NATO’da skandal çatlak

Kuzey Atlantik Savunma Paktı (NATO), 10 gün önce skandal bir tatbikata sahne oldu. Norveç’te düzenlenen Trident Javelin-2017 Tatbikatı’nda Türkiye’ye müdahale senaryosuyla operasyon hazırlığı yapıldı. Üstelik o tatbikatta 41 Türk askeri de görev yapıyordu. Olay, tatbikatın tamamlandığı 17 Kasım günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamayla kamuoyuna duyuruldu. Oysa ki tatbikat 8 Kasım’da başlamıştı. Düşman tablosuna Atatürk fotoğrafı konuldu, Cumhurbaşkanı Erdoğan adına açılan hesapta da düşman kuvvetler ile işbirliği yaptığı ve füze anlaşmalarına girdiği iddia edildi. Erdoğan ve Atatürk’ün yan yana getirilmesiyle verilen mesaj açıktı: Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ün Rusya ile yaptığı işbirliğinin bir benzeri bugün Erdoğan ve Putin arasında yaşanmaya başlanmıştı ve Amerika buna izin vermek istemiyordu.

AYAR VERME ÇABASI

NATO’nun Avrupa kanadından art arda özür açıklamaları geldi. Bir subay ve teknisyenin kovulduğu açıklandı. Olay münferit olarak nitelendi. Ancak oyun büyüktü. Silahlı İnsansız Hava aracı, milli güdümlü mühimmatlarla Amerika’ya bağımlılıktan kurtulmaya başlayan Türkiye’nin Rusya’dan S-400 almasına engel olacaktı. Amerika bu yolla hem S-400 almaya hazırlanan Türkiye’ye ayar veriyor hem de NATO’nun dağılması sürecini hızlandırmak istiyordu. Norveç’te yaşanan olay Amerika’nın da planladığı gibi, Türkiye’nin NATO üyeliğinin bir kez daha sorgulanmasını beraberinde getirdi. Tüm bu gelişmelere karşın Türkiye, bugün itibariyle NATO üyeliğinden ayrılmaya niyetli değil. Ancak bir yandan da yükselen ve yükseldikçe ayağından çekilen Türkiye, üyesi olduğu tüm uluslararası kurum ve kuruluşlar ile ilişkilerini menfaat ve çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etmeye kararlı. Amerika ve Avrupa NATO’nun varlığını tartışadursun, yeni dünya düzeni oluşurken Türkiye, denge politikasını bırakmaksızın ittifaklardaki daha güçlü ve etkili varlığıyla uzun vadede gücüne güç katacak.

TATBİKATIN SON GÜNÜ HABER VERİLDİ

Olay tatbikata katılan askerlerin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı telefonla bilgilendirmesiyle ortaya çıktı. O sırada Org. Akar, AB Bakanı Ömer Çelik ile 9. Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu’na katılmak üzere Kanada’ya gidiyorlardı. Uçak yakıt ikmali için İrlanda’ya indiği sırada gelen telefonda NATO tatbikatında yaşanan skandal hakkında Org. Akar bilgilendirildi. Tatbikata katılan 41 Türk askerinin geri çekilmesi kararı da anında verildi ve bildirildi. Org. Akar daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla arayarak konuya ilişkin bilgi verdi. Yaşanan skandalı, tatbikatın tamamlandığı gün öğrenen Erdoğan, katıldığı AK Parti İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada kamuoyuna duyurdu.

FÜZE SİSTEMİ ALMAYA ÇALIŞAN SKOLKEN ÜLKESİ

Trident Javelin Tatbikatı jenerik senaryosunun neredeyse her detayı “Türkiye’ye müdahale senaryosu”nu çağrıştırıyordu. Tatbikat senaryosunda düşman ülke “Skolken ülkesi” olarak belirlendi. Jenerik senaryoda, Skolken ülkesinin NATO’nun itirazlarına konu savunma sistemi (S-400) alımında önemli aşamalar kat ettiği ve son dönemde Skolken ile sistemin üreticisi ülke arasındaki yakınlaşmanın arttığı detayları yer aldı. Tatbikat, 8 Kasım’da bu senaryonun icrasıyla başlatıldı. Senaryo dahilinde Skolken ülkesinin liderinin sosyal medya hesabındaki paylaşımları üzerinden savaş senaryosu tatbik edildi. 11 Kasım’da RTerdoğan adına sahte hesap açıldı. Tatbikat senaryosunun bir parçası olan sahte hesapta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkça “düşman unsur” olarak tanımlandı, çirkin paylaşımlarla Erdoğan NATO düşmanıymış gibi gösterildi ve NATO’yu zarara uğratan anlaşmalar yaptığı iddia edildi. Liderin sosyal medya paylaşımları da eklendiğinde yaşanan gelişmeler üzerine NATO’nun operasyon hedefindeki ana ülke Skolken’e savaş açıldı. 13 Kasım’da da düşman tablosuna Atatürk’ün fotoğrafı yerleştirildi. Atatürk, senaryo kapsamında düşman ülkenin lideri olarak gösterildi.

