Başta ABD olmak üzere batılı güçlerin sınırımızda sinsice büyüttüğü terör oluşumu PYD, Suriye’nin üçte birlik kısmını işgal etti. Sınırımızda 580 kilometrelik alanı kontrol eden terörist yapı,185 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip Suriye’de Türkmen ve Araplardan gasp ettiği 40 bin kilometrelik alanda tek taraflı olarak 6 korsan kanton ilan etti. 2013 yılında türetilen ve Suriye sahasına sürülen DEAŞ terör grubu PKK-PYD’yi meşrulaştırma aracı olarak işlev gördü. Güncellenmiş terör listesinde terörist yapı olarak tanımlanan PKK-PYD’ye 3 bin tır silah ve cephane sevkiyatı gerçekleştiren ABD, örgütün Suriye-Irak sınır bölgesi Yarubiye’den, Lazkiye-Kesep’e uzanan alanda egemen olması için yoğun çaba yürüttü/yürütüyor. Türkiye’nin tüm bölgeyi tehdit eden terör haritasına yönelik 24 Ağustos Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonraki ikinci ve en büyük hamlesi ise İdlip intikali ile gerçekleşti. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı birlikler 6 bin kilometrekarelik alanda güvenlik koridoru oluşturmak amacı ile Hatay-Reyhanlı sınırından Suriye’nin İdlip iline geçti. Sınır boyunda 140 kilometre uzunluk ve 65-70 kilometreye varan derinlikte 14 noktada güç bulunduracak olan TSK intikali ile Afrin’den Akdeniz’e inme hesapları yapan ABD-PKK-PYD koridoru da boşa çıkarıldı.
Koridor tamam sözü
2015 yılı Eylül ayında hava ve kara gücü olarak Suriye sahasına giren ABD tamamı 3-4 bin kişilik bir illegal oluşum olan PYD’yi Aynel Arap (Kobani) tiyatrosu ile birlikte Suriye’de biricik müttefiki ilan etti. Aynı ABD Aynel Arab’ın ardından Tel Abyat, Munbiç, Süluk, Resulayn, Haseke, Karakozak bölgelerinin terör örgütü DEAŞ’tan bir diğer terör grubu PKK-PYD’ye devredilmesinde tek etkin güç oldu. Türkiye’nin sınır hattında artan toprak işgali ve büyüyen tehlike karşısında yaptığı itirazlara karşı terör örgütünün DEAŞ’tan teslim aldığı bölgelerden tekrar çıkarılacağı sözü veren ABD sahada ise tam tersi faaliyetlerini sürdürdü. Fırat’ın batısına PKK’nın taşınması konusunda Türkiye’den gelen müdahale ederiz çıkışı karşısında Munbiç’ten PKK çekilecek sözü veren Washington yönetimi terör örgütüne “panik yapmayın koridor tamamlanacak” vaadinde bulundu.
Haseke’de sır toplantı
ABD Özel Kuvvetler ( CENTCOM) Komutanı Joseph Votel 2016 yılı Mayıs ayında Haseke Rimeylan askeri üssünde PKK üst yönetimi ile gizlice toplandı. PKK’nın Suriye sözde saha komutanları ve bazı siyasi temsilcilerinin de dahil olduğu toplantıda ABD’li komutan, ‘en geç Ağustos’ta koridor tamam’ dedi. Türkiye’den yükselen tepkilere rağmen ABD aynı dönemde PKK-PYD’ye dönük yardımlarını artarak sürdürdü. Suriye PKK’sı aynı dönemde DEAŞ’la mücadele bahanesi ile Suriye’ye girip, ABD’nin yoğun desteği ile Halep kuzeyi ve Rakka-Tabka yönünde işgallerini sürdürdü.
Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı
ABD’li makamlar tarafından PKK’ya verilen koridor vaadinden 2 ay sonra Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. 249 şehidin verildiği ihanet teşebbüsü boğuldu ve Türkiye tarihinde ilk kez millet, ihanet odakları tarafından kendisine yönelen tank, uçak ve ihanet mangalarını yenilgiye uğrattı. İlan edilen Olağanüstü Hal yasası ile darbe şokunu üzerinden atmaya çalışan Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir yandan darbecilerle hesaplaşırken diğer yandan Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlattı. Darbe girişiminden bir ay sonra 24 Ağustos 2016’da başlayan harekat 7 ay sürdü ve Cerablus, Çobanbey, Aktarin, Savran, Türkmen Barak, El Bab, Bizaa, Gandura, Rael, Dabık başta olmak üzere 250 yerleşim birimi DEAŞ ve PKK-PYD’den temizlendi. Türk askerinin 71 şehid verdiği operasyon kapsamında 110 kilometre uzunluğa, 35 kilometre derinliğe sahip 2 bin 100 kilometrekarelik alan terörden arındırılarak güvenli bölge niteliği kazandı.
