MHP kulislerine göre Meral Akşener, Yargıtay’dan beklediği karar çıkmazsa partinin arka bahçesine kaçak parti kuracak. Veya MHP’den ayrıştırdığı isimlerle hazırda bulanan tabela partilerinden birinin başına geçecek.
Daha evvel paralel yapının diğer partilere sızdırdığı isimler yeni partide Akşener’in yanında yer alacak. AK Parti küskünleri, ANAP ve DYP bakiyelerine de kanca atılacak. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle arafta kalan Büyük Birlik’in tarlası da sürülecek.
Ay sonuna kadar çıkması beklenen Yargıtay kararı, kaosu bir süre erteleme potansiyeli taşısa da, görünürde MHP, özünde AK Parti ve Türkiye’yi hedef alan kuşatma bir süre daha konuşulacağa benziyor. Kesin olan bir şey varsa bölünme, ayrışma, hatta vahim sonuçlar doğurabilecek çatışma riski taşıyan bu süreçten ülkücüler oldukça rahatsız.
Türkiye, geçtiğimiz 15 günde MHP ile yatıp, MHP ile kalktı. Gazetelerin, televizyonların gündeminde hep ülkücüler vardı. Kendisine alan bulmaya çalışan paralel yapının MHP’yi dizayn etmek istediği iddiaları da bu 15 günde ete kemiğe büründü.
Gemerek planları bozdu
Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 17-25 Aralık darbe girişimini andıran bir kararla atadığı kayyumun kongre kararı, baş döndüren bir hukuk savaşına sebep oldu. Koray Aydın, Meral Akşener ve Sinan Oğan’a yakınlığı ile bilinen isimlerin oluşturduğu kayyum heyetinin kongre kararı mahkemeye taşındı.
Tosya’da ve Gemerek’te mahkemeler, kurultayın yapılamayacağına hükmetti. MHP yönetimi derin bir nefes aldı ama bu rahatlık fazla sürmedi. Beklendiği gibi, paralel yapı devreye girerek uyuyan bir hücresini daha feda etti. Yetkisi olmadığı halde durumdan vazife çıkaran Ankara 2. İcra Hâkimliği, kurultay üzerindeki tedbiri kaldırdı.
Teamülleri alt üst eden mahkeme, dosyanın önüne gelmesini bile beklemeden fotokopiler üzerinden karar verdi. Tıpkı paralel polisleri cezaevinden çıkarmak isteyen kamikaze hâkim ve savcılar gibi, hem de haftanın son iş günü, mesai bitimine dakikalar kala. Kararı veren hâkimin kimliği kısa bir süre sonra deşifre oldu: Paralel yapının at koşturduğunu dönemde HSYK’da müfettişlik yapan, sonradan tenzil-i rütbe ile düz hâkimliğe atanan Burhan Yaz. İddiaya göre MHP’li muhalifler başvuru için Yaz’ın nöbetçi olduğu günü özellikle bekledi.
Karargâhların ışıkları sönmedi
Gemerek mahkemesinden paralel darbe girişimine karşı çıkan ikinci hüküm, arkasından Ankara 25. İcra Dairesi’nin benzer tespiti. Hukuki süreçte boğulmamak için özetlersek, 13 Mayıs günü akşam saatlerinde yargıdan çıkan son karar, “kurultay yapılamaz” oldu. Yargıtay, aynı günün sabahında, “Dosya mayıs sonuna kadar karara bağlanacak” açıklaması yaptı. Ancak muhalifler yine bildiğini okudu. Ankara’da 2 gece MHP’ye darbe planları yapılan karargâhların ışıkları sabaha kadar hiç sönmedi. Telefonlar edildi, telefonlara cevap verildi. İddialara göre bu telefonlardan bazıları paralel hatlardan geldi.
15 Mayıs günü ülkücüler gözünü kaosa açtı. Hareket belki de Alparslan Türkeş’in ani vefatından bile büyük bir travma yaşadı. Ankara Valiliği’nin kongreye izin verilmeyeceğini açıklamasına rağmen bir gün öncesinden mutabakata varan Sinan Oğan, Koray Aydın, Ümit Özdağ ve Meral Akşener, belirlenen otelin önüne aynı araba ile geldi.
İdam sehpalarında ödediği bedellere rağmen 12 Eylül’de bile devletle karşı karşıya gelmekten imtina eden ülkücüler o gün TOMA’lara tırmandı, polisle tartıştı, barikatları zorladı. MHP’deki Kemalist kliğin temsilcisi Ümit Özdağ, bir ara CHP’li Mahmut Tanal gibi barikatlara çıkıp sağduyu mesajları bile verdi.
“Son sözü genel başkanlar değil, kurultaylar söyler” temalı ortak açıklamadan sonra dağılma kararı alındı.