KİŞİSEL OLAMAYACAK KADAR ALÇAKÇA

NATO, yaşanan skandalın üzerini “münferit, kişisel bir olay” diyerek örtmeye çalışsa da jenerik senaryodaki bu ayrıntılar tatbikatın Türkiye’ye atfedildiğini açıkça gösteriyor. Trident Javelin tatbikatı ile açıkça NATO ile Türkiye karşı karşıya getirilmeye çalışıldı. Tatbikatta yaşanan bu skandal, “Türkiye’ye yönelik bir operasyonun hazırlığı” olarak yorumlandı. Asıl senaryo, Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden yalan söylemler yayarak NATO’yu Türkiye’ye düşman etmekti ve bu da Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması üzerinden yapılıyordu. Erdoğan’ın yanı sıra Atatürk’ü düşman tablosuna yerleştirmek suretiyle bugün Erdoğan-Putin diyaloğundan duyulan rahatsızlık, Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal ile Bolşevik Lider Lenin’in yaptığı iş birliği hatırlatılarak gösteriliyordu. Dolayısıyla iki isim de düşman tablosunda gösterilmeliydi. Üstelik Türkiye’yi NATO ile karşı karşıya getirmeyi amaçlayan hayali savaş senaryosu hayli tanıdıktı. Hafızalardan silinemeyecek kadar kısa bir süre önce Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinde ve Katar Krizi’nde sosyal medyada yayılan yalanlar üzerinden ülkeler karşı karşıya getirilmişti. Bu doğrultuda Norveç’teki NATO tatbikatında ne RTerdogan adına açılan hesap üzerinden yapılan ve NATO düşmanı algısı oluşturan paylaşımlar ne de düşman ülke lideri olarak Atatürk fotoğrafının konulması rastlantı olarak görülebilir. NATO’nun önceden planlı yıllık tatbikatlar senaryoları en ince ayrıntısına kadar aylar öncesinden ve emir-komuta silsilesi içerisinde belirleniyor. Yine tatbikatlarda kullanılacak tüm materyallerin de önceden hazırlanmış olması gerekiyor.

EMİR-KOMUTA SİLSİLESİ BRÜKSEL’E UZANIYOR

NATO’nun yıllık planlı tatbikatlarından olan Trident Javelin, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında düzenlenen ve NATO mukabele kuvveti sertifikasyonu için yapılan Trident Juncture tatbikatlarının dördüncüsüydü. Tatbikat, Hollanda Brunssum ve İtalya Napoli’deki NATO Müşterek Kuvvet Karargahları’nın sertifikasyonlarına hazırlık amacıyla yapıldı. Bu tatbikatın ardından müşterek kuvvet, 2018’de NATO görevlerini icra edebileceklerine dair sertifikalandırılacaktı. Bu şekliyle, NATO’nun 2018 yılında yapacağı muhtemel bir operasyonun hazırlık durumunun tatbikatıydı. Bu yıl Norveç’in 2017 milli tatbikatı ile birleştirilen Trident Javelin’in planlaması, büyük oranda Norveç’in milli unsurları tarafından yapıldı. Tatbikatın planlama ve icrasına ise Hollanda’da bulunan NATO Komuta ve Kontrol Mükemmeliyet Merkezi, NATO’nun müşterek harp merkezi eğitim timleri ve NATO’da müşterek eğitim ve tatbikatları, müşterek doktrini ve alınan dersleri yöneten Brüksel’deki NATO Karargahı’nın J7 Başkanlığı destek verdi. Tatbikat senaryoları da tüm bu karargahlarda yetkili komutanların bilgisi dahilinde ve emir- komuta silsilesi içerisinde tamamlandı. “Kara ağırlıklı büyük çaplı müşterek harekatı yapabilecek bir karargahın yüksek yoğunluklu bir harp ortamında denenmesi”ni amaçlayan ve bilgisayar destekli komuta yeri tatbikatı olarak uygulanan tatbikatta yaklaşık 300 personel görev aldı.