ABD’nin ihanet ajandası
Suriye’de 2011 yılı başında milyonlarca sivil Nusayri Esed diktasına karşı sokaklara döküldü. 30 yıllık Esed rejimine karşı ayaklanan Suriyeliler’in 6 ay süren silahsız gösterileri Şam Yönetimi’nin şiddet ve kanlı müdahaleleri sonrası iç savaşa evrildi. Gösterilerin ilk günlerinden itibaren Türkiye ile birlikte Esed’e karşı muhalifleri desteklediğini açıklayan Beyaz Saray, 11 ülkenin çekirdeğini oluşturduğu ‘Suriye’nin Dostları Grubu’nun da’ ilk üye ülkelerinden oldu. Esed rejiminin kanlı müdaheleleri sonrası başlayan çatışma döneminin ilk 14 ayında rejim karşıtı muhalifler ülkenin % 47’lik kısmında kontrolü ele geçirdi. Takvimler 2014 yılını gösterdiğinde başta Şam, Halep, Humus, Haseke, Rakka, Deir Ez Zor, Hama, Dera ve İdlip bölgeleri ile rejimin kalbi sayılan Lazkiye’de kontrol üstünlüğü büyük orada devrim yanlılarına geçti. Aynı yılın Haziran-Temmuz döneminde ülkenin % 57’lik bölümünü özgürleştiren muhalifler, 2015’te İdlip’i de alarak büyük bir alana hakim oldu. Aynı dönemde Esed rejiminin varil başta olmak üzere, hardal, fosfor, vakum, misket içerikli yasaklı-kimyasal bombalarla sivil bölgeleri vurmasına karşı tepkisiz kalan ABD, Türkiye’nin sivilleri koruma amaçlı uçuşa yasak ve güvenli bölgeler oluşturulması yönünde attığı adımları şantaj ve tehditlerle engelledi. Ülke genelinde 700 bin sivilin katledildiği bombardımanlar konusunda Türkiye ve Katar’ın muhaliflere uçaksavar verilsin ısrarı da ABD engeline takıldı. Suriye iç savaşı 7. yılına girerken ABD’nin tüm yıkım ve katliamlara rağmen milyonlarca Suriyeli’yi değil, bölücü azınlık durumundaki marjinal bir terör örgütünü merkez alan ajandası olduğu gerçeği ortaya çıktı. İç savaşı fırsata çeviren Birleşik devletler Suriye’de 2014 yılına kadar hiçbir karşılığı/gücü olmayan ayrılıkçı terör örgütü PKK-PYD’den 2017 yılı sonlarına yaklaşıldığında Pentagon destekli 40 bin kişilik illegal ordu üretti.
ABD usulü çifte standart
Daha Irak operasyonunun başladığı ilk günlerde Barzani aşiretine tahsis ettiği alanı güvenli kılma adına 36 paraleli sınır tayin ederek uçuşa yasak bölge ilan eden ABD, 13 milyon sivilin zorunlu göçe mahkum olduğu Suriye’de tüm insanlık dışı katliamlara rağmen herhangi bir girişimde bulunmadı. Farklı ülkelerin girişimleri de Beyaz Saray yönetimi tarafından engellendi. Aynel Arap sonrası PKK-PYD’yi himayesine alan ABD tüm bölgenin geleceğini ve güvenliğini tehdit eden terörist oluşuma, zırhlı araç, tank, uçaksavar, tanksavar, gelişmiş savaş donanımı ve cephane sevkiyatına devam ediyor.
25 Eylül planın devamı
1992 yılında kimyasal üretim var bahanesi ile girdiği Irak’ta Barzani’ye illegal devlet kurduran ABD, tam donanımlı ordu niteliği kazandırmaya çalıştığı Suriye PKK’sına da 3 bölge 6 kantondan oluşan gayrı meşru devlet ilan ettirdi. Suriye ve Irak’ta şartların olgunlaşması ile PKK ve peşmergeden ortak ordu kurulmasını sağlayacak olan kirli plana paralel atılan adımlardan biri de bağımsız devlete giden süreçte gerçekleştirilen 25 Eylül korsan referandumu oldu. Bölgesel aktörlerin yoğun tepkisine rağmen ABD-İsrail destekli illegal referandum sürecinde bugüne kadar açıkça dillendirilmeyen, ‘Büyük Kürdistan’ ideali çerçevesinde Kerkük’ten Akdeniz’e uzanan ve Türkiye, İran, Suriye ve Irak’tan alınan topraklardan oluşan haydut haritalarda hoyratça sergilendi.
