı olan kod ismini Osman olarak bildiğim şahıs ve onun üstü kod ismi Hakan olan şahısla Tandoğan’da görüştüm. Büyük bir ofisti. Başka odaların önünde de ayakkabılar vardı. Kod ismi Hakan olan daha önce de birkaç defa görüştüğüm şahıs yakın zamanda askeriye içerisindeki cemaat mensuplarına yönelik büyük bir operasyon yapılacağını, böyle bir operasyon yapılırsa cemaatin kökten biteceğini, bunu engellemek içinde 15 Temmuz Cuma gününü Cumartesiye bağlayan gece saat 03:00 sıralarında askeriyenin yönetime el koyacağını, talimatın büyüğümüz Fethullah Gülen’den geldiğini, Batı illerinden birkaç tane tugayın destek amacı ile Ankara’ya geleceğini söyledi ancak hangi tugaylar olduğunu söylemedi. Harekatın ilk önce Genel kurmay Karargahının ele geçirilmesi ile başlayarak bütün karargahların ele geçirileceğini ve akabinde bütün illerde Sıkıyönetim Komutanlıklarının kurulacağını söyledi.”

Başbakan Davutoğlu İstanbul'a gitti

Darbe erkene çekiliyor

 Peki, ne oldu da 03:00’daki darbe erkene çekilmek zorunda kalındı. Aslında bu planı MİT Müsteşarı Hakan Fidan bozdu. Kara Havacılık’ta bir subayın darbe günü MİT’e gelerek MİT Müsteşarlığı’na yönelik yapılacak harekatın haberini vermesi üzerine ihbarı değerlendiren MİT yetkilileri darbenin yapılacağı şüphesine kapılmış ve bu şüphe Genelkurmay ile paylaşılmıştı. O gün önce MİT Müsteşar Yardımcısı ardından Müsteşar Fidan karargaha geldi. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve 2. Başkan Yaşar Güler ile görüştü. Fidan görüşmede aynen şu ifadeyi kullandı: “Bu daha büyük bir planın parçası olabilir.” Darbe şüphesi Akar’ın tüm yurtta askeri uçuş hareketliliğini yasaklamasına neden oldu. Bu haklı bir endişeydi. Fidan’ın Akar ve Güler’le toplantı yaptığı Güler’in FETÖ’cü özel kalem müdürü tarafından darbenin beyinlerinden Tuğgeneral Mehmet Partigöç’e bildirildi. FETÖ’cülerde bir telaş başladı. Önce Akıncı Üssü’yle görüşüldü ardından İstanbul’daki darbecilere bilgi verildi. 03:00’daki darbenin erkene çekildiği bilgisi ilk olarak 17:58’de Akıncı’ya gönderildi. Bu FETÖ’nün tüm planlarını boşa çıkardı. Gecenin zifiri karanlığında darbe yapmaya hazırlanan FETÖ’cüler halkın barikatıyla karşılaştı.

O mesajlar usulen de yanlış! 

 Darbeyi erkene çekmek zorunda kalan darbeciler, Genelkumay’dan yurt genelindeki tüm askeri birimlere darbe mesajları da çekti. MEDAS isimli sistem kanalıyla mesaj çeken darbe talimatını uygulayanların da başı yandı. Çünkü bu korsan mesajlar, usule aykırı şekilde gönderildi. Darbe mesajlarının kapaklarındaki “Kimden” hanesinde GENKURPERPLVEYNTDAEVR ifadesi mevcut olduğu görülüyor. Gönderici kimliğinin son üç hanesi olan “EVR” ile darbe mesajının Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanlığının MEDAS terminalinden gönderildiği açık şekilde anlaşılıyor. Bilirkişi raporlarına göre bu terminal kendi görev alanı ile ilgili faaliyetlerin daha süratli yürütülmesini sağlamak amacıyla ve sadece mesai saatlerinde çalışmak üzere kurulmuş olan bir terminal ve Harekatın yıldırım dereceli evrak gönderme yetkisi bulunmuyor. Dolayısıyla bu mesajı yerine getiren diğer illerdeki komutanlıklar açıkça suç işlemiş ve kanunsuz emri yerine getirmiş sayılıyor.

Örümcek ağı gibi 

 Savcılık dosyasına yansıyan diğer bilgilere göre, 17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında emniyet ve yargı bürokrasisinden tasfiye edilen FETÖ, TSK’daki tahkimatını güçlendirmiş. 2014 yılındaki toplantıda albaylıktan tuğgeneral veya tuğamiralliğe terfi eden komutanların yüzde 63’ünün darbe girişiminin ardından ihraç edildiği yüzde 13’ünün ise istifa ettiği belirlendi. Bu oran tümgeneralliğe terfi edenlerde ise yüzde 50. Aynı tablo 2015 YAŞ toplantısında da benzer. 2015 YAŞ’ta albaylıktan generalliğe terfi edenlerin yüzde 63’ü darbeci olduğu gerekçesiyle ihraç edildi, yüzde 15’i ise kendi istekleriyle istifa etti. 2015’te terfi edenlerin yüzde 78’inin şu an TSK’yla ilişkisi bulunmuyor.  Bu oran hem 2014 hem de 2015 YAŞ için Hava Kuvvetleri’nde yüzde 100! Üstelik yine bu bilirkişi raporlarında, 2016’da terfi ettirilecek personel arasında yine FETÖ’cülerin bulunduğu yazılı!

Benzer konular