Yine yarı yolda bıraktı
Ancak 4’lü ittifak o an çöktü. Oğan, Aydın ve Özdağ vardıkları mutabakat gereği otelin önünden ayrıldı. 1995’ten beri yanında görüntü verdiği Tansu Çiller, Köksal Toptan, Mehmet Ağar, Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’yi yarı yolda bırakan Meral Akşener, muhalif 3’lüye de sırtını döndü.
Arkadaşlarından rol çalıp meydandan ayrılmadı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suçlamalar yönelterek “Beştepe’ye tek başına direnen” kadın pozu verdi. Yetmedi, diğer 3 muhalifin destekçilerinin de bulunduğu kalabalığa hararetli nutuklar attı.
Lider-Dokrin-Teşkilat üçlemesi üzerine kurulu ülkücü ideolojiyi temellerinden sarsan Akşener, MHP lideri Bahçeli için “Hareketin engeli Devlet Bahçeli” sloganları atılmasına yol verdi. Üçlemenin diğer ayağı olan “teşkilat” arasındaki bölünmeyi de iyice derinleştirdi. Başarısız olan “kır kurultayında” dikkat çeken diğer husus ise Yılma Durak ile Meral Akşener’in samimi görüntüleri oldu. 7 Haziran sonrası paralel yapıyla MHP arasındaki mesafe biraz daha açılınca Devlet Bahçeli’den yüz çeviren, paralel yapıya dönük operasyonlara ağır eleştiriler yönelten, her gün FETÖ’nün bir yayın organında boy gösteren Yılma Durak’la…
Şimdi tüm dikkatler bundan sonraki süreçte ne olacak sorusuna yöneldi. FETÖ destekli Meral Akşener’in A planı, herkesin malumu olduğu üzere MHP’ye genel başkan olmak. MHP kulislerine göre yargıdan beklediği gibi bir karar çıkarsa estirilen suni rüzgârlarla yelkenini dolduran Akşener’in ilk adımı rakiplerini yanına çekmek ya da bertaraf etmek olacak. Paralel ve paralele paralel merkez medya da Akşener’e yedek güç olarak destek verecek. Vahim iddia şu ki, dinleme, izleme, sahte belge üretme ve iftira atma konusunda mahir olan paralel yapı şimdiden dosyalarını hazırladı. Araştırma şirketleri de bu süreçte aktif olarak kullanılacak. “Meral Akşener partinin başına geçerse…” temalı masa başı anketlerle muhalefet yorgunu MHP tabanı ve kamuoyu manipüle edilecek.
Akşener’in B planı
Asıl bombaysa B planı. MHP yönetiminde yer alan önemli bir isme göre, Yargıtay’dan beklediği gibi karar çıkmaz, olağanüstü kurultay kararı iptal edilirse Meral Akşener, MHP’nin arka bahçesine kaçak parti kuracak. Veya MHP’den ayrıştırdığı isimlerle hazırda bulanan tabela partilerinden birinin başına geçecek.
Daha evvel paralel yapının diğer partilere sızdırdığı isimler de partide yer bulacak. AK Parti küskünleri, ANAP ve eski DYP bakiyeleri de hedefte. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle arafta kalan Büyük Birlik tarlası da sürülecek. Yine MHP kulislerine göre hedefteki tabela partisi DYP ve DP, şimdiden nabız yoklaması bile yapılmış. Paralel fon-insan kaynağıyla kısa sürede 81 ilde teşkilatlanması planlanan yeni parti, olası başkanlık referandumu veya erken seçimde AK Parti’nin karşısına konumlanacak. Hedef yine AK Parti’nin tek başına iktidardan düştüğü 7 Haziran tablosu yaratmak.
Yıllardır MHP’nin nabzını tutan gazeteci Emin Pazarcı, muhtemel senaryoyla ilgili doğrudan bazı isimler verdi. Akşener’in Adalet Partisi’ne kanca attığını ifade eden Pazarcı, Nevzat Yalçıntaş ve merkez sağdaki birtakım isimlerle görüşmeler yapıldığını, yakında bu partiye katılımlar olacağını öne sürdü. Pazarcı şunları kaydetti: “Akşener gibi geçmişte Tansu Çiller’e yakın isimlerden olan AP Genel Başkanı Vecdet Öz, yakın çevresine ‘olabilir’ diyor. Hatta daha da ileri gidip, ‘Gelirse Meral Hanım AP Eşbaşkanı’ olabilir değerlendirmesinde bile bulunuyor.”