S-400 SOPASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO tatbikatında yaşanan skandalı duyurmasının ardından NATO’dan ve Norveç hükümetinden en üst düzeyde özür açıklamaları geldi. Cumhurbaşkanı’ndan, Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlarından ayrı ayrı özür dilendi. Gerek NATO’dan gerekse Norveç hükümetinden gelen özür açıklamalarını samimi bulan Türkiye ise olayın tüm yönleriyle araştırılması ve soruşturulması, emir-komuta silsilesi içerisinde tüm sorumluların cezalandırılmasını istedi. Ancak dikkat çeken bir ayrıntı daha vardı. NATO’nun Avrupa kanadından art arda özür açıklamaları geldiği sırada Amerika Türkiye’yi S-400 konusunda hizaya getirmeye çalışıyordu. Yapılan açıklamalarla Türkiye’ye “S-400’ü alırsanız F-35’i vermeyiz” tehdidi savruluyordu. Tatbikatta yaşanan skandal ise NATO’nun en güçlü ülkesi tarafından hiç dile getirilmiyordu. Bu tablo, Türkiye’ye müdahale senaryosunun işlendiği tatbikatta Amerikan dahlinin de sorgulanmasına yol açtı. Türkiye’yi S-400 alımından dolayı cezalandırma çabalarında bir başka girişim olarak görüldü. Amerika, Norveç’teki tatbikatla bir taşla iki kuş vurmayı amaçlıyordu. Hem Türkiye’yi hizaya getirmek hem de NATO’yu küçük düşürerek dağılma sürecini hızlandırmak.

41 TSK PERSONELİ SORUŞTURULUYOR

NATO tatbikatı Trident Javelin’e TSK’dan 41 personel katıldı. Personelin yaşanan rezalet hakkında Türkiye’yi erkenden bildirmemiş olması soruşturma konusu oldu. Planlama safhasında Türk yetkili bulunmasa da tatbikatın 8 Kasım’da başladığı düşünüldüğünde en az 10 gün öncesinden tatbikata katılan askeri personelin senaryodan haberdar oldukları değerlendiriliyor. NATO’daki üst düzey askeri personele yönelik FETÖ iddiaları düşünüldüğünde olayda FETÖ şüphesi göz ardı edilmiyor. Hatta bu çirkin saldırıyı FETÖ ayarlı ABD müdahalesi olarak görenler çoğunlukta. Burada da tatbikatın Norveç’te yapılmış olması önemli bir unsur olarak görülüyor. Norveç, bu karargahta görev yapan biri askeri ataşe 4’ü NATO subayı toplam 5 FETÖ’cünün ilticasını kabul etmişti. FETÖ’nün 15 Temmuz’daki tetikçilerinden ihraç tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş de 10 yıl önce bu karargahta görev yapan isimler arasındaydı.

NATO ÜYELİĞİ BİR KEZ DAHA SORGULANIYOR

NATO tatbikatında yaşanan bu alçak olay, Türkiye’nin ittifaka üyeliğinin bir kez daha sorgulanmasına neden oldu. NATO, uzunca bir süredir Türkiye için müttefik olmanın çok ötesinde düşmanca tavırlarıyla anılıyordu. “Taraflardan birine yapılan saldırı, herkese yapılmış kabul edilir” şeklindeki 5. Maddesiyle öne çıkan Soğuk Savaş Dönemi örgütü Kuzey Atlantik Paktı (NATO), bir süredir Türkiye tarafından maliyeti çok ağır ve her zaman geçerli bir güvenlik kalkanı oluşturmayan bir ittifak olarak görülüyordu. Bugün Türkiye’nin NATO üyesi müttefikleri Ege adalarını işgal ediyor, sözde Ermeni tasarılarına destek veriyor, Kıbrıs sorununda Rum tarafını açıkça destekliyor, Türkiye’nin 100 milyar dolarlık kaynağını döktüğü PKK terörüyle mücadelesine destek olmak şöyle dursun PKK’yı alenen ve dolaylı olarak kullanarak Türkiye’ye karşı düşmanca politika izliyor. Paktın, kolektif savunma maddesi Kuzey Irak ve Suriye sınırından yönelen terörist tehdide karşı işletilmiyor. Türkiye’nin milli çıkarlarını hep göz ardı eden NATO, daha da ötede, Sevr’in hayata geçirilmesi için yürütülen çabaların etkili bir destekçisi olarak konumlanıyor.