İdlip neden önemli
Suriye direnişinin 2.yılında üç tarafı kuşatılan ancak 2 yıl boyunca girilemeyen İdlip Fetih Ordusu öncülüğünde ele geçirildi. Geniş düzlüklere sahip İdlip, Suriye’nin tahıl ambarı olarak bilinen bir kent. Suriye’nin kavşak noktasında yer alan İdlip, Doğu’da Haseke ve Halep, Batıda Lazkiye ve Tartus, güneyde ise Hama illerinin kesişme noktasında yer alıyor. 6 bin 100 kilometre yüz ölçümüne sahip İdlip savaş öncesi 700 bin nüfusa sahipti. Savaş döneminde rejimin doğu-Batı-Güney-Kuzey hatlarını bağlayan istasyon niteliği taşıyan İdlip’in düşmesi Esed kanadında önemli ikmal zaafiyeti doğurdu.
Lazkiye yürüyüşü devam etti
Muhalifler tarafından İdlip’in düşmesini sahada izleyen bir gazeteci olarak rejim askerlerinin tamamen çıkarılmasından hemen sonra Ahraru Şam Komutanı Muhtar İdlibi bir sonraki hedeflerinin Lazkiye olduğunu söylemişti. İdlip sonrası Suriye için en stratejik yerleşim birimlerinden Cisr eş Şugur, Hamidiye, Eriha, Vadi deyf gibi stratejik öneme sahip bölgelerin de düşmesi ile Suriyeli muhalifler Rejimin gizli başkenti addedilen Lazkiye’ye 35 kilometreye kadar yaklaştılar.
Rusya faktörü devreye girdi
Muhaliflerin Şam’daki Baas Yönetim Sarayı ve Lazkiye’ye birkaç kilometreye kadar yaklaştığı günlerde, 65 bombardıman uçağı, yüzlerce tank ve zırhlı ile dahil olan Rusya faktörü, dengelerin değiştiği sürecin de başlangıcı oldu. Rejimin varil ve türevi hava saldırıları ile birlikte DEAŞ’ın olağanüstü saldırılarla yıprattığı muhalif saflar Rus hava bombardımanlarının başlaması ile çözülme sürecine girdi. Humus, Hama, Dera, Deir ez Zor, Haseke ve Halep’ten gelen binlerce muhalifin tek sığınağı olarak elde tutulan İdlip’i ABD, El Kaide bahanesi ile PKK’ya, Rusya’nın ise rejime verme hazırlığı yaptığı dönemde Türkiye’nin operasyonu geldi. Astana görüşmeleri baz alınarak başlayan intikal ile Oğulpınar Hudut Bölgesi’nden 12 Ekim Perşembe akşamı toplam 50 araçlık TSK askeri konvoyu giriş yaptı. İdlip merkezin güney doğu bölgesinde yer alan ve Afrin’deki PKK militanlarının sıfır noktasına yerleşen Türk Askeri Birliği sabah saatlerinde 4 nöbet noktasını bölgede bulunan muhalif gruplardan teslim aldı. Uygulama aşamasına dek birkaç kez revize edilen intikal planı başarı ile ilk hedefine ulaştı. Ekim ayı başından itibaren keşif ve saha analizi çalışmalarına başlayan güvenlik birimleri, tamamı 14 noktadan oluşacak gözlem noktalarından 4’ünü ilk iki günde inşaa etti.
Korsan koridor için kilit rol oynuyor
ABD ve kara gücü PYD’nin ortak planı olan terör koridoru projesi iki ayaktan oluşmakta. İlk olarak Yarubiye’den Derbesiye, Amude, Kamışlı, Aynel Arap, Tel Abyat, Cerablus ve Azez’den Afrin’i bağlama hedefinde olan ABD-PKK ittifakı, TSK tarafından başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı ile birinci etabın 110 kilometre dışında kalan 480 kilometresinde başarılı oldu. Türkiye’yi kuşatma amacı güden karanlık ittifakın Afrin-Kesep koridoru için İdlip’e ABD hava desteği ile saldırı hazırlıklarına giriştiği dönemde başlayan TSK intikali, Kerkük-Akdeniz korsan koridorunun da tam anlamıyla son bulması anlamına geliyor. Türkiye’nin doğru bir strateji ve zamanlama ile girdiği İdlip’te halen 2,5 milyondan fazla sivil yaşıyor. İdlip Halkı ilk giriş anından başlayarak Türk askerine yoğun sevgi gösterilerinde bulundu.