MHP yönetiminin Yargıtay sonrası planları da hazır. Bir MYK üyesi, ilk hedeflerinin MHP’nin paralel yapının arka bahçesi haline getirilmesine, operasyon partisine dönüştürülmesine engel olmak olduğunu belirtiyor. “Meral Akşener, sizin arka bahçenize paralel parti kurmaya hazırlanıyormuş” sorusuna ise kendilerine de bu yönde güçlü istihbaratlar geldiğini belirterek cevap veriyor. MHP’nin yazılı tüzüğünden daha geçerli töreleri olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Ülkücüyüm diyen Meral Akşener ülkücüleri hiç tanımamış. Okyanus ötesinde istihbarat servisleri ile koyun koyuna hazırlanan projelerle ülkücülere istikamet verilemez. Akşener İstanbul 3. bölgeden vekil seçilmişti. O bölgede partinin aldığı oy, çıkardığı vekil sayısı ortada. Yani sahada siyaset mühendislerinin bir hükmü yok.”
Dosyaları çoktan hazır
MYK üyesi, “Peki ya partide kalırlarsa ne olacak” sorusuna ise ihraç sinyali veriyor: “4 isim hakkında da dosyalar hazır. Parti disiplini açısından gereken yapılacak.” Ama peşinden gelen cümleler daha çarpıcı. Akşener hakkında ayrı bir dosyanın daha hazırlandığını söylüyor. Paralel yapı ile Akşener arasındaki ilişkinin gözler önüne serileceğini, FETÖ’nün Akşener’i nasıl fonladığını tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyacaklarını dile getiriyor.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın daha net; sadece paralel yapıdan değil, daha geniş bir koalisyondan bahsediyor: “Bu şahsın yaptığı harcamalar bile belli iş adamları tarafından destekleniyor. Çok sayıda holding ve büyük işadamı destekliyor.”
Genel Merkez ile Meral Akşener arasında savrulan diğer muhalifler ise yol ayrımında. Sinan Oğan ve Ümit Özdağ B planları konusunda ipucu vermese de Koray Aydın tarafını belli etti. Olası bir yeni oluşumun içinde yer almayacağını ifade eden Aydın, “Bozkurtların tavşan partisi olmaz” dedi. Akşener’e güvenlerinin sarsıldığını belirten Aydın da paralel göndermesi yaptı: “Bütün illerde cemaatin Meral Hanım üzerine yoğunlaştığı görülüyor. Bunu taban da görüyor.”
Ülkücüler rahatsız
Mayıs sonuna kadar çıkması beklenen Yargıtay kararı kaosu bir süre erteleme potansiyeli taşısa da, görünürde MHP, özünde AK Parti ve Türkiye’yi hedef alan kuşatma bir süre daha konuşulacağa benziyor. Kesin olan bir şey varsa bölünme, ayrışma, hatta vahim sonuçlar doğurabilecek parti içi çatışma riski taşıyan bu süreçten ülkücüler oldukça rahatsız.
Can Reis’den Asena ablasına!
15 ve 16 Mayıs’ta gazete manşetlerinin neredeyse tamamı MHP’ye ayrıldı. Beklendiği gibi AK Parti’nin karşısında kim varsa, başlık ve seçtiği kelimelerle Akşener’in arkasında safa durdu. Paralel yapının yayın organları, hükümetin Devlet Bahçeli’ye destek için sürece müdahil olduğu iddiasına vurgu yaptı.
Ancak sahte delil üretmekteki hünerlerini habercilikte gösteremediler. Örneğin Bakış gazetesi kır kurultayında 900 delegenin imza verdiğini iddia etti. Özgür Düşünce ve Meydan ise hızını alamayarak 950’ye çıktı. Cumhuriyet ve Sözcü 748’le idare etti, 600’e düşen de oldu.
Bazı manşetler vardı ki moda deyimle hayatın olağan akışına tersti. Örneğin “Ülkücü tetikçiler” diye belgesel çeken, kitaplarında devletin ülkücüler eliyle terörü beslediğini iddia eden, ülkedeki tüm kötülüklerin anası olarak MHP’lileri gösteren Can Dündar’ın yönetimindeki Cumhuriyet gazetesi.
Kır kurultayından bir gün önce ülkücü jargon ile “Asena iktidara meydan okuyor” başlığını atan Can Dündar, bir gün sonra tevdi edilen görevine dönerek AK Parti’ye saldırdı: “Devlet’e karşı 748 imza”.
Son durak Anayasa Mahkemesi
Mahkeme mahkeme dolaşan MHP dosyası bu kez de Anayasa Mahkemesi yolunda. MHP’li bir üst kurul delegesi, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin olağanüstü kurultay konusunda karar vermeye yetkili olmadığını, bu konunun Anayasa Mahkemesince denetlenmesi gerektiğini savunarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Dilekçe işleme alındı, dosya inceleniyor. Ancak 1 delegenin yaptığı bu başvuru da yeni bir kaosa kapı araladı. Akşener kanadı, Yagıtay’ın dosyayı AYM’ye değil yerel mahkemeye gönderebileceğini iddia ediyor. MHP’ye atanan kayyum heyeti ise başvurunun MHP tüzüğünün Anayasa’ya aykırı olup olmadığının belirlenmesi talebini içerdiğini, bunun kongre dosyasıyla ilgisi olmadığını öne sürüyor.