AVRUPA TÜRKİYE’DEN VAZGEÇEMEZ

Tüm bu gelişmeler üzerine AB ve NATO ile yaşanan dönemsel krizleri ve buradan yönelen tehditleri bertaraf edebilmek için Türkiye, dış politikasında çok yönlü bir açılıma gitti.  Şanghay İşbirliği Örgütü gibi farklı örgütlere üyelikler konuşulmaya başlandı. Bulunduğu coğrafya gereği denge unsurunu dış politikası ve ittifaklarında bir kez daha devreye sokan Türkiye’nin kısa bir süre içinde NATO müttefiklerinin de içinde yer aldığı bölgesel bir askeri koalisyonla karşı karşıya kalacak oluşu da Türkiye’yi, ittifaklarını zenginleştirmeye iten bir başka unsur oldu. NATO bünyesinde ABD ile Avrupa bloğu arasında Kosova operasyonunda yaşanan aksaklıklar üzerinden başlayan gerilim ve bu tarihten sonra ABD’nin girdiği operasyon sahalarına NATO’nun operasyonların son evresinde çağrılması gibi ittifak tanımına uymayan gelişmelerin devamı üzerine Avrupa bloğu, AB üyesi ülkelerin dahil olduğu bir yeni ittifak üzerinde uzunca bir süredir çalışıyor. Ancak Avrupa’nın bu ittifakta da Amerika’dan sonra en güçlü NATO üyesi olan Türkiye’yi hem insan kaynağı hem de Avrupa’nın güvenliği açısından gözden çıkaramayacağı ve yanında görmek isteyeceği değerlendiriliyor. Kurulacak yeni dünya düzeninin Türkiye’nin eline yeni pazarlık imkanları vermesi ve bu imkanlar en doğru şekilde kullanıldığında Türkiye’nin gücüne güç katacağı belirtiliyor.

İTTİFAKLARA ÇEKİ DÜZEN

Türkiye, tüm yaşadıklarına rağmen batı ittifakından ayrılmaya niyetli değil. Hiç kimsenin bu skandal olay üzerinden Türkiye’nin NATO ittifakından çıkarma ve bölgede yalnızlaştırma üzerinden kurulan oyunlara gelmemesi gerektiği vurgulanıyor. Bununla birlikte Türkiye NATO’nun bu alçak senaryoda dahili olup olmadığından emin olduktan sonra NATO’yu cezalandırmak üzere bazı adımlar atabilir. NATO’nun Türkiye’deki üslenmelerine yönelik sınırlandırmalar getirmek, asker sayısını azaltmasını istemek, Afganistan, Kosova gibi NATO görevlerinde Türkiye’nin katılım seviyesini düşürmek gibi bazı önlemler gündeme taşınabilir. Hatta, Türkiye, daha önce NATO’nun kullanımına izin verdiği bazı üsleri NATO’ya kapatma kararı alabilir. Ve bu durum da NATO’nun Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya’ya kapılarını kapatır. NATO, Türkiye’yi kaybederse bu bölgelere ulaşamaz olur. Gelinen noktada Türkiye, bu tip olaylardan alınan derslerle, menfaatleri doğrultusunda, ittifaktan çıkmaktan çok ilişkilerini yeniden dizayn etmeyi planlıyor. Günümüzde, yükselen bir değer olan ve yükseldikçe ayağından çekilen Türkiye, önümüzdeki süreçte, sadece NATO ile değil üyesi olduğu tüm uluslararası kurum ve kuruluşlar ile ilişkilerini menfaat ve çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn edecek. Bu da Türkiye’nin gücüne güç katacak. Ancak dünyanın yeniden dizaynında bir süre daha devam etmesi beklenen bu gerilim ortamında sabırlı olmak gerekecek. Türkiye, masada oldukça kazanmaya devam edecek.

Benzer konular